Tuncay YILMAZ yazdı – Tanışma faslına geçtiğimizde kendilerini “biz Antepliyik”, “biz Adıyamanlıyık” “Bizimkiler Kilikyadan” “Biz de Konstantin’deniz” diye tanıştırıp gözlerini bize diktiklerinde kendimize gelmemiz bitmeyen saniyeler sürmüştü. Boğazımdaki düğümü çözerek “barev sireli ingerner” diyene kadar ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum.
2015 Şubat’ında Ermeni Sosyal Demokrat Hınçak Partisi’yle bir görüşme yapmak için Beyrut’a gitmiştik. Hristiyan ve Müslüman nüfusa göre ikiye bölünmüş Beyrut’un Hristiyan tarafının hemen kıyısından “Ermeni Mahalleleri” başlıyordu. Çoğunluğu bu bölgede 100 binin üzerinde Ermeni yaşıyor Beyrut’ta. Burc Hamud’un sokaklarında gezerken sokak, cadde adlarında, iş yerlerinin tabelalarında, vitrin süslemelerinde Ermenilerin Anayurtlarından getirdikleri pek çok isim ve sembole karşılaşıyorsunuz. Bir de duvar yazılarında 1915 Soykırımına duyulan öfkenin hala canlı olan izleriyle…
SYKP olarak Hınçak Partisi’nin “Dünya Komitesiyle” buluşacaktık. Bir partinin merkez organizasyonunu “Dünya Komitesi” olarak yapması dahi nasıl bir parçalanma yaşandığının en acı verici kanıtı olsa gerek. 1915 Soykırımından kaçan yüzbinlerce Ermeni Deyr Zor çöllerinden Beyrut’a, Fransa’dan ABD’ye dünyanın dört bir yanına savrulmuşlardı. Ve ancak bir “Dünya Komitesi”yle organize olabiliyorlardı.
Sahakyan Okulundaki Paramaz (Madteos Sarkisyan) büstü
Sevgili Alex Keushkerian ve Paul götürdü bizi buluşma yerine. Alex “geldik” dediğinde araba bir okulun bahçesine girmekteydi. Buluşma yerimiz bir okuldu yani. Ama ne okul! Beyrut Sahakyan Okulu her sabah öğrencilerini karşıladığı gibi bizi de Ermeni Devrimci Paramaz’ın (Madteos Sarkisyan) büstüyle karşılamıştı. Paramaz Hınçak Partisi’nin Merkez Komitesi Üyesiydi ve 19 yoldaşıyla birlikte 15 Haziran 1915’te Beyazıt meydanında asılmışlardı. Paramaz Ermenilerin Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan’ı, İbrahim Kaypakkaya’sıdır… Ve Ermeni çocukları her sabah onun gözlerinin içine bakarak dersliklerine giriyorlar.
Buluşmanın olacağı salona gittiğimizde aralarında Ermeni tarihçi Yegiğ Cerecyan’ın da olduğu bir heyet heyecanla karşıladı bizi. Çok eski dostlarını, yoldaşlarını uzun aradan sonra görüyorlarmış gibi sıkı sıkı kucakladılar, adeta kokladılar her birimizi… Tanışma faslına geçtiğimizde kendilerini “biz Antepliyik”, “biz Adıyamanlıyık” “Bizimkiler Kilikyadan” “Biz de Konstantin’deniz” diye tanıştırıp gözlerini bize diktiklerinde kendimize gelmemiz bitmeyen saniyeler sürmüştü. Kendimi toparlayıp boğazımdaki düğümü çözerek “barev sireli ingerner/ Merhaba sevgili yoldaşlar” diyene kadar ne kadar zaman geçtiğini gerçekten de bilmiyorum. Çok ağır gelmişti bu tablo bana. Yüz yıllık bütün acılar bir film şeridi gibi geçmişti gözümün önünden.
Çok uzun yıllardır ilk kez bir (onların söylemiyle) “Türk” sosyalist partisi Ermeni Hınçak Partisiyle resmi bir görüşme yapıyordu ve hepimiz bunun ağırlığını (kendi adımıza suçluluğunu) kemiklerimize dek hissediyorduk. Üzerinde devrimci mücadele yürüttüğümüz toprakların en eski Komünistlerinin partisiyle ancak yüz yıl sonra bir masa etrafında toplanabiliyorduk. Sevgili Kadir Akın’ın Paramaz üzerine yaptığı çalışmalarla biraz daha bilinir hale gelen, pek çok şey öğreneceğimiz müthiş bir tarihi ve birikim var oysa Ermeni Komünistlerin.
Tarihten, anılardan, siyasal ilişkilerden, güncel gelişmelerden uzun uzun konuştuktan sonra söz tabi ki Hrant’a geldi. Yegiğ Cerecyan’ın “Paramaz’ı 100 yıl sonra bir kez de Tatavla’da vurdular” sözü bir kez daha sessizliğe sürükledi hepimizi. Yüz yıldır bitmeyen lanetin, yüzleşilmeyen gerçeğin özeti gibiydi adeta bu cümle. Yüz yıl önce “… bizim talebimiz Ermeni, Türk, Kürt, Alevi, Laz, Ezidi, Süryani, Arap ve Kıptilerle birlikte eşit koşullarda yaşamaktır.” diyen Paramaz ve yoldaşlarını Beyazıt meydanında asanlarla, yüz yıl sonra “Tek yolumuz Bir arada yaşamayı savunmak olmalı. Bu yol hem aklın hem de vicdanın gereği…” diyen Hrant Dink’i Tatavla (Kurtuluş) meydanında vuranlar aynıydı. Bugün de iktidarda olan tekçi, Türkçü, İslamcı İttihat Terakki zihniyeti!
Buradayız Ahparig!
Buradayız Ingerner!
Paramaz’ın ve Hrant’ın düşlerini mutlaka gerçekleştireceğiz!