Korkut AKIN yazdı: Başlığa çekerken (ister istemez) bozduğum dize “ihanet sayılır / bir başına mutluluğu / yalnız bırakmak sokakta”, Aydın Kaşkal’ın, “sonunda” şiirinin sonundan.
Her şeyin şiiri yazılır, her şeye şiir yazılır ama belirleyici olan ondan ne süzdüğümüz, ne süzeceğimizdir; yani bize ne verdiği önemlidir.
Yara ki, kabuk bağlar önünde sonunda. Yara ki, kabuk bağladıkça iyileşir, kaybolur. Bütün yaraların kaybolmasını ister insanın gönlü. Bu yara kimi zaman toplumsal bir sorundur kimi zaman kişisel… Her ne olursa olsun, ister içeride ister dışarıda, ister semptomları görünür ister görünmez olsun hep vardır yara yaşamın içinde. İster aşk için ister aş için isterse iş için açılan yara imeceyle kabuk bağlar ancak. Aydın Kaşkal’ın dizelerine yansıdığı gibi mutluluğu (burada iyileşmeyi, -iç- barışı) yalnız bırakmamak gerekir sokakta.
Şairin şiirce dile getirdiği tam da bu, o ihaneti yaşamamalı, yaşatmamalı…
Hüzün de bizim, en az umut kadar…
Aydın Kaşkal, yıllardır yazdığı şiirlerini “Kabuğunu Arayan Yara”da ilk kez kitaplaştırmış. Belli ki derin bir birikimin ürünü bu bir araya gelen şiirler. Belli ki, “bülbülden dinle”tmek isterken “kavimlerin dilini”, “onca aşka rağmen” “bir gül bahçesine” girememenin “kanayan hüznü” kanatıyor “kabuğunu arayan yara”yı.
Biz okurlar olarak kendimizde, kendimizce hissettiğimiz o “yara”yı, şiirin kendi akışı içinde algılıyor ve mutluluğu sokakta yalnız başına bırakmamayı benimsiyoruz.
Kendince, kendinle dertleşiyor şair: “ölünce / en çok ben ağlayacağım kendime”. Haksız sayılmaz (hele de bu pandemi günlerinde), kimse bir başkasının derdini, bırakın derman olmayı, duymuyor bile. Zaten bir dize sonrasında, “haksız da sayılmam hani” diyerek geçmişten gelen bir durum olduğunu, bunun yaşamın bir “marangoz hatası” olduğunu vurguluyor.
Barıştır her zaman arzulanan…
Demektir ki, şiir her zaman her derdin devası olmaya soyunmuş bir dosttur, sevdadır. Demek ki, sarılırsak şiire aşabiliriz bazı sorunları… aslında hepsini aşarız şiirle de, hepimiz okusak, hepimiz o duyguyu yaşasak.
“renk renk ah’lar / gizleyen anneler gördüm / bir iğne oyasına” şiiri, yazılmasının üstünden seneler geçmiş olmasına rağmen, tam da bugün, haksız bir savaşın, Azerbaycan-Ermenistan savaşının yaşattığı değil mi sizce de.
Bir de sorusu var şairin: “ağaç unutabilir dalını düştüğü yerde / insan unutulur mu / yaraların içinde”
Kendisi de bir şair olan Osman Bozkurt, sunuş yazısında, “hatırı sayılır bir tarihin içinden süzülerek geldiğini yalın dizelerle ördüğü şiir sesiyle haykırıyor” diyor Aydın Kaşkal’ın şiiri için. Kaşkal’ın şiiri (her dizesi) okurun kendinden bir şeyler bulacağı, kendisinin içine yolculuk için ilk adım olacak. Okudukça tekrar okumak istiyor insan. Her tekrarda içine yeni bir pencere açılıyor ve umudu yalnız bırakmamaya söz veriyor kendince.
Kabuğunu Arayan Yara
Aydın Kaşkal
Şiir
Usar Yayıncılık
Ekim 2019, 64 s.