SEÇTİKLERİMİZ – Can SEMERCİOĞLU T24 için yazdı: İklim krizi son yıllarda üzerine en çok konuştuğumuz konulardan biri. Etkilerini her geçen gün daha şiddetli biçimde hissediyoruz. Dünyadaki tüm canlılar için keskin bir gerçek olan iklim krizi aynı zamanda bir edebi türün de doğmasına vesile oldu: iklimkurgu (climate fiction veya kısaca cli-fi).
Bilimkurgu ile benzer niteliklere sahip bir tür olan iklimkurgu adını ilk olarak 2008 yılında Dan Bloom isimli bir gazeteci ortaya attı. Bloom’un bu ismi bulmasının ardında, 1957 yılında yazılan ve gelecekteki radyoaktif bir felaket karşısında çaresizce ölümü bekleyen insanların hikayesini anlatan On The Beach romanı yer alıyor. Bloom bu kitabı okuduktan sonra iklim kriziyle ilgilenmeye başlıyor ve uzun yıllar bu konuya eğiliyor. 2004 yılında aniden gelen Buzul Çağı’nı konu eden Yarından Sonraki Gün filmini izlemesiyle beraber Bloom gözünü dünyanın geleceğinden endişe duyan yazarlara çeviriyor:
“Dünyanın bir yerinde, On The Beach kadar güçlü bir hikâye anlatabilecek birini arıyorum ki insanlar sarsılıp ne olup bittiğini fark etsinler.”
Şimdilerde 70’lerinde olan Bloom, 2008 yılında “iklimkurgu” terimini ortaya atıyor ve açtığı internet sitesinde tüm ömrünü bu türdeki eserlere vakfediyor.
İklim krizi her yere sirayet ederken
İklimkurgu, adından da anlaşılabileceği gibi iklim krizini konu eden, dünyanın bugününde ve geleceğinde nelerin yaşanabileceği üzerine kafa yoran ve bir öngörü sağlamaya çalışan bir edebi tür. İklimkurgu teriminin ortaya atılmasından kısa süre sonra bu türde yayınlanan romanların sayısı ve sıklığı arttı. Özellikle Margaret Atwood’un Türkçede de yayınlanmış ve insanlığın yol açtığı bir felaketi ve sonrasını anlatan DeliAddem üçlemesi, David Mitchell’ın insanlığın son 40 yılda dünyayı nasıl felakete sürüklediğini türler arası bir biçimde anlattığı romanı Kemik Saatler bu türün yalnızca öne çıkan iki örneği.
İklim krizi edebiyatta giderek daha çok yer bulurken bir yandan da bu konuyla ilgili farkındalık artmaya başladı. İsveçli aktivist Greta Thunberg’in başlattığı okul grevleri kısa sürede dünyaya yayıldı ve iklim krizini dünyada en çok konuşulan konulardan biri haline getirdi. İklim krizi konusu ve kurgusu kitap satıcılarının da ilgisini kısa sürede çekmeyi başardı. Amazon “Warmer” adında bir koleksiyon hazırlayarak, ödüllü yedi yazardan iklim krizi öykülerini satışa çıkardı. Türkiye’de de internet kitap satış sitesi İdefix iklim değişikliği konulu romanlardan bir seçki oluşturarak Türkçe kitapları bir araya getirdi.
İklimkurgu türünün koordinatlarına baktığımızda örneklerin neredeyse tamamının muhtemel bir evrende veya gelecekte gerçekleştiğini görürüz. Tıpkı bilimkurguda olduğu gibi bu türde de (bilimin değil) insanın –niyetlenmese de– yaptıklarının sonuçlarını görmezden gelerek mahvettiği iklimin gelecekte nasıl etkilere ve felaketlere yol açacağı konusunda bir tasavvur sunulur. Bunun içine alışılageldik hayatta kalma öyküleri de dahildir, karakterlerin yönlendirdiği gerçekçi bir hikâye de. Ama aynı zamanda iklimkurgu çabucak politik bir propaganda malzemesine dönüşebilir.
Can SEMERCİOĞLU'nun T24'teki yazısının tamamını okumak için TIKLAYIN