SEÇTİKLERİMİZ – Ertuğrul KÜRKÇÜ Yeni Yaşam için yazdı: Barış ve demokrasi mücadelesinin önümüzdeki dönemde her zamankinden daha çok bir sınıf mücadelesi halini alması kaçınılmaz.
“Kendisi bunun peşinde koşsun koşmasın, askeri-sınai kompleksin, hükümet kurullarında meşruiyet dışı etki edinmesinden sakınmalıyız […] Sadece uyanık ve bilgili bir yurttaşlar topluluğu muazzam sınai ve askeri savunma makinesini barışçı yöntem ve hedeflerimizle uyum içinde işlemeye mecbur edebilir.”
Bu sözler, ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower’ın 1961’deki ünlü “veda” konuşmasından. Gerçi Eisenhower’ın başlıca kaygısı kapitalizmin dünya egemenliğine meşru bir çerçeve kazandırmaktan ibaretti, uyguladığı askeri-politik stratejilerle küresel ölçekte demokrasiye değil, emperyalizm ve hegemonyacılığa güç verdi, ama bu, onun ordu-sermaye kaynaşmasının demokrasi ve özgürlüklere yönelik bir daimi tehdit oluşturduğuna ilişkin uyarısını ciddiye almamak için bir neden sayılmaz. Tersine bu “iç bilgi”, nükleer çatışma tehdidi altındaki bir dünyada “savaş-barış” ve “demokrasidiktatörlük” dengesinin ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu bizzat deneyimlemiş bir asker-siyasetçiden geldiği için ciddiye alınmayı daha çok hak ediyor…
Ertuğrul KÜRKÇÜ'nün Yeni Yaşam'daki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN