İnşaat-İş’in “İstanbul’da şantiyelerin genel durumu, koronavirüs ve hak gaspları ” başlıklı bir rapor paylaştı. Rapora göre sadece İstanbul’da 10 bin işçi işinden oldu, hala çalışabilenler açısındansa durum vahim; işçiler salgın riski altında.
İnşaat İşçileri Sendikası, Corona virüsü salgını sürecinde üyeleri olan ve olmayan işçilerle yaptıkları görüşmeler sonrası İstanbul’daki şantiyelerin durumuna ve alınan önlemlere ilişkin elde ettiği bilgileri raporlaştırdı.
Rapora göre şu ana kadar binlerce işçi salgın döneminde işinden oldu.
Raporda, İstanbul’da ortalama çalışan inşaat işçisi sayısının 300 binin üzerinde olduğu ve son 15 gün içerisinde 10 binin üzerinde inşaat işçisinin işten atıldığı belirtiliyor.
İşten atılmayanların da salgın nedeniyle işten ayrılmak zorunda kaldığının ifade edildiği raporda, “İnşaat baronlarının salgını fırsat bilerek gerçekleştirdiği hak gasplarının boyutu da gözler önüne serilmektedir” deniliyor.
Alınmayan önlemler
Raporda ayrıca işe devam etmek zorunda kalan işçilerin kötü şantiye koşullarında çalıştığı, bu durumun da salgına davetiye çıkardığı vurgulanıyor.
Özellikle mahalle aralarında bulunan irili ufaklı şantiyelerde ‘önlem almak bir yana en insani ihtiyaçların bile karşılanmadığı’ belirtiliyor.
Taşeron firmaların denetiminde bulunan apartmandan bozma yatakhanelerde tek bir odada 20-30 işçi barındırıldığı, aynı uygulamanın yemekhaneler için de geçerli olduğu vurgulanıyor.
Kamplara gidiş geliş sağlayan servis araçlarında hiçbir sosyal mesafe kuralına uyulmadığının da not edildiği raporda, yüzlerce işçinin bir arada çalıştığı bu tip şantiyelerde tek önlemin, şantiyelerin hızla kapatılarak işçilerin ücretli izne çıkartılması olduğu belirtiliyor.
“Bunun dışında şantiyelerde salgına karşı hangi önlem alınırsa alınsın dört ayaklı masayı tek ayağı üzerinde durdurmaya çalışmak anlamına gelir” deniliyor.
İstanbul’da bulunan inşaat işçilerinin neredeyse yüzde 75’inin Kürt illeri ile Karadeniz bölgesinden kente çalışmak için geldiğinin belirtildiği raporda, işten atılan işçilerin ne şartlarda memleketlerine döndüğüyse şöyle aktarıldı:
■ İşçiler gece vakitleri tıka basa doldurulan otobüslerle memleketlerine gönderildi
■ İşçilerin haklarının gasp edilmesi yetmezmiş gibi memleketlerine gönderilen yüzlerce, binlerce gurbetçi işçi hiçbir testten ve karantina önlemi uygulanmadan aileleriyle buluşturuldu
■ Gurbetçi işçilere adeta ‘şimdilik sizinle işimiz bitti, gidin ne yaparsanız yapın, sağ kalanlarınızla süreç bittiğinde yeniden çalışırız’ denildi
■ Birçok şantiyede işten atılan gurbetçi işçiler şehirlerarası karantinadan kaynaklı memleketlerine dönemeyerek sokaklarda kaldı. Ve hala birçok şantiyede salgından kaynaklı çalışmak istemeyen gurbetçi işçi şantiyelerde mahsur kalarak beklemekte.
Hak ihlalleri
‘İşçilerin canı pahasına şantiyelerdeki inşayı devam ettirdiklerinin’ kaydedildiği raporda, kentte bulunan birçok şantiyede yaygın bir şekilde yaşanan hak ihlalleri de sıralandı.
Bu hak ihlallerinden biri, haklı fesih hakkını kullanmak isteyen işçilere “tüm haklarımı aldım” yazılı kâğıt imzalatılması. Bir diğeri, işten kaçınma hakkını kullanan işçilerin işten atılması.
Yine işçilere “korona virüs kaparsam sorumluluk bana aittir” ibareli kâğıt imzalatmaya zorlamak; işten çıkartılan işçilerin ihbar, kıdem, yıllık izin gibi haklarını vermemek; işten çıkmak isteyen işçileri “ücretini vermem” diye tehdit ederek çalışmaya zorlamak diğer ihlaller.
Ayrıca yeni işe girişlerde ücretlerin aşağıya çekilerek düşürülmesi, ücretini ödemediği işçilere şiddet uygulama, gurbetçi işçileri işten atarak memleketlerine dönüşlerini sağlamayarak sokakta kalmalarına sebep olma, işten çıkartılan gurbetçi işçilere herhangi bir test ve karantina şartlarını sağlamadan memleketlerine gönderme de hak ihlalleri arasında.