Havuz medyasında ‘işten çıkarmak yasaklandı’ başlığıyla duyurulan ancak ücretsiz izni meşrulaştırdığı ortaya çıkan düzenlemeyle ilgi DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu açıklamalarda bulundu.
Emek örgütlerinin bir süre boyunca çağrısını yaptığı işten çıkarmaların yasaklanması teklifinin, geçtiğimiz günlerde hükümet tarafından 'değerlendirmeye alındığı' öğrenilmişti. Ancak havuz medyaya yansıyan haberlerden sonra ortaya çıkan detaylardan sonra ücretsiz izini ve sefalet ücretini meşrulaştırmaya yönelik olduğu anlaşılan düzenlemeye ilişkin DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu açıklamalarda bulundu.
Konuyla ilgili bugün yazılı bir açıklama yayımlayarak “Ücretsiz izni meşrulaştırmaya ve işçileri sefalete mahkûm etmeye yönelik olan bu düzenleme asla kabul edilemez” diyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Sendika.Org’a açıklamalarda bulundu.
Hükümet işçi örgütlerini bilgilendirmedi
Çerkezoğlu düzenlemeyi kendilerinin de kamuoyuyla birlikte basından öğrendiğini belirterek şunları söyledi: “Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamalarından bu yönde bir hazırlık olduğunu anlıyorduk. Ancak böylesi bir düzenleme yapılacaksa, işçi ve işveren örgütleri birlikte bilgilendirilir. Bize herhangi bir bilgilendirme yapılmış değil.”
Bugüne kadar toplamda ne kadar işten çıkarma olduğuna dair bir veri olup olmadığını sorduğumuz Çerkezoğlu, şöyle konuştu:
Buna dair sağlıklı bir veri yok. Ancak fesih yasağı gündeme gelinceye kadar belki de yüzbinlerce işçi işinden oldu. Sağlıklı bir sayı verebilmek için İş-Kur ve SGK verilerinin açıklanması gerekir. ABD bir haftada açıkladı kendi verilerini ama Türkiye’de henüz bu sayılar açıklanmadı. Biz DİSK bünyesinde üye sendikalarımızdan temsilcilerin yer aldığı COVID-19 İzleme Komisyonu kuruldu. Örgütlü olduğumuz işyerlerinde neler yaşandığını bu komisyon aracılığıyla raporlaştırıp her pazartesi kamuoyuyla paylaşacağız.
Taslağın hazırlanış biçimi de içeriği de sorunlu
Hükümetin basına yansıyan yasa teklifine ilişkin görüşlerini sorduğumuz Çerkezoğlu, teklifin sunulma biçiminden içeriğine üç temel sorun olduğunu belirtti ve taleplerini sıraladı: “Birincisi, tasarının hazırlanma ve açıklanma biçimi sorunlu. Bizimle müzakere etmediler. İkincisi, fesih yasağı ücretsiz izni meşrulaştırmak için kullanılıyor. İşveren bunu işçinin onayı olmadan tek taraflı yapamaz ama düzenleme ile bunu meşrulaştırıyorlar. Üçüncüsü, 1177 lira gibi bir sefalet ücretini dayatıyorlar. Kısa çalışma ödeneği uygulanacak olsaydı 1752 lira ile 4381 lira arasında ödenek alacak işçiye, 1177 lira ödemeyi planlıyorlar. Olması gereken salgın süresince fesih yasağının uygulanması, ücretsiz izinin bu gerekçeyle meşrulaştırılmaması ve işsiz kalanlara yönelik olarak en düşük ödemenin asgari ücret olmasıdır.”
Çerkezoğlu düzenlemenin Meclis’e gelmesi halinde taslağın bu şekilde geçmemesi için mücadele edeceklerini belirtti.
DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu’nun yazılı açıklaması:
İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır!
Ücretsiz izni meşrulaştırmaya ve işçileri sefalete mahkûm etmeye yönelik olan bu düzenleme asla kabul edilemez…
COVID-19 nedeniyle işten çıkarmaların yasaklanmasını salgının başından beri ısrarla savunduk. Bu konudaki talebimizi ilk günlerden beri kamuoyu ile paylaştık ve Üçlü Danışma Kurulu’nda da Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’na ilettik. İşten çıkarılmaların yasaklanmasını ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yapılacak ödeneklerde ön koşul aranmamasını ve bütün işçilerin işsizlik ödeneği ile kısa çalışma ödeneğinden yararlanmasını savunduk.
Ücretsiz izin dayatmalarına karşı işin durması veya ara verilmesi durumunda işçilere İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödeme yapılmasını ve böylece gelir kayıplarının telafi edilmesini savunduk. Bu taleplerimiz büyük bir toplumsal yankı ve destek buldu. İşçi sınıfı tarafından sahiplenildi.
İşten çıkarma yasağı önerimiz zamanında dikkate alınsaydı ve yüzbinlerce işçi işten çıkarılmazdı. İşten çıkarmaların yasaklanması önerimizin doğruluğunu herkes anladı, en geç hükümet anladı ama görünen o ki milyonlarca işçinin yaşadığı sorunları tam olarak anlamakta hala zorluk çekiyorlar.
Evet bu karar geç kalmış bir karardır. Önerdiğimiz gibi salgının en başında alınsa idi yüzbinlerce işçi işinden olmazdı. Ancak bu taslakla yapılan düzenlemeler sadece geç değil aynı zamanda oldukça ciddi sorunlar taşıyor niteliktedir.
Öncelikle taslağın hazırlanma ve açıklama biçimi doğru değildir. Sosyal taraflarla paylaşılmadan ve onların görüşüne sunulmadan taslağın açıklaması her zamanki “ben yaptım oldu” zihniyetinin devamıdır. Salgınla mücadele böyle olmaz. Ortak akılla olur.
Sendikalara iletilmeden kamuoyuna açıklanan kanun taslağı 4857 sayılı İş Kanunu’na geçici bir madde eklenmesini öngörüyor ve İş Kanunu kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin iş sözleşmesinin üç ay süreyle feshedilemeyeceğini düzenliyor. Bu süre 6 aya kadar uzatılabilecek.
Taslak ile COVİD-19 salgın hastalık neticesinde kamu yararının gerektirmesi nedeniyle üç ay süreyle İş Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde gösterilen sebepler dışında işçilerin iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilemeyeceğini öngörüyor. İş Kanunu madde 25/1-II’de yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri nedenler hariç her türlü işten çıkarma yasaklanıyor.
Yasa taslağına göre fesih yasağı uygulanan hallerde işveren işçiyi ücretsiz izne ayırabilecek. Her şeyden önce işten çıkarma yasağı sırasında ücretsiz izin uygulamasına gerek yoktur. Yasa teklifi işçileri ücretsiz izne mahkûm ediyor. Ücretsiz izin uygulaması meşrulaştırılamaz! Hükümet İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işçiye daha az ödeme yapmak için yeni bir yol icat etmeye çalışmaktadır.
Böylece ücretsiz izne çıkarılan işçilere normal şartlarda hak edecekleri işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneğinden çok daha düşük ödeme yapılması amaçlanıyor. Taslakta yer alan miktar asgari ücretle çalışan bir işçiye ödenen en düşük işsizlik ödeneği ile aynı miktardır. Örneğin kısa çalışma ödeneği uygulanacak olsaydı 1.752 TL ile 4.381 TL arasında ödenek alacak işçiye sadece 1.177 TL ödenmesi planlanıyor. Bu vahim bir durumdur. Covid-19 süresince işçilerin çoğunluğu günde 39 TL’ye, ayda 1.177 TL’ye mahkûm ediliyor.
Bu yolda işsizlik ödeneği ve kısa çalışma ödeneği devreden çıkarılıyor ve bunun yerine ayda 1177 TL ile ucube bir ücretsiz izin uygulaması getirilmiş oluyor.
İşten çıkarılmaların yasaklanması doğru bir önlemdir. Ancak ayda 1.177 TL ödenek ile işçileri açlığa mahkûm etmek kabul edilemez. Bu miktarda bir ödenek işsizlik ve kısa çalışma ödeneklerini boşa düşürme hamlesidir.
15 Mart 2020’den bu yana ücretsiz izne ayrılan ve işten çıkarılan ancak işsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarını yerine getiremeyen işçilere İşsizlik Sigortası Fonundan ödeme yapılması bizim taleplerimiz arasında yer almakla beraber öngörülen 1177 TL kabul edilemez.
Özetle, ücretsiz izni meşrulaştırmaya ve işçileri sefalete mahkûm etmeye yönelik olan böyle bir düzenleme asla kabul edilemez.
İşten çıkarılması yasaklanan ve işveren tarafından çalıştırılmayıp ücretsiz izne çıkarılan işçilere 15 Mart 2015’ten geçerli olmak üzere en az asgari ücret düzeyi olmak (2.325 TL) üzere, mevcut ücretleri de dikkate alınarak kısa çalışma ödeneğinde öngörülen düzeye kadar (4.381 TL’ye kadar) ödeme yapılmalıdır. Ayrıca zorunlu ve acil işler dışındaki tüm işler durdurulmalı ve işleri durdurulan işçilere de aynı ödeme yapılmalıdır.
İşsizlik Sigortası Fonu’nda yeterli kaynak vardır. İşsizlik Sigortası Fonu işçilerindir. Özellikle son yıllarda hükümet tarafından bir işveren fonuna döndürülmüş olan Fon kaynakları salgının toplumsal tahribatını önlemek amacıyla kullanılmalıdır.
Sendika.org