Erkin BAŞER yazdı: “New York’ta yaşayan üniversite öğrencisi Liam Elkind ve arkadaşı Simone Policano, ‘invisible hands’ adında bir dayanışma ağı oluşturdu. Türkçesi ‘görünmez eller”. İlk 72 saatte 1300 gönüllü başvurdu. Kapitalizmin umursamadığı insanlara corona salgını günlerinde yardım eli uzatan halk dayanışması bu”.
“Alışveriş eldivenle ve en az temasla yapılıyor. Poşetler kapıya bırakılıyor, zile basılıyor ve birkaç adım uzaklaşılıyor. Kişi kapıyı açıp ihtiyaçlarını alırken sohbet etmeye özen gösteriyor gönüllü.”
Küresel salgın günlerindeyiz. Çoğumuz için gelip geçici olacak bu virüs saldırısı; ileri yaştakiler ve ciddi ilave sağlık sorunları olanlar için hayatî tehditler içeriyor. Başta Avrupa, K. Amerika ve Uzak Doğu olmak üzere dünyanın çoğunda sıkı önlemler alınmış durumda. Tabii önlemler herkesi kapsamıyor. Kapitalizmin ölümcül düzeni, zaten 250 yıldır birçok şekilde yoksul halkları ve emekçi sınıfları vuruyor. Bugünkü biçimi ise corona salgını.
Bugün küresel corona salgınına karşı topyekûn bir mücadele verilemiyorsa bunun temel nedeni kârlarından ödün vermek istemeyen patronlardır. İşçiler, birçok sektörde üretim durmasın diye sıkış tepiş fabrikalara, atölyelere, ofislere dolduruluyorlar. Onların canı kimin umurunda! Zaten işyerlerinde türlü belalar onları bekliyor. 250 yıldır iş kazalarında ya ölüyorlar ya sakat kalıyorlar. Ama kapitalizmin çarkı dönmeye devam ediyor.
Hâl böyleyken corona salgınına karşı yoksullar, emekçiler, yaşlılar kapitalist devletlerin insafına bırakılamaz. Şimdi ve bir an önce bu gidişata müdahale etmenin zamanıdır. Rekabetçi, bencil, aşırı tüketimci, istifçi, karaborsacı piyasa düzenine karşı dayanışma ve paylaşımın, kolektif hareketin başkaldırısı, toplumun aşılanması anlamına gelecektir.
Dayanışma ağları
Bugün oldukça basit, ama aynı zamanda oldukça etkili bir yolla dayanışma ağlarını örebiliriz. Türkiye’de ilk örnekleri ortaya çıktı bile. Kadıköy ve Beşiktaş dayanışma ağları, evlerinden çıkmaması gereken corona açısından riskli kişilere ve ileri yaştakilere elini uzatıyor. Market ve ilaç alışverişlerini yapıyor, acil durumlarda yardım vaat ediyor, bir ses oluyor, hatır soruyor.
New York’da aşağıdan halk dayanışması
Bu yazıda size, bu dayanışma ağlarının öncülerinden birini anlatmak isterim. New York’ta yaşayan üniversite öğrencisi Liam Elkind ve arkadaşı Simone Policano, “invisible hands” adında bir gönüllüler ağı oluşturuyor. Türkçesi ile görünmez eller. Elkind, yaşlı bir komşusunun durumundan etkileniyor ve onun market alışverişini yapıyor. Ve bunun kolektif bir hareket olabileceğine Policano ile birlikte kafa yormaya başlıyorlar. Hemen sosyal medya hesapları alıyorlar ve bir internet sitesi kuruyorlar. İlk 72 saatte 1300 gönüllü başvuruyor bu dayanışma ağına. Salgında risk taşımayan gençlerden oluşan ve giderek büyüyen bir gönüllüler hareketi. Elkind ve Policano’nun kurduğu ağ, New York ve New Jersey’i kapsıyor. Kısa süre sonra, yeni şehirlerde yeni gönüllüler yeni dayanışma ağları kurmaya başlıyorlar: Boston, Los Angeles, San Francisco, Washington ve Londra.
Gönüllü olmanın koşulları
Invisible hands’in gönüllüsü olmak için bir gönüllülük sözleşmesi imzalamak gerekiyor. Kriterler basit; son 14 gün içinde yurt dışına çıkmamış olmak, COVID-19 pozitif olmamak veya pozitif biriyle temas etmemiş olmak. Gönüllüler, ihtiyacı olanların market ve ilaç alışverişlerini yapıyor. Bunu yaparken de temel hijyen ve fizikî mesafe kurallarına uyuyorlar. Gönüllüler bu kurallara, gündelik yaşantılarında da riayet etmek zorundalar.
Yoksulların 30 dolara altındaki alışverişleri karşılanıyor
Evden çıkmaması gerekenler, başta yalnız yaşayan yaşlılar; www.invisiblehandsdeliver.com sitesinden bizzat veya bir yakını aracılığıyla ya da telefon ederek ihtiyaç listesini bildiriyorlar. Liste, en yakındaki gönüllüye yönlendiriliyor. Gönüllü telefon ederek ihtiyaçları teyit ediyor. Bu arada hâl hatır da soruyor. Ödemenin ne şekilde yapılacağı kararlaştırılıyor. İsteyen marketin hesabına online, isteyen kapıda nakit ödeyebiliyor. Asıl önemlisi yoksulların 30 dolara kadarki alışverişlerini Invisible Hands karşılayabiliyor. Bunun için de web sitesinde bir bağış sistemi bulunuyor.
Sohbet etme özeni
Alışveriş eldivenle ve en az temasla yapılıyor. Poşetler kapıya bırakılıyor, zile basılıyor ve birkaç adım uzaklaşılıyor. Kişi kapıyı açıp ihtiyaçlarını alırken sohbet etmeye özen gösteriyor gönüllü. Nakit ödeme yapılacaksa, yine kapının dışına para bırakılıyor, kapı kapandıktan sonra gönüllü parayı alıyor.
Çok dilli dayanışma ağı
Invisible Hands, 14 dilde broşür hazırlamış ve sitelerine koymuş. Gönüllüler bu broşürleri çoğaltıp dağıtıyorlar. Gönüllüler ağının özellikle çok dilli oluşturulmasına özen gösteriyorlar. Arapça, Bengalce, Mandarin ve Kanton dilleri, Yunanca, Vietnamca, Hintçe, Korece, İspanyolca vd. Alışveriş desteği, haftanın her günü, 24 saat, hiç durmadan işliyor, ayrımsız herkese.
Versus Adam Smith
Adam Smith, 1776’da yayımlanan Ulusların Zenginliği adlı eserinde –ki burjuva iktisadının ilk belgesidir-, piyasa sisteminin hiçbir kurumsal müdahale olmadan kendi kendine işleyebileceğini, insanların kendi bireysel kârlarının veya faydalarının peşinde koşmalarının toplumun yararına olacağı zırvalığını kaleme almıştı. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler ilkesine dayanan serbest piyasacı bir sistemi savundu, yüceltti. Piyasanın “görünmez eli”nin dengeleri sağlayacağını iddia ediyordu. İşin aslı, burjuvazinin görünmez pençesinin, emekçilerin boğazından lokmasını almasını teorize ediyordu. Invisible Hands Gönüllüler Hareketi, piyasacı zihniyetin bu en meşhur metaforunu alaşağı etmeyi de başarmış oldu. Zapatista Marcos’un maskesinde anonimleşen Meksika yerlilerinin adalet arayışı gibi, görünmez el de, herhangi bir gönüllünün dayanışma eli oldu artık.
Tikkun olam
Elkind, yaşlı komşusuyla karşılaştığında bilincine vardığı şeyi, anadilinde, İbranice’de “tikkun olam” diye tarif etmiş. Türkçesi “dünyanın tamiri.” Evet, salgın ve karantina günlerinde kapitalist düzenin zihniyetine karşı yeni bir toplumsallığı kolektif gönüllülük temelinde kurabiliriz. Böylece de bu dünyanın tamirine şimdiden başlamış oluruz.