SEÇTİKLERİMİZ – Kemal CAN Gazete Duvar için yazdı: “Devletin asıl işi “çarkların işlemesi”, teklemeden dönmesi ve güvenliği. Aksi ne kadar gürültülü biçimde söylense veya iddia edilse de, vatandaşların güvenliği, esenliği ve refahı değil.”
Kimin ve neyin korunacağı, o çarkların nasıl kurulduğuyla en baştan belirleniyor zaten. “Çarkların dönmesi” denilince -öyle bir imaj verilmek istense de- büyük bir denge ve uyumla işleyen sihirli bir makinadan bahsetmiyoruz; dişlilerinin arasında insanların can verdiği bir düzen sözü edilen. Geniş yığınların hak ve beklentilerinin bu kurulu işleyişe zarar vermeyecek halde tutulması ve mümkünse çarkların önemine ikna (olmazsa itaat) sağlanması, devletin en önemli güvenlik hassasiyeti.
Bazı ülkeler, yaratabildikleri illüzyonlarla geniş kesimleri “işleyen çarkın” kendileri için de döndüğüne inandırıyor; sistem ve kurumsallaşmayla “düzeni” sağlama alıyor veya almaya çalışıyor, makinanın daha az gürültü çıkartması için gerekli “yağı” eksik etmiyor. Bazı ülkeler ise korunmaya çalışılan çarkı tartışmanın tamamen dışına taşıyıp, kendi varlığını öne koyuyor ve buna hamasi misyonlar yüklüyor. O ülkede yaşayan herkesi –hatta dünyanın geri kalanını- kaba bir gardiyandan fazlası olmayan ama yalan kutsallıklar atfedilen bir makinaya saygıya, itaate mecbur tutuyor. Çarkların insanları eze eze, ürkütücü gürültüler çıkartan bir korku aygıtına dönüşmesini daha işe yarar buluyor.
Hemen her gün bir örneğini görüyoruz: Hakkını arayan bir avuç işçi yürümek için yola çıksa; bir grup öğrenci iki sloganla sesini duyurmaya kalksa; acılarını, kayıplarını hatırlatan insanlar bir eylem yapmak istese, devletin bütün gücünü onların üzerine gönderebildiğini, dakikalar içinde organize olup binlerce güvenlik görevlisinin gazlarıyla, coplarıyla hazır hale geldiğini seyrediyoruz. Atılan bir sosyal medya mesajının izini sürüp hemen insanları derdest edenlerin, onlarca başvuru yapan bir kadını, bir çocuğu koruyamadığını da seyrediyoruz. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” lafına rağmen, devletlerin insan yaşatmaktan daha imhasına enerji ve kaynak ayırdığını, bunu söyleyenlerin de hain ilan edildiğini biliyoruz.
Kemal CAN’ın Gazete Duvar’daki yazısının tamamı için TIKLAYIN