Mahir SAYIN yazdı: İçişleri Bakanı, sokağa çıkma yasağı kararının ardından oluşan tepkiler karşısında istifa ettiğini söylüyor. Aslında işin esas sorumlusu olan Erdoğan’ı korumak için yaptığı bu jest, mensup olduğu çeteye daha geniş imkanlar sağlanması için bir temel oluşturmaktan başka bir şey değildir. Soylu’nun yalanının her yanı dökülüyor.
İçişleri Bakanı, tüm ülkenin bir kere daha enfekte olmasına yol açan kararının ardından oluşan tepkiler karşısında istifa ettiğini söylüyor. Aslında işin esas sorumlusu olan Erdoğan’ı korumak için yaptığı bu jest, mensup olduğu çeteye, Bahçeli’nin tam da ortalıklara çıkamayacak olduğu günlerde daha geniş imkanlar sağlanması için bir temel oluşturmaktan başka bir şey değildir. Soylu'nun yalanının her yanı dökülmektedir.
"Sokağa çıkma yasağının uygulanması ve sorumluluğu her yönüyle şahsıma aittir. Görüntüler, mükemmel yürütülen bu süreçle uyuşmadı."
Hani kimse seni övmezse sen kendi kendini öv derler ya! Soylu da muazzam bir rezaletin müsebbiplerinden biri olarak “mükemmel yürütülen bir süreçten” ve “kısmi olan uygunsuz görüntülerden” söz edebilmektedir.
Oysa Soylu sokağa çıkma yasağını ilan ettiğinde şöyle demişti:
“İşin başından itibaren sayın cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla gerçekleşen bir süreç yönetimi ortadadır.”
Yani “gerçekleşen sürecin” önemli bir parçası olan sokağa çıkma yasağı da “sayın cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla” gerçekleştirilmiştir!
Bu kadar…
Her bir işe maydanoz olan RTE’nin Türkiye’nin yarısından fazlasında kanunsuz olarak ilan edilen sokağa çıkma yasağına karar vermemiş de İçişleri Bakanı’nın kendi başına karar vermiş olduğunu kabul etmek mümkün olabilir mi? Besbelli ki, RTE’yi sorumluluktan kurtarmak için bir tiyatro sergilenmektedir. Zaten Soylu ne dediğini hatırlasa yukarıdaki cümleyi etmek yerine bir başka yalan uydurma yoluna giderdi. Sokağa çıkma yasağı kararının nasıl alınmış olduğunu ve buna da RTE’nin karar vermiş olduğunu net olarak ifade etmiştir:
“Şimdi bu hafta sonu itibariyle yine tüm verilerimiz göz önüne alındığında akşam üstü sayın Cumhurbaşkanı'mızın da talimatı ile birlikte Sağlık Bakanı’mızla da görüşüp değerlendirme yaparak 30 artı bir ilimizde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.”
Aslında bütün çete binlerce insanın hastalığının ve ölümünün sorumlusu olarak istifa etmeli ve yerini Korona salgınına karşı halktan yana ve gerekli tüm tedbirleri almaya söz verecek bir Koalisyon Hükümeti’ne bırakmalıdır. Ama yüzsüzlüğün karesini almış olanların böyle şeyler yapmasını beklemek boşunadır. Nitekim RTE istifayı kabul etmediğini de açıkladı ve böylece halka karşı Soylu’nun nasıl da hassas olduğu kanıtlanmış oldu!
Türkiye halkları bu fiili bizzat gerçekleştirmek üzere harekete geçmek zorunda olduğunu bu deneyler sayesinde idrak edecek ve gereğini yapacaktır.
Salgına karşı yapılması gerekenler:
Salgını durdurmaya yetecek süre şehirlerin tecriti ve karantina,
Daha fazla test yapılması,
Daha fazla solunum cihazı ve gerekli diğer tıbbi malzemelerin devlet tarafından sağlanması,
Bunun için de yaşamak için zaruri olan üretim ve hizmetlerin sağlık koşullarına azami özeni göstererek sürdürülmesi ve diğer tüm üretim ve hizmetlerin durdurulması,
Kimsenin aç ve açıkta kalmasına imkan vermeyecek maddi tedbirlerin alınması,
Genel af çıkarılması/Bütün mahpusların tahliyesi,
Başta Kürt Halkı’na karşı olan savaş olmak üzere içeride ve dışarıda sürdürülen tüm savaşlara ve savaş harcamalarına son verilmesi,
Tüm sağlık ve eğitim sisteminin kamulaştırılması, yerel yönetimlerin ve çalışanların yönetime ortak edilmesi ve bu hizmetlerin tümünün parasız olması,
Devlet bütçesindeki bu amaçlara hizmet etmeyen bütün harcamaların durdurulması,
Hazine gelirlerinde sermayeye düşen payın üretimin durdurulmasından doğan açığı kapatacak düzeyde yükseltilmesi,
Toki’nin ve müteahhitlerin ellerindeki evlerin ödedikleri kira kadar taksitli, uzun vadeli ödemeyle öncelikle kalabalık ve geçim sıkıntısı içinde olan ailelere dağıtılması,
Devletin yardım toplaması yerine, dayanışma amacına yönelik sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin etkinliğini sağlayacak devlet koordinasyonunun sağlaması,
Bunları yapma sözü verecek bir Koalisyon Hükümeti’nin kurulması ve Erdoğan’ın bütün yetkilerinin kaldırılması.