Gülfer AKKAYA yazdı: Taksim Meydanı’na atlı polisler getirmişler. Atlı prens mavalı tutmayınca, atlı polis tehdidi devreye sokulmuş anlaşıldığı kadarıyla. Ama bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugün bizim günümüz.
Bundan tam 18 yıl önce, 2003 yılında çok değil yaklaşık 50 kadar feminist kadın Taksim’de Feminist Gece Yürüyüşü yapma kararı aldık. Neden peki?
Çünkü o yıllarda da karma kadın platformları ile beraber biz feministler 8 Mart mitingleri yapıyorduk.
Ancak anımsayacaksınız, o yıllarda Taksim Meydanı’nda yılbaşı kutlamaları yapılıyordu. Üst üste birkaç yıl o kutlamalarda erkekler gruplar halinde kadınlara cinsel tacizde bulunmuş ve biz feministler dışında bu konuyu gündeme getiren olmamıştı. Birkaç yıl üst üste yılbaşı gecesi bu tacizleri protesto ettik, bu eylemlerimiz basında da yankı buldu.
İstiklal Caddesi, İstanbul Beyoğlu’nda eğlence mekanlarının olduğu, İstanbulluların da eğlenmek, hafta sonu dolaşmak, akşam arkadaşları ile buluşmak için geldiği caddeydi o yıllarda. Ve kadınların da en çok geldiği, birçok yere göre kısmen daha rahat ettiği yerlerin başında geliyordu o zamanlar.
Ancak özellikle AKP iktidarı ile beraber Beyoğlu eğlenme, kadınların rahatça gezme, nefes alma mekanı olmaktan çıktı. Aksine sık sık erkek tacizleri, erkek şiddeti vb. ile anılır bir yer olmaya başladı.
Kadınların artık İstanbul’un merkezi yeri olan Beyoğlu’nda da akşam ya da geceleri rahat dolaşamaması, erkeklerin cinsel saldırısına maruz kalması biz feministlerin gündemine geldi ve 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşümüz böylece başlamış oldu.
18 yıldır her 8 Mart akşamı İstiklal’de geceleri, sokakları, meydanları kadınların da çıkıp rahatça dolaşabileceği şekle dönüştürmek için taleplerimizi en yüksek sesle, her yıl artan sayıda kadınla haykırıyoruz.
Kırk bin, elli bin kadının buluşup birlikte yürüdüğü 8 Mart’lar cinsiyetçi, dinci, siyasal İslamcı, muhafazakar, sağcı AKP iktidarı için tahammül edilemez olmuş olmalı. Çünkü AKP kadınları sokaklarda değil evlerde görmek istiyor. Kadınları evlere tıkmanın çabası içerisinde. Hele hele geceleri sokaklarda kadınlar olsun, elini kolunu sallayarak rahatça yürüsün, bunu hiç istemiyor AKP.
Ama AKP’nin tabanını oluşturan çok sayıda kadın da dahil olmak üzere kadınlar aynı şeyleri talep ediyorlar. Türkiye’de feminist hareketin değip bulaşmadığı bir siyasal mecra yok. Feminist söz kadınlara çok iyi geliyor ve kadınlar kendilerine iyi gelen bu söze sahip çıkıyor.
Feminist gece yürüyüşlerimize her kesimden kadınlar katılıyor. Bırakın katılmayı İslami camiadan, Alevi toplumundan kadınlar yan yana 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’nü örgütlüyor.
AKP elbette bundan rahatsız oluyor. Üstelik kadınları engelleyemiyor da. Her yıl İstiklal Caddesi’nde somutlaşan o devasa ve muhteşem feminist direnişin gücünü, etkisini görmek istemiyor ve bunu engellemek istiyor.
İşte bu yıl da Taksim’den İstiklal’e dek demir bariyerlerle kapatmaya, engellemeye çalıştığı şey bu direnişin gücünün, etkisinin görünür hale gelmesi. Biz kadınların ortak feminist direnişi, mücadelesi. Yan yana gelmemiz, haklarımıza sahip çıkmamız. Sokakları, mahalleleri, evleri kadınlar açısından yaşanılır hale getirme talebimiz, mücadelemiz.
Onlar istiyor ki erkeklerin şiddeti ile bizler kapanalım, görünülmez olalım. Biz sokakları kadınlara açın dedikçe onlar kapatıyor. Bariyer koyuyor, kadınların önüne polisleri çıkartıyor.
Hiçbir bariyer biz kadınları durduramaz. Çünkü kadınlara bariyerlerle kapatılan o sokaklarda her gün erkekler kadınları öldürüyor ve bu erkeklerin sırtını bu iktidar ve devlet sıvazlıyor. Bizler hayatlarımız için, hayatta kalabilmek için sokaklara çıkıyoruz, mücadele ediyoruz.
Canı pahasına boşanmayı göze alan kadınları Süleyman Soylu’nun barikatları engelleyemez.
Taksim Meydanı’na atlı polisler getirmişler. Atlı prens mavalı tutmayınca, atlı polis tehdidi devreye sokulmuş anlaşıldığı kadarıyla. Ama bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bugün bizim günümüz.
Bu baskı ve şiddet ortamını yarattığı için Bakan Süleyman Soylu halka cevap vermek zorunda kalacak, biz kadınlar değil. 8 Mart’ı yasaklamaya çalışmanın bedeli var. Bu erkek bakan da o bedeli ödeyecek.
Ben, bu akşam da yine kırk bin, elli bin kadın olacağız diye tahmin ediyorum. Feminist mücadelemiz engellenemez!
Tüm kadınları Taksim’e çağırıyorum, bugün en güzel günümüz, hepimizin 8 Mart’ı kutlu olsun.