Suriye iç savaşının 15 Mart’ta 10’uncu yılını doldurmuş olması vesilesiyle gazeteci Musa Özuğurlu ile Türkiye’nin Suriye iç savaşındaki rolünü ve Türkiye’nin bugün ki Suriye politikasını konuştuk.
Dosya: Suriye iç savaşının 10’uncu yılı
Suriye iç savaşının 15 Mart’ta 10’uncu yılını doldurmuş olması vesilesiyle Siyasi Haber olarak hazırladığımız “Suriye iç savaşının 10’ncu yılı” dosyasının bu kez konuğu gazeteci Musa Özuğurlu oldu. Musa Özuğurlu ile Türkiye’nin Suriye iç savaşındaki rolünü ve Türkiye’nin bugünkü Suriye politikasını konuştuk.
“Birincisi bunu birkaç açıdan görmemiz gerekiyor. Türkiye’nin ilk müdahalesi Suriye’deki olaylar başlamadan önceydi. Türkiye içerisinde birtakım hazırlıklar yapılmıştı. Bunu sınır illerinde özellikle Hatay’ın Yayladağı bölgesindeki yerlerde çok rahat bir biçimde görebiliyorduk. Tabii o zamanlar biz sürekli giriş çıkış yapıyorduk görevimiz gereği. Gazetecilik yapıyorduk Suriye’de. Ancak bunları anlamlandıramıyorduk doğrusu. Fakat isyan başladıktan sonra bu tür hazırlıkların neden yapıldığını gördük. Bu hazırlıklardan kastım bazı kampların hazırlanması. Mesela Yayladağı’nda eski Tekel Fabrikası vardır. O Tekel Fabrikası’nın bir mülteci kampına dönüştürülmesi gibi birtakım çalışmalar. Sonrasında Suriye’de yaşanan bu sürece dünyanın her tarafından militan aktı. Bunlar çeşitli ülkelerin finansmanıyla buralara geldiler. Ve kullandıkları geçit yerlerinden bir tanesi Türkiye oldu. Çünkü Türkiye’nin Suriye ile sınırı çok uzun. Özellikle olayların daha en başında İdlib bölgesinden çok sayıda militan Suriye içlerine sokuldu. Tabii bunlarla birlikte lojistik de sokuldu. Yani dünyanın birçok yerinden silahlar gönderildi. Bu silahlar İskenderun Limanı’ndan gemilerle getirildi ve buradan Suriye içlerine sokuldu. Tabii ki burası sadece tek kapı değildi. Lübnan’dan, Ürdün’den, Irak tarafından da militan ve silah girişi oldu. Ancak biz Türkiye’nin rolü üzerinde durduğumuz için burayı zikrediyorum. Diğer yandan orada birtakım gösterilerle ilgili olarak Türkiye’nin bazı girişimleri olduğu yönünde iddialar var. Burada bazı kişilerin birtakım faaliyetlerde bulunduğunu gördük. Sürecin başında muhalefet partilerinin milletvekillerinin dahi girmelerine izin verilmeyen birtakım kamplar vardı. Eğer bu kamplar olmasaydı Suriye’deki bu savaşın seyri belki değişik olacaktı. Tabi şu da var, sınırların bu şekilde kapatılmasıyla yani normal ticarete ya da insan akışına kapatılmasıyla birlikte iki ülkenin de ekonomisinin etkilendiğini özellikle Suriye’nin ekonomisine darbe vurulduğunu söylememiz lazım. Bu da aslında bir çeşit müdahale sayılabilir.”
Video röportajın tamamı için videoyu izleyiniz.