SEÇTİKLERİMİZ – Kemal CAN Gazete Duvar için yazdı: ““Bu daha önce görülmemiş tam olarak tanınmayan bir virüs, aşısı yok –yakın bir gelecekte de olmayacak- ve bilinen bir ilacı da bulunmuyor” cümlesinin tam olarak neresi anlaşılmıyor acaba.”
Korona virüsü tehlikesi henüz çok canlı ve durum acil olduğu için başımıza ne geldi, neden geldi ve bütün bu yaşananlardan dünya nasıl etkilenecek meselesini soğukkanlı biçimde konuşmak, sahiden kesin sonuçlara varmak pek mümkün olmuyor. Göründüğü kadarıyla uzunca bir süre bu olağanüstülük hali devam edecek. Bu hengame tamamlandığında geriye ne kalacak hep birlikte göreceğiz. Ancak hiç ezoterik derinliklere girmeden, mistik göndermeler yapmadan hem doğaya, hem insanlığa, hem de topluma karşı işlenmiş bütün suçların bu yaşanan felakete düşen gölgelerini şimdiden görmek mümkün: Her türlü melaneti küreselleştirirken, artık birilerine dokunmayacak yılan kalmayacağını görememek. Ticari, içtimai, kültürel öncelikler nedeniyle kamusal yararın –tehlikelerin- algı süresinin uzaması, sadece saklanan değil apaçık sorunlara bile bu yüzden çok geç reaksiyon verilebilmesi. Kamusal sorumluluk, toplumsal bilinç, kamucu yaklaşımlardaki örselenmenin; halk sağlığı, insani sorumluluk, toplumsal dayanışma gibi kurumsal refleksleri zayıflatması. Bilgi çağının, dijital devrimin veya medya yaygınlığının; acayipliği, hurafeyi ve gevşekliği kendiliğinden ortadan kaldırmaması. Dünya felaketlerin de serbest dolaşıma açıldığı bir köye dönüşürken şuursuzluğun baki kalması.
İnsanlığın geçen yüzyılın başında yaşanan acayipliklere, felaketlere benzetilen bir süreçten geçtiği konusunda yorumlar son zamanlarda epey artmıştı. Özellikle ekonomi ve dış politikada yaşananlar, toplumsal ve siyasal trendler açısından geçen yüzyılın bazı meselelerinin yeni sürümlerinin devreye girdiği öne sürülmüştü. Küresel ölçekte yaşanan süreklileşmiş kriz atmosferi, belirsizlik ve kontrolsüz çatışma iklimi, bu yöndeki kanaatleri besliyordu. Dünyayı yeniden biçimlendirecek ama yönü belirsiz güç savaşları ve krizlerine çare üretme kapasitesinin sonuna gelmiş sistem önemli tartışma başlıkları haline gelmişti. Tarihin tehlikeli bir tekerrür olarak algılanmasına neden olan benzetmeler açısından korona krizi de, tam yüzyıl önce yaşanan İspanyol gribi salgınına benzetiliyor. 1918-20 arasında yaşanan küresel salgın 10 milyonlarca insanın ölümüne yol açmıştı. Covid-19 için yapılan kötümser projeksiyonlar, salgının engellenememesi durumunda dünya nüfusunun en az üçte birinin etkilemesi ihtimalinden söz ediyor. Şimdilik açıklanan resmi ölüm oranı yüzde 3-5 civarında. Kötümser senaryo ile uyumlu bir yayılma durumunda, mevcut ölüm oranlarının yüzde birine varılması bile, milyonlarca insanın ölmesi anlamına gelecek.
…Kemal CAN'ın Gazete Duvar'daki yazısının tamamı için TIKLAYIN