‘Kuru ekmek bütçesi’ olarak akıllara kazınan 2021 yılı bütçesi Meclis’te kabul edildi. Sayısı 5 milyona ulaşan KYK borç mağdurlarına ise yapılandırma yolu gösterildi. KYK borçluları yapılandırmanın neden yeterli olmadığını ve taleplerini anlattılar.
2021 yılı bütçesi Meclis’te kabul edildi. “Kuru ekmek bütçesi” olarak akıllara kazınan bütçe patronların, şirketlerin yüzünü güldürürken milyonlar açlığa, yoksulluğa terk edildi. KYK borçları ise muhalefetin verdiği tüm kanun tekliflerine rağmen silinmedi. AKP/MHP 5 milyon borçluya yapılandırma yolunu gösterdi.
Yapılandırmanın yeterli olmadığını, KYK borçlarının silinmesi gerektiğini söyleyen KYK borç mağdurları yaşadıkları zorlukları ve taleplerini İleri Haber’den Tugay Candan ile anlattı.
Erdoğan’ın övünç kaynağı
AKP iktidarının, özellikle de Erdoğan’ın sık sık ‘artırmakla’ övündüğü bu krediler asgari olarak harç, barınma, yiyecek, yol ve ders materyallerini kendi cebinden ödemek zorunda kalan öğrenciler için bir mecburiyet halini alıyor. Üniversite öğrencileri lisans süresince aldığı bu kredileri ise son ödeme tarihinden 2 yıl sonra geri ödemeye başlamak zorunda kalıyor. “Sigortalı olarak çalışmaya başlanıldığında ödenecek” denilse de iş bulamayan yurttaşların da ödemek zorunda bırakıldığı krediler, imza atılan miktara yüzde 75-80’e varan faizlerle geri alınıyor.
Ülkede yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla birlikte özellikle işsizlik ve ücretlerdeki düşüş daha da artmış durumda. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ağustos ayı verilerine göre işsizlik oranı 13,2 seviyesinde gerçekleşirken, genç işsizlik oranı ise yüzde 26,1 olarak gerçekleşti. Ancak bu sayıların gerçek verileri yansıtmadığı artık herkesin bildiği bir gerçek.
Yapılandırma sorunu çözmüyor
Meclis’te görüşülen 2021 yılı bütçesi de iktidarın 18 yılda neredeyse her attığı adım gibi “mutlu azınlığı” daha da mutlu etmek için tasarlandı ve onaylandı. İktidarın 5 milyonu aşan KYK borçlularına bulduğu ‘çözüm’ ise yapılandırma oldu. Yapılandırma duyurusunun ardından ise yine mağdurların banka hesaplarına e-haciz uygulandığı haberleri işitildi.
“Bu ülkenin geleceği olan bizler görmezden geliniyoruz”
Geleceksizlik ve borç sarmalındaki gençler ise mağduriyetlerinin çözümünü bekliyor. O gençlerden biri Eylem Uluçay. Uluçay, İstanbul’da bir vakıf üniversitesinde burslu olarak Psikoloji okuyor. Gelecek kaygıları ve sektörel endişelerinin yanında 3 yıldır almış olduğu kredi borcunun yüküyle yaşadığını söylüyor. “14 bini geçen borcum mevcut ve her ay artıyor tabii. Kredi/burs almanın bir seçenek olmadığını, insanca yaşama halinin kendisini sağlamak, 'ulaşılabilirlikten uzak' eğitimin parçası olabilme hali maalesef bu krediyi almadığımız ihtimalde çok daha zor” diyen Uluçay, öğrencilerin bu nedenle de güvencesiz işlerde esnek çalışma koşullarıyla çalışmak zorunda bırakıldığını vurguluyor. Kredi miktarının da giderleri karşılamadığını ifade eden Uluçay, üç talebi olduğunu söylüyor: Kredi borçlarının silinmesi, kredilerin bursa çevrilmesi ve burs miktarlarının da artırılması…
Uluçay, “Genç işsizlik oranı zirvelerdeyken ve mezun olduktan sonra da hiçbir şekilde iş bulabilme güvencemiz yokken bu borçların üzerine iki yıl sonrasında faiz işlemi uygulanıyor. Yandaş şirketlerin borçları tek kalemde silinebiliyorken, bu ülkenin geleceği olan bizler görmezden geliniyoruz” diyor.
“Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller diyerek dalga geçiyorlar”
Ezgi Çetinkaya da diğer bir KYK mağduru. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi olan Çetinkaya, 1,5 yıldır KYK kredisi aldığını ve bunun zorunlu olduğunu dile getiriyor. Emekçi bir ailenin çocuğu olarak başka hiçbir şansım bulunmadığını söyleyen Çetinkaya, “Ekonomik krizin bilançosu toplumun her katmanını etkilediği gibi biz öğrencileri de etkilemekte. Kira, fatura, ulaşım gibi temel ihtiyaçların bile üstesinden gelemez iken ülkenin başkanı tarafından zorunlu olarak almak durumunda olduğumuz KYK Kredileri için, ‘Beleşçi olmayın!’ tepkisi ile karşılaşıyoruz. Biz gençliği geleceksizliğe, borç içerisine sokan ve kurtuluşu, ülkeyi terk edip gitme hayalleri içinde bulma konumuna getiren iktidar, bizleri her koşulda suçlu bulup hedef gösteriyor. Sosyal devlet olarak her öğrenciye ücretsiz burs verilmesi gerekirken, öğrencilere yollanan icra kağıtlarıdır. Evet, 240.000 aşkın sıra arkadaşımız icra çıkmazı akabinde işsizlik ile karşı karşıya” diyor.
Çetinkaya, “insanca bir yaşam için” belli talepleri olduğunu söylüyor: Kredilerin bursa çevrilmesi, burs miktarının artırılması ve kredi borçlarının silinmesi… Çetinkaya, bu koşullar içerisinde öğrencilerin gerçek anlamda en temel haklarını karşılayabilecek ve sosyal gelişimini sağlayacak ortamı yaratabileceğinin altını çiziyor.
Çetinkaya, şunları ekliyor:
“Ücretsiz eğitim olması gereken devlet üniversitelerinde mezun olduğumuzda belli bir borcun altında mezun olmaktayız. Eğitimin ücretsiz olduğunu söyleyerek PR yapanlar, ‘kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller’ diyerek öğrencilerin yaşam mücadelesi ile alay etmektedir. Bu şekli ile ücretsiz eğitim, bir ütopyadan farksız değildir.”
“Üzerimizdeki kriz yükünü ertelemeye çalışıyorlar”
19 Mayıs Üniversitesi’nde öğrenim gören Betül Aksu da ailesinden ayrı yaşadığını ve KYK’dan aldığı kredinin geçimi için büyük önemi olduğunu ifade ediyor. Aldığı paranın büyük bir kısmının barınma ihtiyacını karşıladığını anlatan Aksu, geriye kalan parayla bir ay hayatını idame ettirmesinin beklendiğini belirtiyor.
Aksu mağduriyetlerini şöyle dile getiriyor:
“Ekstra gelir kazanmak için sağlıksız, güvencesiz ve düşük bir ücretle karşı karşıyayım. Online eğitimden önce ulaşım ve yemekhane zamları ile boğuşurken pandemi döneminde ekstra iş olanağı da elimizden alındı. Bakıldığında yetkililer bu konuya dair hiçbir söylemde bulunmuyor. Deyim yerindeyse benim gibi kredi alarak yaşayan 5 milyon öğrenciyi de yok sayıyor. Bunlar yetmezmiş gibi Kredi olarak alınan ana paraya her yıl faiz işleniyor. Artık bizler için önemli olan diplomalı olmak değil, maalesef ki diplomadan hemen sonra iş bulabilme gerçekliği de ortada değilken, bu kredileri faiziyle beraber geri ödemek…”
Aksu, geleceksizlik ve bu borç kıskacında taleplerinin “kredilerin bursa çevrilmesi”, “burs miktarının insan onuruna yaraşır bir düzeye çıkarılması” ve KYK borçlarının silinmesi” olduğunu söylerken “Son olarak şirketlerin ve futbol kulüplerinin borçlarını bir çırpıda silen iktidar, KYK için sadece yapılandırma getirerek üzerimizdeki bu kriz yükünü ertelemeye çalışıyor” diye de ekliyor.
“Ücretsiz eğitim hakkımız gasp edildi , borca mahkum edildik”
Barış Dorak ise bu yılın haziran ayında Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuş. Bir senesi İngilizce hazırlık olmak üzere toplam 5 sene öğrenci olduğu dönemde KYK kredisi almış. Kredi alırken imzaladığı sözleşme 22 bin 500 TL iken şu an ödemesi gereken borç tutarı ödemeyi geciktirmeden yaptığı takdirde 34 bin 500 TL imiş. “Zaten üniversite dönemini pahalı ve niteliksiz eğitimle geçirmişken, mezun olmamla beraber işsizlik, geleceksizlik ve bir çok maddi sıkıntıyla boğuşurken, üzerimdeki bu borç yükü ağırlığını iyice hissettiriyor” diyen Dorak, birçok genç gibi kendi eğitim hayatımın sonunun da işsizlik ve on binlerce liralık borçla sonuçlandığını belirtiyor.
Dorak, şunları söylüyor:
“Bütçe görüşmeleri sonucundan da gördüğümüz üzere yine öğrencilere ve genç işsizlere borçluluk ve geleceksizlik çıkarken, şirketlerin ise milyonlarca liralık vergi borcu devlet tarafından siliniyor. Bizim ücretsiz eğitim hakkımız gasp edildi ve borçluluğa mahkûm edildik ancak şuan hâlâ öğrencilere KYK kredisi verilerek bu borç düzeni devam ettirilmekte. Bizim temel taleplerimiz, ücretsiz ve nitelikli bir eğitim, kredi borcu yerine yaşanabilir, insani bir düzeyde burs imkanı ve kredi borcu olan milyonlarca
gencin kredi borçlarının silinmesi.”
“Kamu kaynakları birkaç patron için değil gençler için kullanılsın”
Bir diğer KYK mağduru Feyyaz Çanak ise Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nden bir yıl önce mezun olmuş. Çok sayıda genç gibi mezuniyetten sonra bulduğu her işte çalışmış. Sokakta kitap satmış, gündelik işlere de koşturmuş. Okuduğu bölümle ilgili bir iş bulabileceğini düşünmüyor.
5 milyonu aşkın genç gibi KYK borcu, deyim yerindeyse “dağı aşmış”. Çanak, güncel olarak 33 bin 659 TL borcu olduğunu ve eğer 1 yıl içersinde ödemeye başlamazsa faiz işlemeye başlayacağını belirtiyor.
“KYK kredilerinin silinmesini istiyoruz ve bunu aslında çok basit gerçeklere dayandırıyoruz” diyen Çanak, şunları söylüyor:
“Birincisi üniversiteye başladığımda öğrenci harçları olarak bilinen 'öğrenim katkı payı' kaldıralı birkaç yıl olmuştu. Ama propaganda malzemesi olarak iktidar tarafından kullanılmaya devam ediliyordu. İktidar eğitimin ücretsiz olduğunu 'müjdeliyordu'.
Bugün bakınca eskiden eğitim ücretleri dönem başında ödeniyordu, şimdi ise öğrenciler KYK kredileri alarak bu ücreti gelecekleri ile ödüyorlar. 5 milyon kişinin KYK borçlusu olduğu gerçeği eğitimin ücretsiz olduğu propagandasının gerçek olmadığını ortaya koyuyor. Ve biz diyoruz ki eğitim ücretsiz ise KYK borçları silinmeli ve tüm öğrencilere burs verilmelidir.
İkincisi ise birkaç patronun borcunu silmek yerine 5 milyon kişinin borcunun rahatlıkla silinebileceği gerçeği. Şirket ve futbol kulüplerinin sahipleri olan patronların daha fazla kâr edebilmesi için vergi borçlarının silinmesine karşı çıkıyoruz ve kamu kaynaklarının birkaç patron için değil gençler için kullanılmasını istiyoruz.
Son olarak KYK borçlarının silinmesi, borçluların mücadelesine bağlı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ‘Cengiz'den büyüğüz, birleşince güçlüyüz’ diyoruz.”
“Yapılandırma fırsat gibi sunuluyor”
Furkan Ege de Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü son sınıf öğrencisi. İkinci üniversitesini okuduğu için kredi ödeme tarihi gelmiş ve faiz de işlemeye başlamış. “Ne yazık ki mezun olmak üzere olan her öğrencinin yaşadığı gibi, ben de mezun olduktan sonra kısa bir süre içinde iş bulamayacağım, bulsam dahi düşük ücretlerle çalışacağım gerçeğiyle karşı karşıyayım” diyen Ege, bu süre boyunca da 1800 TL gecikme faiziyle birlikte yaklaşık 15 bin 800 TL olan borcunun da artmaya devam edeceğini söylüyor.
Ege, şunları kaydediyor:
“Bugün hükümet tarafından sunulan vergi borçlarının yapılandırılması kanunu KYK borç mağdurlarına bir fırsatmış gibi sunuluyor. Fakat hayata borçlarıyla başlayan öğrenciler için bir çözüm oluşturmuyor. Birçok genç zaten ailesinden destek almadan bu borçları ödeyemeyeceği için yapılandırma yoluna da gitmiyor. Henüz iş bulmuş öğrenciler aylık 400-500 TL’lik ve yıllarca sürecek taksitlerle kendi hayatlarına ne zaman başlayabilirler, ne zaman bir düzen kurabilirler veya geleceğe yönelik plan yapabilirler? Ne yazık ki bizler işsizlik, borç ve geleceksizlik kıskacında sıkışmış durumdayız. Talebimiz gayet açık; yapılandırma yetmez, tüm borçlar silinsin!”