SEÇTİKLERİMİZ – Fehim TAŞTEKİN Gazete Duvar için yazdı: Koro halinde “Bunda ne var, ulusal çıkarlar neticede” denilecektir lakin Libya’nın yarıdan fazlasını düşmanlaştıran, kalan yarıda da bölünmeler yaratan bir siyasetle günün sonunda ulusal çıkarların bağlandığı o kazığı tutacak bir zemin bile kalmayabilir.
Toplar böğürmedikçe dondurulmuş çatışmalar da umursanmıyor; kazanında kendi insanını kaynatmaya devam etse de…
24 Aralık’tan beri bir mesaj savaşıdır gidiyor. Türkiye’nin de dahil olduğu savaş, yeni bir cephe mi açıyor diye gözler Libya’yı dikizliyor. 24 Nisan’da yani bağımsızlık ilanının 69’uncu yıldönümünde toprağıyla, kurumlarıyla, halklarıyla birlikte paramparça edilmiş, dış güçlerin hakimiyet ve nüfuz alanlarına bölünmüş Libya’da taraflar katledilmiş bağımsızlığın şerefine birbirlerine nadide kelimelerle sesleniyor!
Ülkenin doğu tarafında Libya Ulusal Ordusu Komutanı Halife Hafter, batı tarafında siyasi, istihbari, askeri ve milis güçleriyle Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) destekleyen Türkiye’ye karşı savaş çağrısı yapıyor. “Türk ordusunun ayakları, Libya’nın saf topraklarını kirletirken, bağımsızlığın değeri yoktur, özgürlüğün anlamı yoktur, barış yoktur” deyip ekliyor: “Düşmanın, barışçıl ve gönüllü olarak veya silah zoruyla ayrılmaktan başka seçeneği yok. Tüm kuvvetlerimizi Türk kuvvetlerine karşı savaşa hazır olmaya çağırıyorum.”
UMH Savunma Bakanı Salah el Nemruş ise kendi kuvvetlerine “tam hazırlıklı olup başkomutanın talimatlarını bekleme, düşmana doğru yer ve zamanda acımasızca müdahale etme” talimatı veriyor. Ağzındaki şarjörü boşaltan başkaları da var.
Üç gün sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarıyla Trablus’a giden Savunma Bakanı Hulusi Akar şu yanıtı veriyor:
“Bu savaş suçlusu, cani, yani katil Hafter ve destekçileri bilmelidirler ki Türk unsurlarına yapılacak herhangi bir saldırı girişiminde katil Hafter unsurları her yerde meşru hedef olarak görülecektir. Bunu akıllarına soksunlar. Böyle bir hareketi yaptıktan sonra kaçacak yer bulamazlar. Dolayısıyla herkes aklını başına toplasın.”
Barut kokusu olmadan da ortalık toz duman!
İşin doğrusu çatışmasızlık sürecine girildiğinden beri taraflar adeta tam teşekküllü bir savaşa hazırlanıyor. Mısır ve Rusya’nın kırmızıçizgiye dönüştürdüğü Cufra ve Sirte hattının iki tarafında da askeri tahkimat var.
Türkiye’ye gelince; bir taraftan UMH güçlerinin savaş kapasitesini artırmanın gayretinde diğer taraftan kendi ayağına daha fazla yer açmanın. UMH’ye bağlı ordunun sözcüsü Muhammed Kununu, “Siz (savaşa) hazırlandıysanız biz de hazırlandık” diye tweet atıyor. Güya ülke barış sathi mailinde. Sözde.
Fehim TAŞTEKİN’in Gazete Duvar’daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN