SEÇTİKLERİMİZ – Müzeyyen Yüce’nin Duvar’daki Prof. Dr. Utku Perktaş ile söyleşisi: Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş, insanoğlunun biyoçeşitliliği yok eden etkinlikleri nedeniyle Covid–19 benzeri hastalıklar ve yeni virüslerin ortaya çıktığını söyledi.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve binlerce kişinin ölümüne neden olan korona virüsü (Covid- 19) salgını, Türkiye’nin de içinde bulunduğu 120’nin üzerinde ülkeye yayılmış durumda. Bilim insanları virüse karşı ilaç ve aşı geliştirme çalışmalarını sürdürürken, ülkeler de salgının önlenmesi için çok sayıda tedbir alıyor. Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Utku Perktaş’a göre, insanoğlunun biyoçeşitliliği yok eden etkinlikleri nedeniyle Covid-19 benzeri hastalıklar ve yeni virüsler ortaya çıkıyor. Perktaş, “Tropikal ormanları istila ettik, yaşadıkları ağaçları kestik, hayvanları öldürdük. Virüsleri doğal alanlarından çıkardık, yeni yaşam alanları haline geldik” diyor. Prof. Dr. Perktaş ile korona virüsünün iklim ve doğadaki değişimle ilişkisini konuştuk.
Doğa tahribatının sonucu: Salgın hastalıklar
Yakın tarihe bakıldığında Ebola, korona virüsü gibi salgın hastalıkların biyolojik çeşitlilik krizinin ve doğa tahribatının bir sonucu olarak ortaya çıktığına ilişkin tartışmalar öne çıkıyor. Bir biyocoğrafyacı olarak değerlendirdiğinizde korona virüsün de içinde bulunduğu salgınların ortaya çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya tarihinde beş büyük kitlesel yok oluş var. İlki 2 milyar 450 milyon yıl önce yaşandı, o dönem var olan canlıların neredeyse yüzde 70’i ortadan kalktı. Sonuncusu ise 66 milyon yıl önce yaşandı ve bu sefer de dev cüsseli dinozorlar ortadan kalktı. Her şey doğal seyri içinde gerçekleşiyordu. Ne zaman insan doğaya zarar vermeye başladı, biyolojik çeşitliliğinin yüksek olduğu alanları etki ederek, bu bölgeleri tahrip etmeye başladı, işte o zaman işler değişmeye başladı. Dünyadaki biyolojik çeşitlilik bir darboğaza girdi, iklim normal seyrinden saptı. Mikroplar, hastalıklar, salgınlar kendini göstermeye başladı. Yani, beş büyük yok oluşu deneyimleyen dünya bugün altıncı yok oluşun içinde. Yakın tarihimiz içinde yaşadığımız salgınlar en somut örnekleri oluşturuyor.
Bu defa dinozorlar değil insanlar ölüyor…
Afrika’nın tropikal ormanlarına bakacak olursak, buradaki yerliler artan nüfusa bağlı olarak besin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için tropikal yağmur ormanlarını tahrip etmeye başladılar. Tropik ormanların derinliklerine ilerleyip, buradaki maymunları avlayarak evlerine getirdiklerinde kendilerini bir virüsle enfekte ettiler ve Ebola diye bir hastalıktan bahsetmeye başladık. Ebola’ya neden olan virüs 10 bin yıldır dünyada var olan bir virüstü; ama hiçbir zaman doğal yaşama bu kadar etki etmediğimiz için insan bu tür ölümcül yakınlıkları virüsler ile yaşamamıştı. Tropikal ormanları istila ettik, yaşadıkları ağaçları kestik, hayvanları öldürdük. Virüsleri doğal alanlarından çıkardık, yeni yaşam alanları haline geldik.
'Korona virüsün doğadaki kaynağı Yarasalar
Böyle bakıldığında Çin’de ortaya çıkan korona virüsünün kaynağının da yarasalar olduğu tezi güçleniyor diyebilir miyiz?
Korona virüsün doğadaki kaynağı yarasalar. Doğada yaşayan yarasalar ile insanlar ne zaman karşılaşmaya başladı, bu tür korona virüsler de insanlara bulaşmaya başladı. Nature Communications dergisinde yayınlanan bilimsel bir çalışma iklim krizinin Ebola’nın dağılımını genişleteceğini ve Ebola’ya neden olan virüsten daha önce etkilenmeyen alanları tehdit edeceğini duyurmuştu. Çalışma, iklim krizinin 2070 yılına kadar ölümcül virüsün hayvanlardan insanlara yayılma oranında ise 1,75 ila 3,2 kat artış sağlayacağını belirtiyordu. Ebola, biyolojik çeşitlilik üzerinde oluşan baskıların insanlar üzerinde nasıl yıkıcı etkilere yol açabileceğini gösteren en önemli örneklerden biri. Bu nedenle Ebola’yı altıncı yok oluşa doğru bir adım olarak tanımlıyorum. Bugün Ebola’yı konuşmuyoruz ama pandemi oluşturmuş bambaşka bir hastalığı ve bu hastalığa bağlı yüksek ölüm oranlarını konuşuyoruz. Ama sebep yine doğal yaşam kaynaklı bir virüs, COVID-19. Yani, altıncı yok oluşa doğru yeni bir adım…
'Salgınlar, virüsüler doğanın insanoğlu'na verdiği tepki'
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, bugün insanları enfekte eden hastalıkların dörtte üçünün hayvanlardan kaynaklandığını tahmin ediyor. Yeni tip korona virüsü, bu durumun en güncel örneği… Yani virüsler ve diğer salgın hastalıklar doğanın insanoğluna verdiği bir tepki diyebiliriz. Konu hakkında detaylı bir yazım Yetkin Report internet sitesinde geçtiğimiz hafta sonu yayınlandı…
Müzeyyen Yüce’nin Duvar’daki Prof. Dr. Utku Perktaş ile söyleşisinin tamamını okumak için TIKLAYIN