Onurcan ÇELEBİ Siyasi Haber için derledi: Buttgieg delegelerin %26.2’sini alırken Sanders %26.1 ile aslında Buttigieg’den daha fazla oy almasına rağmen bölgelerdeki nüfus yoğunluğuna bağlı olarak dağıtılan delege çoğunluğuna erişemediği için ikinci sırada yer aldı.
2016 Birleşik Devletler başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’den aday adaylığını açıklayan bağımsız senatör Bernie Sanders, o dönemde Amerikan siyasi çevresinde ciddi bir heyecan yaratmayı başarmıştı. Ancak Hillary Clinton’un agresif seçim çalışması ve Obama sonrası Amerikan toplumunun radikal bir sol istemediği algısının oluşması neticesiyle ön seçimin son kulvarlarında Sanders adaylıktan çekilme ve Clinton’ı destekleme kararı almıştı.
Trump yönetiminde geçen dört sene sonrasında ise rüzgar tersine dönmüş durumda. Her konuşma ve eylemlerinde ‘90’lı yılların başından kalma dejenere bir politikacı imajı çizen Donald Trump, Sanders’ın ve Amerikan radikal demokrat kanadının ihtiyacı olduğu havayı yaratmış oldu.
2020 seçimlerine büyük bir özveri ve arzuyla hazırlanan Sanders, Alexsandria Ocacio-Cortez (AOC) ve yeni kuşak sosyalist çevrelerin de desteğiyle şu an için Biden’in adaylık sürecinde en büyük rakibi durumunda ve birçok ankette Demokrat Parti’nin Trump’ın karşısına çıkaracağı aday olma ihtimalinin çok yüksek olduğu görülebiliyor.
Sağlık sisteminin tamamen ücretsizleştirilmesi, Wall Street ve finans kapitalin vergilendirilmesi, göçmen, azınlık ve lgbti+ dostu politikalar gibi alışılagelmiş Birleşik Devletler başkanı imajından çok farklı bir yerde duran Sanders, açık sosyalist kimliğiyle rüzgarı göğüslemeyi başarıyor.
Bütün bu gelişmeler çerçevesinde aday adaylığı sürecinin başladığını simgeleyen, 1996 yılından beri ön seçimi kazananın sürecin sonunda Amerikan Başkanı olduğu Iowa Eyaleti ön seçimleri çok büyük bir önem taşımaktaydı. Sanders destekçileri seçimi kazanacaklarını düşünürken Biden, Buttigieg ve Warren kampanyalarını seçim öncesi çok yoğunlaştırmıştı.
En fazla oyu Sanders aldı
Seçim günü gelip çattığında ve Demokrat Parti üyeleri başkan adaylarını belirlemek için yeni geliştirilmiş mobil seçim uygulamasıyla oylarını verdiklerinde Sanders’ın kazanacağı öngörülüyordu. Ancak seçim sürecinde bir şeyler ters gitmeye başladı, Demokratik Ulusal Komite, yeni geliştirilen uygulamanın arızalandığını ve kesin sonuçların en kısa zamanda açıklanacağını söyledi. Sonuçlar açıklanması gereken zamanda açıklanamadı. Başkan Donald Trump bu fiyaskoyu lehine çevirmeye çalışarak “Demokrat parti daha kendi adayını belirleyemiyorken ülkeyi nasıl yönetecek?” çıkışı yaptı. Ayrıca Demokrat Parti’nin bütün aday adayları duruma tepki gösterirken, en sert çıkışı zafer bekleyen Sanders kampanyası yaptı. Tartışmalarla geçen neredeyse bir günün sonunda oyların % 97’sini açıklayan Demokratik Ulusal Komite, seçimin kazananının önceki anketlerde %15 civarı oy alacağı tahmin edilen Buttigieg olduğunu açıkladı. Buttgieg delegelerin %26.2’sini alırken Sanders %26.1 ile aslında Buttigieg’den daha fazla oy almasına rağmen bölgelerdeki nüfus yoğunluğuna bağlı olarak dağıtılan delege çoğunluğuna erişemediği için ikinci sırada yer aldı. Sürecin iddialı isimleri Joe Biden %15.8 oy alırken, Elizabeth Warren 18.2 oyla Sanders’ın ardından en çok oy alan üçüncü başkan adayı oldu.
Amerikan seçimlerinde çok önemli bir yeri olan Iowa ön seçimlerinin sonucunda Aralık ayından sonra yapılan 23 anketten sadece ikisinde seçimi kazanacağı öngörülen Buttigieg büyük bir sürpriz yaparak birinci sırayı alırken, 23 anketin 15’inde seçimi kazanacağı öngörülen Sanders ikinci olarak büyük bir motivasyon fırsatını kaçırmış oldu. Joe Biden ise korkunç bir kampanya başlangıcı yaparak ön seçimleri dördüncü sırada bitirdi.
Amerika tarihinde bir ilk: sosyalist adayın kazanamaması sürpriz oldu
Trump’un azil tartışmaları, agresifleşen dış politika, mülteci sorunları ve daha nice sosyo-kültürel problemlerin gölgesinde başlayan seçim süreci, aynı hareketlilikte devam edecek gözüküyor. Amerikan tarihinde belki de ilk kez sosyalist bir adayın seçimi kazanması değil kazanmaması sürpriz olarak değerlendiriliyor. Bozuk telefon uygulamaları, Cumhuriyetçi kanadın muhafazakar anti-propagandaları, Demokrat Parti’nin yönetim kadrosunu oluşturan Bloomberg gibi neo-liberal politikacıların “Bernie kazanamaz” propagandaları arasında Sanders kampanyasının hala yürümesi gereken uzun ve engebeli bir yol olduğu aşikar. Şimdi sırada Sanders’ın 2016 yılında Hillary Clinton’ın 23 puan önünde %60.40 ile kazandığı New Hempshire ön seçimleri var.
FiveThirtyEight’in 4-5 şubat tarihli anketinde Sanders, Buttigieg’in 6 ile 10 puan arası önünde gözüküyor. Biden ise %12 oy ile üçüncü sırada geliyor. Bakalım yeni bir uygulama arızası vakası ile karşılaşacak mıyız, yoksa Sanders bu sefer bir sürprize izin vermeyerek radikal bir tarzla sürdürdüğü başkanlık koşusunun moral motivasyonunu güçlendirmeyi başarabilecek mi?
Kaynak: (Washington Post / The New York Times / FiveThirty Eight)