İngiltere’de Sarah Everard’ın öldürülmesinin ardından başlayan protesto gösterileri, hükümetin polise daha geniş yetkiler veren yasa tasarısına yönelik protestolara dönüştü.
İngiltere’de Sarah Everard’ın kaçırılarak öldürülmesinin ardından kadına yönelik şiddete karşı başlayan protesto gösterileri, başta Londra olmak üzere Manchester, Bristol ve Leeds gibi pek çok şehirde hükümetin polise daha geniş yetkiler veren yasa tasarısına yönelik protestolara dönüştü.
Bristol’da dün akşam saatlerinde başlayan gösteriler, eylemciler ile polis arasında çatışmalara sahne oldu.
Evrensel’den Özden Dinç’in haberine göre protestoları organize eden dayanışma örgütlerinin sosyal medya hesaplarından yaptıkları videolu paylaşımlarda gösterinin bir oturma eylemi şeklinde sakin başladığı ve eylemcilerin “Protestolara 10 Yıl, Tecavüzcülere 5 Yıl Ceza Veriliyor”, “Polis Devletine Hayır” şeklinde sloganlar attığı görülüyor. Ancak bir süre sonra eylemciler atlı polisler, çevik kuvvet polisleri ve polis köpekleri tarafından ablukaya alınıyor. Yerel kaynaklar şiddet olaylarının polisin kışkırtması ile başladığını ifade ediyor.
Bristol’da dün gün boyu yapılan eylemler, akşam saatlerinde Bridewell Polis Merkezi önünde devam etti. Burada polis bir kez daha göstericileri dağıtmak için saldırınca, polis ile göstericiler arasında çatışmaya dönüştü. Öfkeli olan kitle polis karakoluna ve polis araçlarına saldırdı. Bir polis aracının ateşe verildiği eylemde onlarca protestocunun yanı sıra, ikisi ağır 20 polis de yaralandı. Eylemde 7 prıtestocunun gözaltına alındığı belirtildi.
İçişleri Bakanı Priti Patel Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Bristol’da “kabul edilemez” sahnelerin yaşandığını söyledi ve “Bir azınlığın haydutluk etmesine ve kargaşa çıkarmasına katiyen müsamaha gösterilmeyecektir” dedi.
Polis, Suç ve Ceza Yasa Tasarısı’nda kamusal alanda kargaşaya veya toplumsal yaşamda ciddi bir kesintiye neden olduğu düşünülen protesto eylemlerinde polis güçlerine daha geniş yetkiler ve göstericiler için daha ağır cezalar öngörülüyor. Buna göre polis gösterinin başlangıç ve bitiş saatini ve gösteriler için ses limitini belirleyebilecek ve kurallara uymayanlara 2 bin 500 sterline kadar para cezası kesebilecek. Ayrıca polisin bu kuralları tek bir kişinin yaptığı protesto eylemlerinde dahi uygulayabilmesi öngörülüyor.
Yasa tasarısına ilişkin Parlamentonun Avam Kamarası’nda geçen hafta Salı günü yapılan görüşmeler muhalefet partisinin sert eleştirilerine sahne olmuştu.
Oldukça hararetli geçen görüşmelerde yasaya karşı çıkan İşçi Partisi milletvekilleri yasanın “özgürlüklere yönelik bir büyük darbe” olduğunu ve gençleri hedef aldığını belirttiler ayrıca iktidardaki muhafazakâr partinin yasa önerisini savunurken iddia ettiğinin aksine tasarıda kadınları koruyan elle tutulur bir madde olmadığını söylediler. İşçi Partisi tasarıya yönelik itirazında protesto hakkının kaybı halinde toplumda herkesin kaybedeceğini vurguladı.
Gölge Adalet Bakanı David Lammy adalet sistemi tartışmasının bu yasanın kapsamından farklı şekilde yapılması gerektiğini söyledi ve görüşmeler sırasında parlamento önünde seslerini yükselten kadınlara istinaden “Şimdi siz bu göstericilerin gözaltına alınması gerektiğini mi söylüyorsunuz?” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yasa ile genç insanlar mağdur iken fail haline gelecekler. Bir protesto gösterisinde köle sahiplerinin heykellerine zarar verilmesi halinde 10 yıl ceza öngörülüyor. Covid’i bir yana bırakırsak bugünün dünden ne farkı var? Gerçek şu ki, Siyah Yaşamlar Değerlidir (BLM) hareketinin ve Yokoluş İsyanı’nın (Extinction Rebellion) anlattığı vahim gerçekleri duymak istemiyorsunuz.” Lammy ayrıca polis teşkilatının bile yasa tasarına ilişkin hazırladığı tavsiye raporunda bu düzenlemeleri desteklemediğini söyledi.
İşçi Partisinden bir diğer milletvekili Olivia Black bu yasanın muhalif sesleri susturmaktan öte bir amaç taşımadığını ve kamu güvenliğinin tesisi adına hiçbir şey sunmadığını söyledi. Black “Yasa, fazlasıyla kriminalize edilen kesimlere yönelik daha da ayrımcı bir ortam hazırlayacaktır.” dedi. Milletvekili ayrıca Sarah Everard’ı anma töreninde yaşananların mevcut yetkilerin bile ne şekilde suistimal edilebildiğini görmek için yeterli kanıt sunduğunu belirtti.
İşçi Partisinden Wes Streeting ise sokaklardaki kriminal sorunların polis teşkilatı bütçesinden yıllardır yapılan kesintilerle ilgili olduğunu vurguladı.
#PoliceCrackdownBill ve #KillTheBill hastagleri altında protestoları örgütleyen gruplar -geçen haftaki protesto eylemlerinden çok önce hazırlanan ve iktidar partisi tarafından sessiz sedasız bir şekilde yasalaşması beklenen ve Lordlar Kamarası’nda görüşülmeden önce komisyona havale edilen- yasa tasarısının tepkiler üzerine ertelendiğini duyurdular.