Adalet Arayan İşçi Aileleri, Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin 88’inci haftasında iş cinayetlerine ilişkin görülen davaların sahiplenilmesi çağrısı yaptı.
Adalet Arayan İşçi Aileleri, 88. Vicdan ve Adalet Nöbeti’ni Galatasaray Meydanı'na çıkmaları engellendiği için Taksim’de bulunan 1umut Derneği önünde gerçekleştirdi.
"88.Vicdan ve Adalet Nöbeti" pankartı açan aileler "Kader değil cinayet, doğal afet değil cinayet", "Sorumlular belli adalet istiyoruz" dövizleri ve iş cinayetlerinde hayatını kaybeden yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
Dernek önünde yapılan açıklamayı, Davutpaşa'daki iş cinayetinde hayatını kaybeden Gülhan Çabuk'un eşi İdris Çabuk okudu. 75’inci Vicdan ve Adalet Nöbeti’nden itibaren "milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması" gerekçeleriyle Galatasaray Meydanı Adalet Arayan İşçi Aileleri’ne yasaklandığını hatırlatan Çabuk, "75. Vicdan ve Adalet Nöbeti’nden beri daracık Tel Sokak’a hapsedilmiş durumdayız. 28 Nisan’da İstiklal Caddesi’ne çıkamadık. Yetkili mercilerin hiçbir gerçek dayanağı olmayan, anayasal hakkımızı çiğneyen bu yasağı derhal kaldırmasını istiyoruz" dedi.
İş Cinayetleri Almanağı 2018’e göre, 2018 yılında en az 1872 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini söyleyen Çabuk, "İSİG Meclisi’nin açıkladığı rapora göre, eylül ayında en az 145, 2019’un ilk dokuz ayında en az 1320 işçi hayatını kaybetti. Bu acı gerçeklik eşliğinde vicdanlı, adalet duygusunu yitirmemiş herkes 'iş cinayetleri vahşeti'ni anlayarak davranmalı diyoruz" diye konuştu.
'Başka Soma'lar olmasın diye herkesi dayanışmaya çağırıyoruz'
Soma Katliamı’ndan sonra Soma Maden İşletmeleri ve Uyar Madencilik’teki işlerinden tüm hakları gasbedilerek çıkarılan 3500 maden işçisinin Bağımsız Maden İş Sendikası ile birlikte tazminat haklarını almak için 5 Ekim'de Soma’dan Ankara’ya, Enerji Bakanlığına yürümek istediğini ancak engellendiğini hatırlatan Çabuk şunları söyledi:
"Kırkağaç Çamı’nda jandarma yollarını kesti. Yürümelerine izin vermedi. O günden beri direnen maden işçilerini 19 Ekim’de ziyaret ettik. İş Cinayetleri Almanağı götürdük. Haklı mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu söyledik. Hakkını arayan işçilerin yollarının kesilmesine, önlerine barikatlar kurulmasına karşıyız. Bu haksız uygulamaya son verilerek işçilerin yollarının tez vakit açılmasını, 5 Kasım’da Bakanlık’taki görüşmelerini gerçekleştirmelerini, mücadelelerinin karşılığı olan haklarını almalarını istiyoruz. Soma’yı unutmadık, unutturmayacağız, başka Soma’lar olmasın diyen herkesi maden işçileriyle dayanışmaya çağırıyoruz."
18 yaşında asansör boşluğuna düşerek hayatını kaybetti
Çabuk, İstanbul Havalimanında DHL kargo firmasının alt yüklenicisi Berko inşaatta havalandırmacı olarak çalışan 18 yaşındaki Vanlı Mehmet Aydın'ın 31 Ekim'de hayatını kaybettiği iş cinayetini hatırlatan Çabuk, "Yürüyüş yollarında aydınlatma ve ışık olmadığını, cep telefonu ışığı ile yürümek zorunda kaldıklarını, iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını, asansör boşluğunun kapatılmadığını ve sabitlenmediğini anlatan, daha önce de defalarca çalışırken ölmek istemiyoruz diyen işçiler, yine aynı taleple iş bıraktı. 300 işçi iş cinayetini lanetledi. 4 Kasım Pazartesi gününe kadar gerekli önlemler alınmazsa iş başı yapmayacaklarını söylediler. Daha insani koşullarda çalışmak isteyen, yaşam haklarına sahip çıkan işçilerin haklı mücadelelerinde yanındayız" ifadelerini kullandı.
Çabuk, 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri için Anma ve Yas Günü ilan edilmesi için imza kampanyası başlattıklarını söyledi.
15 Kasım'da belgesel gösterimi
Açıklamanın ardından söz alan yakınlarını iş cinayetlerinde kaybeden ailelerin Avukatı Berrin Demir, devam eden davalar hakkında bilgi verdikten sonra çağrıda bulundu, "Herkesi, bu davaları sahiplenmeye ve takipçisi olmaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Adalet Arayan İşçi Aileleri, Fatih Pınar’ın çektiği ve Burcu Kolbay ile birlikte kurguladığı "Kaza değil cinayet" isimli belgeselin gösterimi için de çağrı yaptı. Belgeselin gösterimi 15 Kasım’da Şişli Kent Kültür Merkezi’nde yapılacak.
(Evrensel)