SİYASİHABER: Türk Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Nuri Ünal’ın “Diyanet’ten bir temsilcinin Bilim Kurulu’nda olması” talebi ve Fahrettin Koca’nın “daha çok vakaların konuşulduğu bir dönemde … farklı bir ekibin, grubun oluşacağı hazırlığı içindeyiz” açıklaması AKP’nin salgının trajik sonuçlarına karşı psikolojik savaş hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor.
SiyasiHaber
Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri ÜNAL; “Koronavirüs ile mücadele için oluşturulan Bilim Kurulu’na Diyanet’ten de temsilci olması için, konuyu Sağlık Bakanı sayın Dr.Fahrettin KOCA'ya yazılı olarak ilettik”lerini söyledi.
AKP'nin 2019'da kurduğu Bilim Kurulu'na ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ'den hiçbir bilim insanını dahil etmediği geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmıştı. Bu üniversitelerde ''moleküler biyoloji ve genetik'' bölümleri mevcut olduğu halde Bilim Kurulu’nda bu üniversitelerden kimse bulunmuyordu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden de bilim insanı yoktu bu kurulda. Yurtdışındaki çeşitli üniversitelerde, konuya dair araştırma yapan akademisyenlere de davet gitmemişti bugüne kadar.
Hurafelere inananlar Bilim Kurulu’nda
AKP Hükümeti’nin Bilim Kurulu’nu oluştururken, bilimsel ölçütlere, liyakata itibar etmediğinin en somut kanıtı, Bilim Kurulu üyesi Mehmet Ceyhan’ın “virüslerin Allah tarafından nüfusun artmaması için yaratıldığını” açıklamasıyla ortaya çıkmıştı. Belli ki AKP İktidarı bilimden çok hurafelere inananları kurula sokmakta hiç bir sakınca görmemişti.
Koronavirüs salgınının kontrol edilmez bir biçimde yayılması ve vaka ile hastalıktan ölüm sayılarının hızla tırmanması üzerine siyasal iktidar, işin içinden çıkamayacağının ayırdına varmış, geçtiğimiz günlerde Bilim Kurulu’na halk sağlığı uzmanlarını da eklemek zorunda kalmıştı.
Vakıf-Sen talebini Koca’nın açıklamasına dayandırıyor
Lakin, Mehmet Ceyhan gibi üyelerin olduğu bir “Bilim” Kurulu’na Türk-Diyanet Vakıf Sen’in Diyanet’ten de bir temsilcinin sokulması talebini yadırgamamak gerekir. İktidarın zihniyetine uygun bir taleptir bu. Zaten Vakıf Başkanı Nuri Ünal talebini Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasına dayandırmaktadır.
Koca geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “farklı bir ekibin, grubun” oluşturulma hazırlıkları içinde olunduğunun işaretini vermişti. Açıklama; vakaların artacağı öngörüsüne dayanıyor ve ortaya çıkacak trajik sonuçlar karşısında halkın öfkesini gemleyebilmek için bir tür “teskin edici” özel heyet oluşturulması hazırlıklarını açığa vuruyordu.
Koca açıklamasında “psikolojik yönü, sosyolojik yönü, istatistiki boyutlarıyla, din sosyolojisi boyutuyla farklı bir ekibin, grubun oluşacağı hazırlık içindeyiz.” diyordu.
AKP İktidarı psikolojik savaş hazırlığı içindedir
AKP İktidarı’nın koronavirüs salgınının yıkıcı sonuçları karşısında yükselecek halk tepkisinden kaçınmak için bir tür “psikolojik savaş” hazırlığına giriştiğine kuşku yoktur.
“Yeni ekip” içinde yer alan psikologlar işi sulandırmayı deneyecek, istatistikçiler rakamlarla oynamaya yeltenecek, din sosyologları da işi “Allah’ın takdirine” havale etmeye girişecektir.
Pandemi öngörülmüş, önlem alınmamış
2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü’nün uyarısıyla Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde birçok kurum ve kuruluş temsilcisinin katılımıyla "Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı" hazırlanmıştır. Bir pandeminin kısa bir zaman aralığı içinde gerçekleşme olasılığı olduğu bu planda en açık biçimde yer almaktadır. Böyle olduğu halde manalı hiçbir önlem alınmamıştır. Alınmaz, alınamaz, Sağlık Bakanlığı’nın başında özel hastanelerin CEO’su olan bir zat varsa, buna hiçbir biçimde şaşırmamak gerekmektedir.
Özel hastane CEO’suna halkın sağlığı emanet edilemez
Fahrettin Koca, Türkiye’nin en büyük özel hastanelerinden birinin, Medipol Hastanesi’nin, bu hastaneler zincirinin ve bu hastaneyle irtibatlı İstanbul Medipol Üniversitesi’nin kurucusudur. Özel hastanelere CEO’luk yapan bir zatın, halk sağlığından daha çok özel hastanelerin cirosunu düşüneceği yaptığı işin mantıki sonucudur.
Bilim Kurulu’nda iki özel üniversiteden akademisyen bulunuyor. Birisi Sağlık Bakanı’nın Medipol Üniversitesi, diğeri ise Mehmet Haberal’a ait Başkent üniversitesi. Bilim Kurulu’nun Cumhurbaşkanlığı’nın 2019/5 sayılı genelgesiyle kurulduğu, ‘‘İnfulenza Pandemik Ulusal Hazırlık Planı’’nı hazırlayan akademisyenlerden oluştuğu geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmıştı.
Anlaşıldığı kadarıyla yayılan salgının önümüzdeki günlerde ortaya çıkaracağı trajik sonuçlar karşısında “Bilim Kurulu”nun ikna edici işlevinin örselenecek olacağı gerçeğini hesap eden siyasal iktidar “yeni bir ekip, grup” kurma hazırlığı içindedir ve Türk-Diyanet Vakıf-Sen Başkanı’nın açıklaması bu hazırlığı açığa vurmaktadır.
Türk-Diyanet Vakıf-Sen Başkanı Nuri Ünal’ın yaptığı açıklama şu şekilde:
“Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca; 03 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamada “Önümüzdeki günlerde daha çok vakaların konuşulduğu bir dönemden farklı olarak psikolojik yönü, sosyolojik yönü, istatistiki boyutlarıyla, din sosyolojisi boyutuyla farklı bir ekibin, grubun oluşacağı hazırlık içindeyiz.” dedi.
Koronavirüs ile mücadelede elbette en önde olanlar, sağlık çalışanlarımız ve bilim insanlarımızdır. Sağlık çalışanlarımızın her birine ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah yardımcıları olsun.
Bu küresel mücadelenin çok boyutları olduğu da muhakkaktır.
Başta sağlık olmak üzere, ekonomik, sosyolojik, emniyet, ulaşım, yardımlaşma, iletişim vs. hayatın her alanını ilgilendirdiği gibi, insanların manevi anlamda da teskin edilmesi hususu önem arz etmektedir.
Canla başla, gece gündüz demeden hizmet eden sağlık çalışanlarımızın ve vatandaşlarımızın manevi anlamda desteklenmesi de önemlidir.
Bu itibarla, mevcut veya yeni oluşturulacak bilim kurullarında, din konusunda doğru bilginin ortaya konulması açısından, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerinden bir kişinin görev alması yerinde olacağını düşünmekteyiz ve talep ediyoruz.
Yüce Allah bir an önce, milletimizi ve bütün insanlığı bu virüs salgınından ve bütün kötülüklerden korusun ve kurtarsın.
Bu süreçte vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına sabırlar ve hasta olanlara acil şifalar diliyorum.
Devletimizi yönetenlere ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”