Hüseyin HASANÇEBİ yazdı – 1997 yılında kurulan Erbakan liderliğindeki Refahyol Hükümeti’nin önemli bir özelliği, aldığı ekonomik önlemlerle büyük sermayeye önemli bir darbe indirmesi, kaynakları emekçi sınıflar lehine kullanması ve bu “dokunulmaz” konuda elini taşın altına koyarak, o güne kadar görülmedik ölçüde başarılı olmasıdır.
1997 yılında kurulan ve 11 ay sonra, arkasında TÜSİAD’ın aleni desteği bulunan bir askeri darbe (28 Şubat) ile yıkılan Erbakan liderliğindeki Refahyol Hükümeti’nin önemli bir özelliği, aldığı ekonomik önlemlerle büyük sermayeye önemli bir darbe indirmesi, kaynakları emekçi sınıflar lehine kullanması ve bu “dokunulmaz” konuda elini taşın altına koyarak, o güne kadar görülmedik ölçüde başarılı olmasıdır.
Refahyol hükümetinin bu başarısını özetlemeye çalışacağım.
1997 yılı bütçesinde 20 milyar dolar öngörülen bütçe açığı 15 milyar dolara, 45 milyar dolar öngörülen iç borç 22 milyar dolara düşürüldü.
Aynı dönemde %170 olan iç borçlanma faizi %83 seviyesine düşürüldü; hazine faiz ödemelerinden %87 kazançla çıktı.
Tüm emekçilerin ücret ve maaş gelirlerinde %40-50 reel artış sağlandı.
1997 yılında havuz sistemi kuruldu, fon sistemi kaldırıldı, havuza 25.11 milyar dolar zamsız-vergisiz net gelir kazandırıldı.
Tarım destekleri 19 trilyondan 95 trilyona yükseltildi.
Hububat alımı 48 milyon dolardan 329 milyon dolara çıkarıldı.
Canlı hayvan ve et ithalatı yasaklandı, hayvancılık korundu.
Bağ-Kur emekli maaşları %300 artırıldı.
Taban fiyatları desteği, bir daha hiçbir zaman erişilemeyecek oranda artırıldı.
Asgari ücrete %100’ün üzerinde, enflasyon %60 seviyesinde iken memur maaşlarına %102.5 zam yapıldı. Ücretler ortalaması 655 dolardan 993 dolara çıkarıldı.
Emekli maaşlarına %51 reel artış sağlandı.
50 yıldan sonra ilk kez 1997 yılında denk bütçe yapılabildi.
1997 yılı bütçesinde yirmi yıldan sonra ilk kez yatırımlarda %40 reel artış sağlanabildi.
***
54. Hükümet bu programına şunları da ekledi:
“Halkın parasını halka vereceğiz; İstanbul dükalığının (TÜSİAD) devlet hazinesindeki hortumlarını keseceğiz.
Koç Holding ve otomotiv sanayii yüksek gümrük duvarları ile korunuyor. Ürettikleri otomobil değil, “tenekedir”, “hak edilmemiş, bedelini halkın ödediği bu koruma kalkanını kaldıracağız.”
TÜSİAD elbette daha fazlasına tahammül edemezdi; tankları sokağa sürdü; CHP’yi de…