SEÇTİKLERİMİZ – Tunahan GÖZLÜGÖL Yeni Yaşam için yazdı: ODTÜ, tarihi ile birlikte birçok karşı çıkışa şahit olmuştur. Nitekim mevzu bahis tarih, öğrenci ve gelenek düşmanı rektörler ile doludur. Bundan olacaktır ki anlatacak çok hikayemiz var.
Hınç nedir, kin nedir, doğa düşmanlığı nedir, tarih düşmanlığı nedir… Soracak çok soru var ancak konumuz bir soru altında tüm sorularla ilgili: Doğa düşmanlığı nedir? Cevabınız çok olacaktır. Doğa düşmanlığı Kaz Dağları’dır, Kanal İstanbul’dur, Hasankeyf’tir, Munzur’dur, Karadeniz’de hidroelektrik santralleridir, Kavaklık’tır ve daha nicesidir. Niceleri sayarak, anlatarak bitmez belki ancak size Kavaklık Direnişi ile bir umut aşılanabilir ki her direnişin kaderi bu umut olmalıdır. Bu umut ile sizler her kelamda bu yazıda buluşacaksınız.
"ODTÜ, tarihi ile birlikte birçok karşı çıkışa şahit olmuştur"
ODTÜ, tarihi ile birlikte birçok karşı çıkışa şahit olmuştur. Nitekim mevzu bahis tarih, öğrenci ve gelenek düşmanı rektörler ile doludur. Bundan olacaktır ki anlatacak çok hikayemiz var. Ancak direniş olgusu içerisinde en yakın tarihli ve en direniş dolu konu elbette rektör ve doğa düşmanlığı ikilemi. ODTÜ doğa düşmanlığı ile birçok defa yüzleşti. İlk olarak Malazgirt bulvarı ile tanıştı bu okul. Ancak şundan da eminiz ki rektörlük de doğa için direnmek nedir ilk bu yol olayları ile tanıdı. Elbette doğa için direnişi tanıyan ve gören sadece rektörlük olmadı. Melih Gökçek, Bilkent tarafına yapılan yolu direniş ile karşılaşma korkusu nedeniyle 4 saatte bitirdi. Ne yazık ki hem Melih Gökçek’in işi bu direniş korkusu ile aceleye getirmesi hem de okulların tatil olmasından herhangi bir direnişin zemini ortaya çıkmadı. Ancak ne olursa olsun o dönem de ODTÜ, öğrencileriyle ve akademisyenleriyle bu yola karşı tüm güçleri ile sözlerini söylediler. Bunlar doğa düşmanlığının ilk adımlarıydı ve klasik bir direniş ruhu ile karşı koyuldu bu adımlara. Ancak gel gelelim bırakın ODTÜ yönetimini, devletin dahi olaya dahil olduğu bir başka doğa düşmanlığı ve direniş pratiğini anlatalım: Kavaklık Direnişi.
"İktidar ODTÜ’lü devrimcileri sindirmek ve dayanışmalarını yok etmek istiyor"
Kavaklık Direnişi, ODTÜ Kent bölgesinde 40.000 metrekare ekolojik değeri olan bir alana yapılmak istenen KYK yurdunun politik ve ekolojik kıyım planlarına karşı koymuş bir direniştir. Bu yurdun kapasitesini 4000 kişi olarak planlarken aslında dışarıda kalan bu kadar öğrenci olmaması, iktidarın ODTÜ’lü devrimcileri sindirme ve dayanışmalarını yok etmek istediğini, açıkça bir üniversiteyi değiştirmek, dönüştürmek istediğini gösterdi. Geçmiş üniversite pratiklerinden bildiğimiz ve şahit olduğumuz bir istektir. Öte yandan bu istek, dört bir yanda burjuva hukuku ve buna sığınan bu hukukun fedaileri doğayı ve hatta insanları bir metalaştırma konsepti içerisinde yok etmektedir. Nitekim bu yok etme isteği Kavaklık’ta da aynı olgular içerisinde gerçekleşmiştir. Bunun bilinci ile biz 15 Mayıs 2019 tarihinde ilk defa çadırlarımızı kurarak direnişin temellerini attık. Aslında bu ilk, sadece direnişin değil aynı zamanda bir okul içerisinde komün yaşamının adımlarıydı. Bu adımlar ODTÜ ve Türkiye genelinde bir ilktir. Kavaklık Direnişi, ilk olarak Kavaklık’ın tanıtımı ve yaygınlaştırmasına yönelik çalışmaya başladı. 3-4 çadır ile başlarda bir avuç olan insanlar zamanla bir araya gelmeye başladı. Sözler artık bir ses olmaktan öteydi. 68 hareketinin kalbinin attığı ODTÜ’de sıra yeni kuşakların direnişindeydi. İlk günlerde elbette öyle kuşaklar boyu anlatılacak bir direniş yoktu. Direnişin öznesi yeni yeni bir araya geliyordu. 4 tane çadır etrafında meyve kasalarının masamız olduğu o görüntüyü orada yoldaş olmuş herkes çok iyi hatırlayacaktır…
…Tunahan GÖZLÜGÖL'ün Yeniyaşam'da yayınlanan yazısının tamamı için TIKLAYIN