SEÇTİKLERİMİZ – Gökçer Tahincioğlu T24 için yazdı: “Çocuklar ölüyor, evlerinde oturan kadınlar ölüyor, ilgisiz, sokakta yürüyen insanlar ölüyor ama ses çıkmıyor. Kim ağzını açsa, büyük bir koro tarafından susturulup, bir hendeğin içine atılıyor.”
Düşünün ki bir ülkede, 40 yıldır devam eden çatışmaları sonlandırmak için bir süreç yürütülüyor.
Ülke ortadan ikiye bölünmüş durumda. Kimi yürütülen sürecin bölücülükle eş değer olduğunu savunuyor, kimi yanlış yürütüldüğünü, kimi bir biçimde yürütülmesi gerektiğini.
Ve düşünün ki hükümet, bu sürecin aktörlerinin haklı olarak kendilerini güvenceye almak istemelerine karşılık bir çerçeve metin hazırlıyor. Süreçte görev alanların hukuken sorumlu tutulamayacakları, hükümet ve devlet politikalarının uygulandığını açıkça gösteren resmi bir protokol…
Düşünün ki devlet görevlileri, sürecin işlemesi için, İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan’a gidecek kişilere bizzat eşlik ediyor. Gidecek isimler günlerce tartışılıyor, sonradan gitmelerine karar veriliyor. İmralı dönüşünde ise bu kez bir partiden konuşulanları Kandil’e aktarmaları isteniyor. Devlet görevlileri nezaretinde İmralı’ya da gidiliyor.
Bu süreç devam ederken, kurulan heyetler ülkenin dört yanını gezip, kamuoyu desteği almaya, olanı biteni halka anlatmaya çalışıyor.
Ve genel seçim yaklaşıyor bu atmosferde.
İktidar partisi, tüm bu süreçlerde aktif rol oynayan HDP’nin seçime parti olarak değil bağımsız adaylarla girmesi için ardı ardına mesajlar veriyor.
HDP, buna rağmen seçime parti olarak giriyor ve yüzde 13 oy alıyor. AKP, ilk kez tek başına iktidar olabilecek oranda oy alamıyor.
Hemen ardından, aylar önce valilerin, polisin, askerin gayet bilgisinin olduğu, “hendek” ve “öz yönetim” konuları şiddetli biçimde gündeme geliyor. Aylar önce HDP’lilerin aracılığıyla kapatılan bazı hendekler yeniden açılmış, hendeklerin kapatıldığı bazı yerlerde insanlar, çocuklar öldürülmüş. Anlaşılmaz biçimde yeni hendekler açılmış bazı ilçelerde ve o güne kadar tartışılmamış. Ne yapılacağının konuşulmasının beklendiği bir ortamda bombalar patlıyor. HDP’nin seçimden önceki son Diyarbakır mitinginde, seçimden sonra ise Suruç’ta. Gencecik insanlar ölüyor.
Hemen ardından iki polis, Ceylanpınar’daki evlerinde, başlarından vurularak öldürülüyor. O dönem gözaltına alınan, hakkında dava açılan, tutuklananların hepsi beraat ediyor, dosya karanlıkta kalıyor ama o olayla birlikte çözüm süreci bitiyor.
…Gökçer Tahincioğlu’nun T24’deki yazısının tamamı için TIKLAYIN