SEÇTİKLERİMİZ – Banu GÜVEN DW Türkçe için yazdı: “Ne güzel ülke! Kuzu kurtluk yaparken, uyuşturucu mafyası ve katiller salınıverirken, masumlar cezaevinde çile çekmekte.”
Ne güzel ülke! Kuzu kurtluk yaparken, uyuşturucu mafyası ve katiller salınıverirken, masumlar cezaevinde çile çekmekte.
Türkiye'yi alanı bellemiş, meşhur İranlı mafya Naci Şerifi Zindaşti ile AKP'li Burhan Kuzu'dan söz ediyorum. Profesör unvanı taşıyan, bir dönem cumhurbaşkanı danışmanı olan, daha önceleri Anayasa Komisyonu'nda başkanlık yapmış olmasının yanısıra, kavgacı tonu ve "kendine has üslubu” nedeniyle TV ekranlarında sık sık görmüş olduğumuz Burhan Kuzu'dan.
Şimdi yazacağım kişisel gibi gelebilir, ama aslında meslek ilkeleriyle ilgili. Tartışma programlarında ya da söyleşilerde sunucuların kendisine "Hocam, hocam” diye hitap ettiklerini duydukça içim bir fena olurdu. Sanki kendilerini sevdirmek istermiş gibi, karşılarındakinin üstünlüğünü teslim edip, daha en baştan tuş olmayı kabul eder gibi bir hâl.
Her neyse, işte o "hoca”nın Zindaşti'nin serbest bırakılmasına dair baskı uyguladığı iddialarını duymayan kalmadı herhalde. İddiaların özeti: Burhan Kuzu Cumhurbaşkanlığında Başdanışman olduğu dönemde hâkimi, savcıyı telefon bombardımanına tutup, adam adama markaja almıştı. İfadelerinde Burhan Kuzu'nun kendisini bunalttığını anlatan, mealen "Zindaşti'nin tahliye talebi ne olur benim nöbetime denk gelmesin” diye Allah'a yakaran hâkim, sonunda "cinayet, azmettiricilik ve FETÖ üyeliği” suçlarıyla tutuklu bulunan bu adamı serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Zindaşti toz oldu tabii.
Bu iddialar artık İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma konusu. Ama neden sonra? Şuraya yazıyorum: Sosyal medyada böylesine bir haber akışı olmasa, bunu da göremeyebilirdik.
…Banu GÜVEN'in DW Türkçe'ye yazmış olduğu yazının tamamı için TIKLAYIN