SEÇTİKLERİMİZ – Murat MERİÇ’in Gazete Duvar’daki yazısı: “Kıvanç Someren, son yıllarını Anıl Şahin’le birlikte Yalıkavak’ta açtığı bir restoranda müzik yaparak geçirdi. Denk gelemeyişim, benim ayıbım. Her seferinde “sonra” dedim, ama o sonra hiç gelmedi.”
Perşembe günü gelen bir haber, neşemizi aldı götürdü. Duru sesiyle şahane şarkılara can veren ya da daha doğru bir deyişle o şarkıları yorumuyla şahane kılan Kıvanç Someren, geçirdiği bir trafik kazası sonucu genç yaşta aramızdan ayrıldı.
Kıvanç Someren, Mayıs Müzik Topluluğu’yla hayatıma giren isimlerden biri. O dönem farkında değildim, anladığımda çok sevinmiştim. Mayıs Müzik Topluluğu’nun “Gülizar”ı, 1988 yılında Ankara’ya gittiğimde aldığım ilk kasetlerden biriydi. Topluluğu da tanımıyordum. Ya kapağındaki Picasso desenine takılmışımdır ya da içindeki Özdemir Asaf şiirinden bestelenmiş “Göçmen”e… Deli gibi Asaf okuduğum yıllar çünkü onlar; şiirlerinden bestelenmiş şarkıları özel bulduğum dönemler. Şunu düşünürdüm: Özdemir Asaf besteleyen, kötü müzik yapıyor olsa bile kötü insan olamaz. Her koşulda onları desteklemek gerektiğini düşünürdüm –ki (o dönem için konuşayım) bu hissimde hiç yanılmadım. Mayıs Müzik Topluluğu, hem de iyi müzik yapan bir ekip olarak tarihe geçti.
“Gülizar”, Eskişehir’de basılmış bir kasetti. Topluluğu Eskişehirli sanma sebebim, tam da bu. Haklarında pek çok söylenti yayılmıştı: Topluluk üyeleri cezaevine girmiş, işkence görmüş, bir kısmı bu işkencelerde hayatını kaybetmiş… Çok yıllar sonra bunların külliyen uydurma olduğunu öğrendim ve aslında okuduğum okulun bünyesinde çalışmalar yapmış bir toplulukla karşı karşıya olduğumu bildim ama artık çok geçti. Topluluk, kasetin hemen ardından dağılmış, “Gülizar”ı oluşturan şarkıları konserde çalamamıştı. Hiçbir zaman canlı izleyemedim; buna hep üzülürüm.
…Murat MERİÇ'in Gazete Duvar'daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN