Avukatlık yapması engellenen Barış Barışık ile birlikte 2016 yılında Ankara Üniversitesi (AÜ) Cebeci Kampüsünde öğrenci olan toplam 10 kişiye, eğitim öğrenim hakkını engelleme iddiasıyla Türk Ceza Kanunu 112. Maddeden ayrı ayrı 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi.
Mülkiye Haber'den Nurettin Öztatar'ın haberine göre, 4 Ocak 2016’da Ankara Üniversitesi Cebeci kampüsünde kampüs dışından gelen ülkücülerin de katılımıyla saldırı yaşanmıştı. Saldırının gözetmenliğini yapan polisler, ülkücüleri tek sıra halinde dizerek nasihat vererek, “Buraya olay çıkarmaya gelmeyeceksiniz. Tamam mı? Hukukun size verdiği yetki ne ise onu kullanacaksınız. Kendi kendinize olay çıkarıyorsunuz, kim durduracak bu olayları? Hepiniz aklınızı başınıza toplayın. Öğrenciyseniz öğrenciliğinizi bilin. Söz mü? Buraya gelmeyeceksiniz. Siz kendi fakültenize geri döneceksiniz. Sizin bu fakülteyle işiniz yok” demişti.
Sadece solcu öğrencilere dava açıldı
Savcılık o tarihte olaylara ilişkin soruşturma başlatmış ancak kovuşturmaya yer olmadığına karar verilerek dosya kapatılmıştı. İlk soruşturmada soruşturulanlar arasında ülkücüler de bulunuyordu. Savcılık daha sonra hukuksuz bir biçimde yeniden soruşturma başlatmış, bu kez sadece solcu, demokrat öğrenciler hakkında dava açılmıştı.
Avukatlık ruhsatı elinden alındı
Dava sürerken Barış Barışık Hukuk Fakültesini bitirmiş, ardından başladığı avukatlık stajını da tamamlamış, barodan ruhsatını da alarak avukatlık yapmaya başlamıştı. Ancak, 28 Mayıs 2020 tarihinde Ankara Barosu’da yemin ederek başladığı avukatlığı 3 ay sürmüştü. Adalet Bakanlığı, davayı gerekçe göstererek, Barışık’ın ruhsatının iptal edilmesini sağlamıştı.
“Şikayetçi olan kişilerin engellenmesi konusu değil”
Barış Barışık bu yargılama sebebiyle avukatlık ruhsatının iptal edildiğini hatırlatarak, “Aslında bu ceza üniversite yıllarında çeşitli alanlarda yürüttüğüm mücadeleye verildi” dedi. Kendisine ve diğer 9 arkadaşına eğitim öğrenim hakkını engellemek iddiasıyla ceza verildiğine dikkat çeken Barışık, dosyada şikayetçi olarak isimleri bulunan kişilerin o dönem yapılan sınavlara da girdiğini, dolayısıyla herhangi bir engellemenin söz konusu olmadığını söyledi.
“Deliller bizim lehimize”
Dosyada delil ya da tanık ifadesi bulunmadığını kaydeden Barışık, buna rağmen iki faşist öğrencinin şikayeti ile dava açıldığını, telefon dinlemeleri yapıldığını anlattı. Var olan delillerin de kendi lehlerine olduğunu ifade eden Barışık, bu hukuksuz yargılama nedeniyle avukatlık hakkının da gasbedildiğini söyledi.
“Mahkemeler siyasallaştı”
Soruşturma aşamasından dava aşamasına kadar hukuksuzluğun devam ettiğini belirten Barışık, ceza aldığı dosyada 3 faşist öğrencinin şikayetinden başka delil bulunmadığını kaydetti. Verilen cezanın hukuk sisteminin geldiği noktayı gösterdiğini belirten Barışık, “Mahkemeler siyasallaştı, hukuk ilkeleri uygulanmıyor” diye konuştu.
(Artı Gerçek)