BBC’nin araştırmacı gazetecilik programı Panorama, Asya’da Apple ürünlerinin imal edildiği fabrikalara girdi ve işçilerin içinde yaşadığı koşulları görüntüledi. Çıkan sonuç, 16 saat aralıksız çalıştıktan sonra uyuyakalan işçiler ve ölümle burun buruna gelen çocuk madenciler:
iPhone üretim bandında yapılan gizli çekimler, Apple’ın “Çin’deki işçilerimizin uluslararası standartlarda çalışmasını sağlayacağız” sözlerinin boş çıktığını gösteriyor.
Pegatron fabrikasında kendisini işçi olarak tanıtıp çalışmaya başlayan bir muhabir, 18 gün hiç tatil yapmadan çalışmaya zorlanarak durmadan Apple bilgisayarlarının montajını yaptı. Yöeticilere izin taleplerini defalarca iletse de hiç sonuç alamadı.
Üretim bandında oturup monoton bir şekilde önüne gelen bilgisayar parçalarına montaj yapan işçilerden bazıları 12 saat aralıksız çalıştıktan sonra sandalyelerinde uyuyakalıyor.
Fabrikaya kimliğini gizleyerek giren bir diğer gazeteci ise bir seferinde aralıksız olarak 16 saat çalıştırıldığını söylüyor ve “Yatakhanelere döndüğümüzde kolumu kıpırdatacak halim kalmıyordu” diyor.
Apple fabrikasında çalıştığı günleri ‘aşırı derecede yorucu’ siözleriyle ifade eden gazeteci şöyle devam ediyor:
“Karnım acıksa bile yataktan kalkacak gücü buılamıyordum. Tek istediğim şey yatıp birazcık dinlenebilmekti. Geceleri de aşırı stres yüzünden uyku tutmuyordu.”
Apple ise Çin’deki tedarik zincirinde işçilere sistematik olarak kötü muamele yapıldığı iddialarını reddetti.
Panorama ekibinin röportaj talebini reddeden Apple, yaptığı yazılı açıklamada, “İşçilerine adil ve güvenli iş ortamları sağlama konusunda Apple’dan daha fazla çaba gösteren başka bir şirket yok” dendi.
Açıklamada Apple’ın tedarikçilerle sürekli olarak temas halinde olduğu belirtildi ve “Tüm eksiklikleri gidermek için çabalıyoruz ancak bu konuda sürekli olarak takibin devam etmesi gerektiğinin de farkındayız” dendi.
Apple, işçilerin verilen aralarda ‘kestirmesinin’ alışıldık bir durum olduğunu söylüyor ancak üretim bandı başındayken uyuyakalan işçiler iddiasının araştırılacağını da vurguluyor.
Apple’ın Çin fabrikalarındaki sömürü koşulları 2010’da da dikkatleri üzerine çekmişti.
4 yıl önce Apple’ın en büyük tedarikçilerinden birisi Foxconn’da çalışan 14 işçi intihar etmişti.
İntiharların ardından Apple yönetimi bir dizi iş güvenliği tedbiri açıklamış ve açıklanan standartları tutturamayan tedarikçilerle çalışılmayacağını açıklamıştı.
Şangay yakınlarındaki Pegatron fabrikası da tedarikçilerin değiştiği o dönemde Apple ile çalışmaya başladı.
Ancak Panorama programının muhabirleri Apple’ın belirlediği iş güvenliği standartlarının sistematik olarak ihlal edildiğini ortaya koydu.
Apple için üretim yapıyorsanız fazla mesainin işçilerin isteğine bağlı olması gerekiyor. Ancak fabrikada çalışan gazetecilere herhangi bir seçim hakkı tanınmadan üst üste fazla mesailer dayatıldı.
Çalışanlar paydostan sonra da ücretlendirilmeyen toplantılara katılmaları için zorlanıyordu. Bir gazeteci fabrikada çalışırken küçücük bir odada 12 kişinin uyuduğu bir yatakhanede kaldı. Ancak Apple’a göre aşırı kalabalık yatakhaneler konusu artık geride kalmış olan bir sorun.
Petragon şirketi araştırmadan çıkan sonuçları ‘dikkatli biçimde’ inceleyeceğini söyledi ve “Gerekli görülen tüm tedbirler alınacaktır. Yöneticilerin ve işçilerin eğitimine büyük önem veriyoruz” dedi.
Apple’ın milyonlarca adet sattığı iPhoneların üretiminde kullanılan en önemli hammadelerden birisi olan kalayın çıkarıldığı Endonezya’ya da giden gazeteciler, Bangka adasında kaçak madenlerde çalıştırılan çocuk işçilerle karşılaştı.
Kalay cevheri çıkarmaya çalışan çocuklar sürekli olarak göçük altında kalma riskiyle çalışmaya devam ediyor.
Babasıyla beraber 20 metrelik bir uçurumun dibinde babasıyla birlikte kalay çıkaran 12 yaşındaki Rianto, “Heyelanlardan çok korkuyoruz. Her an tepeden toprak parçaları, kayalar kopup üzerimize düşebilir” diyor.
Rianto’nun çalıştığı madenden çıkarılan kalayı satan kaçakçıların izini süren Panorama ekibi, kaçakçıların kalayı Apple’a çalışan dökümhanelere sattığını buldu.
Apple ile çalışan bir dökümhane sahibi Johan Murod, ülkenin ihraç ettiği kalayın yüzde 70’inin Rianto’nun çalıştığına benzeyen küçük ölçekli madenlerden geldiğini söylüyor.
Murod, “Dökümhanelere her yerden kalay geliyor. Küçük madenlerden çıkanlar da vaer büyük madenlerden çıkan da. Hangisi legal hangisi illegal bilmenin imkanı da yok” diye devam ediyor.
Apple ise Endonezya’daki kalay madenciliği için ‘Çok karmaşık bir konu’ yorumunu yapıyor.
Şirketten yapılan açıklama şöyle:
“Apple’ın Endonezya kalayı konusunda yapabileceği en basit şey bu ülkeden hiç kalay almamak. Böyle bir adım atmak zor olmaz ve bizi de eleştirilerden korurdu. Ancak bu aynı zamanda tembelce ve korkakça bir yolu tercih etmek anlamına da gelirdi. Biz şirket olarak ülkedeki ürerticilerle teması sürdürüp koşulların iyileşmesi için çabalamayı tercih ettik.” (BBC)