SİYASİ HABER’den – Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarından rahatsız olan Devlet Bahçeli şimdi de Anayasa Mahkemesi’nin baştan yapılandırılması gerektiğini söyledi. Bahçeli Anayasa Mahkemesi ‘nin ilga edilip Divan-ı Ali kurulmasını istiyor. Yani köpeksiz köyde değneksiz dolaşmak… Aynı faşizmde olduğu gibi…
Son dönemlerde Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarından rahatsız olduğunu bütün açıklamalarında ortaya koyan Devlet Bahçeli bir adım daha ileriye giderek Anayasa Mahkemesi’nin ortadan kaldırılması gerektiğini savundu.
Anayasa Mahkemesi’nin “yeni hükümet sisteminin doğasına uygun” olmadığını ileri süren Bahçeli’ye göre, “yeni hükümet sistemi parlamenter sistemin bütün kamburlarından, bütün bağlarından, bütün engellerinden ayıklanmalı, arındırılmalı.”
Parlamenter sistemde anayasa mahkemeleri bulunduğunu, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde ise yargının en üst organı olarak yüce mahkeme veya yüksek mahkemelerin bulunduğunu belirten Devlet Bahçeli, “Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandıran cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle çelişmeyecek demokratik, etkin, adil, tartışmaların odağı olmaktan çıkarılmış bir yüce mahkeme, deyim yerindeyse bir Divan-ı Ali kurulması Türkiye’nin gücüne güç katacaktır.” açıklaması yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “Türkiye’nin demokratikleşme sürecini hızlandırmış.” Böyle diyor Bahçeli. Gözümüzün içine bakarak yalan söylemek bu olsa gerek!
Demokrasi boğazlanırken hızlanan nedir? MHP’nin bakanlıklarda kadrolaşmasıdır. Polis, ordu, özel tim vb. gibi güvenlik aparatlarında MHP kaynaklı faşist kadrolaşmadır. Bu kadrolaşmanın sonucu işkencenin tavan yapmasıdır. Bu kadrolaşma nedeniyle kadınlara yönelik taciz, tecavüz, cinayet suçlarında güvenlik güçleri mensubu sayısının patlama yapmış olmasıdır. MHP’li iş insanlarının aldığı ihale sayısının geçmişe göre beş, on, yirmi kat artmış olmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi düpedüz demokrasiyi boğazlarken, bu pespaye gelişmeler Bahçeli’ye demokrasi sürecinin hızlanması olarak görünüyor.
Türkiye’de parlamenter demokrasi kör topal ilerledi hep. Tepesinde vesayet kılıcı oldu her zaman. TSK’nın belirleyiciliği altındaki Milli Güvenlik Kurulu, parlamenter demokrasiyi hizaya çekme aparatıydı aynı zamanda. Gelişmiş bir demokrasiden hiçbir zaman söz etmek mümkün olmadı Türkiye’de. Tarihsel hakikat bu olduğu halde, kısır, aksak bir demokratik parlamenter sistemle Türkiye idare edilmiş olduğu halde Bahçeli bu sistemin kalıntılarından bile rahatsızlık duyuyor.
Bahçeli şöyle bir Türkiye tahayyül ediyor…
İnsanlara köpekli işkence yapılsın, yargı üç maymunları oynasın.
İnsanlar helikopterden atılsın, yargı üç maymunları oynasın.
Yandaşları ihaleleri kapsın, hesabını soracak bir makam olmasın.
Yurttaşın hakkını arayacağı hiçbir mahkeme kapısı olmasın. Biçare, kimsesiz kalsın yurttaş…
Bahçeli’nin tahayyül dünyası budur.
Köpeksiz köyde değneksiz dolaşmak istiyor Bahçeli!
Çağdaş dünyada ve Türkiye’nin geleceğinde Bahçeli’ye yer yoktur…
Ertuğrul Kürkçü doğru söylüyor: "Tımarhaneye kapatılmalıdır!"