İnşaat İşçileri Sendikaları: “Önümüzdeki iki ila üç haftanın ülkemiz için en kritik hafta olduğunu söylemektedir. Bu yüzden en acil talebimiz toplum sağlığı ve güvenliği açısından devamı zorunlu olmayan tüm şantiyelerin üç hafta süreyle kapatılmasıdır!”
SiyasiHaber
AKP Hükümeti sözcüleri ve Sağlık Bakanı “Evde kal!” çağrısı yapsa da milyonlarca işçi çalışmaya devam ediyor. Türkiye'de inşaat sektöründe doğrudan 2 milyon kişi çalışıyor. Sektörün tedarikçisi olan sanayi kuruluşlarında çalışanlar da dikkate alındığında toplam istihdam hacmi 4 milyon kişi.
AKP Hükümeti’nin “Evde kal!” çağrısına ayak uydurma imkanı olanlar esas olarak beyaz yakalı işçiler. Onlar da patronları iş koşullarını evde çalışma olarak düzenlediği taktirde bu olanağa sahip olabiliyorlar. Türkiye’de işçi sınıfının çok büyük bir çoğunluğu “evde kal”ma olanağına sahip değil ve çalışmaya devam ediyor, etmek zorunda.
İnşaat sektörü çalışmak zorunda olan işçiler arasında çok önemli bir orana tekabül ediyor. Çalışma koşulları genellikle çok sağlıksız ve çalışma esnasında “sosyal mesafelenme”nin uygulaması da oldukça güç. AKP Hükümeti salgın esnasında bu sektörde çalışan işçilerin katlanarak artan sorunlarına kulaklarını tıkıyor, görmezden geliyor.
Bu işkolundaki üç sendika, Devrimci Yapı, Yol ve İnşaat İşçileri Sendikası (DEV-YAPI-İş), İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) ile İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası (İYİ-Sen) ortak bir açıklama yayımlayarak inşaat işçilerinin sorunlarına dikkat çekti ve acilen önlem alınmasını istedi.
Sendikaların ortak açıklaması şöyle:
“Türkiye’de koronavirüs (COVID-19) salgınında enfekte olanların ve salgından dolayı yaşamını yitirenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Siyasi iktidar sorumluluğu topluma sadece 14 kuralına uymayı öğütleyerek “Evde Kal” çağrıları ile üzerinden atmaya çalışıyor.
Türkiye’de milyonlarca insan fabrikada, şantiyede, atölyede, markette ve sayısız iş kolunda aç kalmamak, kirasını, faturasını ve en temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda. İktidar çalışanların salgına karşı iş yerlerinde gerekli tedbirlerin ve önlemlerin alınmasından sorumludur. Bu sorumluluk yerine getirilmediği sürece halkımız salgına karşı korumasız kalacak, salgının yayılma hızı giderek artacaktır.
İşçi sınıfın nicel olarak önemli bir bölmesini oluşturan inşaat işçilerinin, büyük bir bölümü evlerinden uzakta şantiyelerde toplu halde çalışıp yemekhanede yemek yemekte ve çalıştığı şantiyede yüzlerce işçiyle birlikte barınmaktadır. İnşaatlarda gerekli iş güvenliği önlemleri alınmadığı için her yıl yüzlerce inşaat işçisi iş cinayetlerine kurban gitmektedir. Bu gerçek ortadayken salgına karşı patronların gerekli önlemleri almayacağı aşikardır.
İnşaat işçilerinin canı patronlar tarafından hiçe sayılmaktadır. Hiçbir önlem alınmadan yüzlerce inşaat işçisi kölelik koşullarında salgın tehdidiyle çalışmaya devam etmektedir.
Bilim insanları ve uzmanlar önümüzdeki iki ila üç haftanın ülkemiz için en kritik hafta olduğunu söylemektedir. Bu yüzden en acil talebimiz toplum sağlığı ve güvenliği açısından devamı zorunlu olmayan tüm şantiyelerin üç hafta süreyle kapatılmasıdır!
Bu kritik sürecin ardından ise karşı karşıya kalacağımız salgın döneminde inşaat iş kolunda emek mücadelesi veren üç sendika DEV-YAPI-İŞ, İNŞAAT-İŞ ve İYİ-SEN olarak inşaat işçilerinin sağlığının ve haklarının korunması için acilen şu taleplerin yerine getirilmesini talep ediyoruz:
1) Zorunlu olarak durdurulan ya da "maliyetlerin artması" nedeniyle işten çıkartma kabul edilemez. Yasaların ön gördüğü üzere, salgın vb. durumlar "olağanüstü" sayılması gerekmektedir. Olağanüstü dönemlerde "işten çıkartılma" yasaklanmalıdır.
2) Salgın tehdidi nedeniyle, zorunlu olarak kapatılan işletmelerde "ücretsiz izin uygulaması" ya da "izinlerin yıllık izinlerden düşülmesi" hem yasal olarak hem de meşru olarak kabul edilemez. Salgın türü "mücbir sebeplerin" meydana geldiği durumlarda "ücretli izin" uygulaması zorunlu kılınmalıdır.
3) Salgın tehdidine karşı alınan tedbirlerden kaynaklı olarak yaşanan daralma sebep gösterilerek işçilerin ücretlerinin ödenmemesi mazur görülemez. Önlem süresi boyunca ücretli izine ayrılan işçilerin ücretleri "zorunlu sebepler" nedeniyle ödenememesi halinde, İşsizlik Fonu ve Ücret Garanti Fonu’nda biriken fonlar işçilerin ücreti için kullanılmalıdır. İşsizlik sigortası ödeneği alabilmek için son üç yılda 600 gün çalışma koşulu virüsle mücadele döneminde 90 güne indirilmelidir.
4) Salgın tehdidi, aynı zamanda bir işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunudur. Şantiyelerde iş güvenliğini şantiyede çalışan işçilerin, iş kollunda faaliyet gösteren sendikaların ve sağlık emekçilerin meslek örgütlerinden tarafından oluşturulacak bir komite tarafından denetlenme ve yaptırım yetkisi verilmelidir. Gerekli önlemlerin alınmadığı tespit edilen şantiyelerde çalışma durdurulmalı işçiler ücretli izne çıkarılmalıdır.
5) Şantiyelerde salgın tehdidiyle karşı karşıya kalan tüm işçilerin ücretsiz sağlık taraması ve kontrolleri ivedilikle başlamalıdır. Kronik rahatsızlığı olan ve elli yaşın üzerindeki işçilere ücretli izin verilmelidir. İnsanların sağlığı piyasacı anlayışa korunamaz sağlık hizmetleri ücretsiz olarak verilmelidir.
6) Koranavirüs salgını süresince işsiz kalanların ve gelir kaybına uğrayanların kira, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim gibi temel ihtiyaçlar ücretsiz olarak verilmelidir.
7)Temel gıda ve kişisel hijyen malzemeleri yardımı karşılanmalı, gıda ve hijyen ürünlerine yapılan fahiş zamlar geri çekilmeli temel gıda malzemelerinde KDV sıfırlanmalıdır. Kontrolsüz fiyat artışına karşı ihbar ve denetim mekanizması kurulmalıdır.
Bu talepler derhal yerine getirilmelidir.”