108 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun intihar notundaki yazıların kendisine ait olmadığı ortaya çıktı.
Gazeteci İlknur Bilir, Jurnal TR için Gülistan Doku soruşturması hakkında yazdı. Dosyada intihar notu olarak belirtilen ve köprünün altındaki eşyaları arasında bulunan kağıttaki yazıların Gülistan Doku’ya ait olmadığı ortaya çıktı. Ayrıca Doku’nun avukatı ile görüşen Bilir, dosyaya dışarıdan yapılan müdahaleleri ve usulsüzlükleri ortaya çıkardı.
21 yaşındaki Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun 5 Ocak 2020’de kaybolması 108 gündür bilinen fakat birçok kurumun bilmezden geldiği bir olay. 108 gündür, 21 yaşında gencecik bir kadının akıbetine dair yetkililer aileyi ve kamuoyunu doyuracak bir cevap veremedi.
Tunceli’yi bilenler her taşının köprüsünün deresinin kameralarla izlendiğini ve asayişin son derece katı önlemlerle devriye gezdiğini bilir. Burada sorulması gereken birkaç soru var ve bu haberde Gülistan Doku’nun avukatı Ali Çimen’e soruşturma dosyasında cevaplanmamış bu soruları yönelttik. Birbirinden tutarsız cevapların olduğu bu dosyanın savcılık tarafından cevaplanmamış birçok soru ile dolu olduğunu görüyoruz.
108 gün boyunca ne oldu?
Gülistan Doku’nun kaybolmasından bu yana 108 gün geçti, bu 108 gün içinde neler yaşandığını söylemek gerekir.
4 Ocak 2020 tarihinde Gülistan çalıştığı pastaneden akşam saat 8 gibi erkek arkadaşı Zaynal A. tarafından aranıyor ve evine davet ediliyor. Gülistan eve gidiyor ve evden bir saat sonra çıkıyor. Evden çıkar çıkmaz erkek arkadaşı Gülistan’ı zorla arabaya bindirmeye çalışıyor, bu sırada bir vatandaşın polisi araması üzerine ekipler gelip olaya müdahale ediyor ve Zaynal A.’nın üzerinde kimlik olmadığını tespit ediyorlar. Zaynal A. o sırada aynı asayiş şubede görev yapan üvey babası polis Ergin Y. , Zaynal. A’yı ekiplerin elinden alıyor.
Gülistan ise bu olaydan sonra yurda giriş saatini kaçırdığı için 4 Ocak 2020 akşamı kadın üniversite hocasını arıyor ve onda kalmak için izin istiyor. 5 Ocak 2020 sabahı kahvaltı yaptıktan sonra işe gitmek üzere evden çıkıyor.
5 Ocak 2020’de Zaynal A. ve Gülistan’ın konuştuğunu gösteren kamera görüntüleri ortaya çıkıyor ve bu kamera görüntülerinde Gülistan’ın çok üzgün olduğu ve ikilinin tartıştığı gözleniyor.
Gülistan, Zaynal. A’dan ayrıldıktan sonra karşıya geçip köprünün üstünden minibüse biniyor. Gülistan Doku’nun telefon sinyali bu görüşmeden hemen sonra öğlen 12’de kesiliyor. Fakat Avukat Ali Çimen’in belirttiği üzere Gülistan’ı aynı gün daha sonra akşamüzeri 16:40 civarında üniversitede çalışan işçiler araçla geçerken görüyorlar. Gülistan’ın üzerinde 4 Ocak günü giydiği mavi pantolonu işçiler de tarif ediyor ve burada bir tutarlılık ortaya çıkıyor. İşçilerin bu ifadesi neden önemli diye araştırdığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor.
Kâğıttaki el yazısının yapılan inceleme sonucunda Gülistan’a ait olmadığı ortaya çıktı.
Soruşturma ilk olarak Gülistan’ın yurt odasında tam bir yıl önce yazıldığı tespit edilen bir mektuba dayanarak bir intihar vakası olarak başlatılıyor. Bu sebepten de suçlu da aranmayacak şekilde soruşturma yürütülüyor ve savcılık Gülistan’ın köprünün üzerinde öğlen 12 gibi telefonunun sinyalinin kesilmesi ile köprüden atlayarak intihar ettiği iddiasını ortaya atıyor. Fakat gelinen son noktada üniversite işçilerinin ifadeleri ile Gülistan’ın daha sonra 5 Ocak 2020 saat 16:40’da görüldüğü ortaya çıkıyor ve bu güncel olmayan mektup ile de intihar iddiasının tutarsızlıklarla dolu olduğu anlaşılıyor.
O halde neden ısrarla arama kurtarma çalışmalarının Uzunçayır Baraj gölü çevresinde ve Sarı Saltuk köprüsü etrafında şekillendiğini sorduğumda, avukat Ali Çimen dosyadaki tutarsızlıkları ve anlamsızlıkları dile getiriyor.
“Gülistan kaybolduktan tam iki gün sonra köprünün ayaklarının altında bir tarak, bir yeşil eşarp/fular ve bir de üzerinden “Psikolojikmen bizde baskı yaratıldığı ve bunu” yazılı küçük bir kâğıt parçası bulundu. Biz bu bulunanların somut birer intihar delili olamayacağını kanıtlarımızla birlikte savcılığa bildirdik. Kâğıttaki el yazısının yapılan inceleme sonucunda Gülistan’a ait olmadığı ortaya çıktı. Gülistan’ın böyle bir yeşil eşarbının olduğunu bilen de yok. Ayrıca burada sormamamız gerek iki gün boyunca dere yatağında, suyun içinde mürekkebi dağılmadan ve bozulmadan o küçük kâğıt parçasının nasıl durabildiği?”
Gülistan Doku’nun el yazısı olmadığını gösteren belge
Doku ailesi bir numaralı şüpheli olarak Gülistan’ın erkek arkadaşı Zaynal A.’yı gösteriyor ve bu konuda dosyada aydınlatılmayan sorular olduğunu belirtiyorlar. Gülistan’ı son gören ve onunla konuşan Zaynal A.’nın ve ailesinin sorgulanıp sorgulanmadığını sorduğumda ise Avukat Ali Çimen soruşturmada yapılan büyük eksikliklerden birinin de bu olduğunu belirtiyor ve dahası var diyerek ekliyor:
“Gülistan’dan haber alınmadığı için 6 Ocak 2020’de Gülistan’ın ailesi Diyarbakır’dan gelip savcılığa şikâyette bulunuyor ve erkek arkadaşının soruşturulmasını talep ediyor. İlk olarak intihar dosyası olarak açıldığı için Zaynal A’nın ve anne ve babasının ifadeleri alınmıyor. Doku ailesi baskı kurduktan sonra ifadeleri alınıyor ve bu üç kişinin ifadesi de tutarsızlıklarla dolu. Şu anda ikisi Tunceli’de birisi de ailenin taşındığı Antalya’da olmak üzere Zaynal A’nın toplamda üç kez ifadesi alındı ve bunların üçü de birbirinden farklı.”
Soruşturma dosyasına müdahale olduğunu tespit ettik.
İfadelerde ne gibi tutarsızlıklar var?
“Öncelikle 4 Ocak 2020’de yani Gülistan kaybolmadan bir gün önce Zaynal A. babasının üzerine kayıtlı telefon ile Gülistan’ı eve çağırdığını, polisin geldiğini ve Gülistan’ın tek başına yürüyerek kendisinden ayrılıp gittiğini, babasının gelip onu polis ekiplerinin elinden aldığını, ne Zaynal A. ne de anne ve babası ifadelerinde söylemiyorlar. Bakın bu Gülistan kaybolmadan bir gün önce yaşanan bir olay ve diğer günün akşamında bu kız ortadan kayboluyor. Gülistan’ın evine gittiği öğretmen, savcıya gelip Gülistan’ın kendisine çok korktuğunu söylemesi üzerine biz bu olaydan haberdar oluyoruz.”
“Bir de soruşturma dosyasına müdahale olduğunu tespit ettik. Gülistan’ın yakın bir arkadaşı whatsapp mesajlarının kayıtlarını teslim etmeye gittiğinde ifade metninde kendisine ait olmayan şu cümlenin ifadesine eklendiğini fark ediyor: “Gülistan bana ‘Ben kendimi Munzur’a atmaya gidiyorum’ şeklinde yazdı.” şeklinde bir cümle Gülistan’ın arkadaşının bilgisi olmadan ifadesine eklenmiş. Ben bunu savcılığa bildirdim ve bu ifade dosyadan çıkarıldı. Bu ifade soruşturma dosyasına nasıl eklendi bilmiyoruz.”
Avukat Çimen, Gülistan’ı en son göre Zaynal A.’nın 5 Ocak 2020’de 16:00 ile 19:00 saatleri arası nerde olduğunun ortaya çıkarılmasını istiyor:
“Zaynal A.’nın ve ailesinin plaka takip sistemi ile bu saatler arasında nerde olduğunu, telefon sinyalleri ile kimlerle konuştuğunun araştırılmasını talep ediyoruz. 5 Ocak günü Gülistan’ın arkadaşları ona ulaşamadığında Zaynal A.’yı arayıp Gülistan’ı soruyorlar ve Zaynal A. ancak saat akşam yedide gelip yurda onlarla görüşüyor. Bu zaman aralığında nerede olduğunun cevabını istiyoruz.”
Gülistan davasının sonuçlanması Tunceli’de yaşanan kadın cinayetlerinin ardını getirebilir.
Tunceli’de son zamanlarda gündeme gelen kadın cinayetleri ve intihar vakaları üzerine birçok haber yapıldı ve son olarak Gülistan’ın arama kurtarma çalışmaları sırasında 21 Mart’tan itibaren kayıp olan Esma Kılıçarslan’ın cansız bedenine ulaşıldı. Son düzenlenen infaz yasasının sebep olduğu sonuçlar sosyal medyada geniş yankı bulsa da bu ülkede kadınların öldürülmesi, yakılması ve katledilmesinin araştırılması için ya bakire ya çok güzel ya da büyük bir felakete uğraması gerekiyor. Gülistan Doku üniversite eğitimi için ailesinden ayırılıp başka bir şehirde okumaya çalışan bir milyonlarca öğrenciden biri. Dışarıda ailesinden uzakta, çalışarak okuyan ve eğitimine devam eden milyonlarca kadın öğrenciden sadece biri. Yaşama hakkının savunulması için Gülistan’ın da bir Özgecan Arslan bir Emine Bulut olmasını beklenmemeli. 108 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun nerde olduğunun araştırılması ve soruşturma bulgularının kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılması gerekmektedir.
Son olarak Avukat Ali Çimen şu anda korona virüsü salgını dolayısı ile tüm adli işlemlerin durma noktasına geldiğini ve bu olayın üzerinin ötülmeye çalışıldığını belirtiyor. Kamuoyundan ve kadın hareketi mücadelesini örgütleyen sivil toplum örgütleri ve derneklerden bu davanın takipçisi olmalarını istiyor. Son noktada emniyetten Gülistan’ın göründüğü üç videonun görüntü iyileştirmesi yöntemi ile deşifre edilmesini talep ettiklerini dile getiren Avukat Çimen, emniyetin ve TÜBİTAK’ın çalışmalarının sonucunda daha fazla iyileştirme yapılamayacağının kendilerine bildirilğini söylüyor. Bu konuda Doku ailesinin bu görüntülerin iyileştirilmesi için her türlü işbirliğine açık olduğunu dile getiren Avukat Çimen, bu davanın sadece Gülistan’ın değil bölgede yaşanan birçok kadın cinayetinin de ardını getirebileceğini belirterek kamuoyundan destek beklediklerini dile getiriyor.