Bütün engellemelere ve zorluklara rağmen tazminat hakları için direnen maden işçileri, “Her şeye rağmen tazminatlarımızı alıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Manisa’da tazimat hakları için Ankara’ya yürümek isteyen ancak 12 Ekim’den bu yana çeşitli engellemeler ve zorluklarla karşılaşan Uyar Maden işçilerinin eylemi, Soma Kırkağaç'ta 12'nci gününde devam ediyor. Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütleme Sekreteri Başaran Aksu, güne sabah saat 07.30’da başladıklarını belirterek, gün boyunca ise gelen ziyaretçileri karşıladıklarını ve sorulara cevap olmaya çalıştıklarını söyledi. Aksu, "Bazı işçi arkadaşlarımız araçlarında uyuyor. Geride kalan ise dışarıda üstü kapalı alanda uyku tulumlarında veya battaniyelerde yatıyor. Bazı geceler çok soğuk oluyor dün gece yağmur yağdı. Her şeye rağmen tazminatlarımızı alıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz” diyerek koşullarına dikkat çekti.
‘Devlet, sermayeyi koruyor’
Maden işçisi Kadir Yabacı da, Uyar Maden de 6 yıl çalıştıktan sonra 2013 yılında işine son verildiğini dile getirerek, devletin sermayeyi koruduğunu vurguladı. Hayatı boyunca ilk kez hakkını aramak için Ankara’ya gitmek isterken gözaltına alındığını aktaran Yabancı, “Hakkımızı aramak ve insan gibi yaşamak için günlerdir bankta yatıyoruz. Bizde evimizde çoluk çocuğumuzun yanında durmak istiyoruz. Çocuklarımız bizi dört gözle evde bekliyor’’ ifadelerini kullandı.
Gözaltında 8 saat aç susuz
Dinamit patlaması sonucu bacaklarından yaralanan İdris Sarıkaya ise, gözaltında 8 saat boyunca aç ve susuz kaldıklarını aktardı. Karakoldaki bekleyişin işçileri yıprattığını kaydeden Sarıkaya, "Ben her şeyimi maden de bıraktım. Bir umutlarımı bırakmadım. Bu süreçte basının, muhalefet partileri ve halkın duyarsız kalmaması mutlu etti’’ dedi.
‘Bu ayıp benim değil’
Muammer Baydemir (45) ise, tazminatını alamadığını ifade ederek, zor koşullarda direndiklerini söyledi. Baydemir, şöyle dedi: “Altımızda bir karton üzerimizde bir battaniye ile sürekli aynı elbiselerimizle yatıyoruz. İçler acısı bir durum ama hakkımız için bırakın betonun üstünde yatmayı yağmurun altında bile yatarım. Bu benim ayıbım değil, onların ayıbı onlar utansın."