İngiltere’de Yüksek Mahkeme, Başbakan Boris Johnson’ın parlamentoyu tatil etme kararının hukuka aykırı olduğuna karar verdi.
İngiltere'de Anayasa Mahkemesi, Başbakan Boris Johnson'ın parlamentoyu 14 Ekim'e kadar tatil etme kararının hukuka aykırı olduğuna hükmetti.
Ülkenin Anayasa Mahkemesi konumundaki Yüksek Mahkemesinde görüşülmesi geçen hafta başlayan davada karar açıklandı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın anlaşmasız Brexit'i dayatmak için parlamentoyu askıya alması kararını görüşen İngiltere Yüksek Mahkemesi, "Başbakan'ın bu yaptığı kanunlara aykırı" kararı verdi. 11 üyenin oy birliğiyle aldığı kararda kararda "Parlamentonun 5 hafta tatil edilmesinin niçin gerekli olduğu konusunda mahkemeye gerekçe sunulmadı. (Bu durumda) Kararın yasa dışı olduğu sonucuna varmak zorundayız" denildi.
'Parlamentonun rolünü yerine getirmesi engellendi'
"Bu normal bir erteleme değil. Parlamentonun rolünü yerine getirmesini engelledi" denilen hükümde, Brexit gibi ülke için önemli konularda parlamentonun söz söyleme hakkına vurgu yapıldı. Erteleme kararının parlamentoyu 5 hafta oturum yapmadan alıkoyduğu belirtilerek parlamentonun geçmişte olağanüstü durumlarda tatil edildiğine dikkat çekildi.
Hükümde, "Tatil kararı, meşru bir sebep olmadan parlamentonun yasama organı olarak anayasal görevini yerine getirmesini engelleyecek bir etkiye sahip olması durumunda yasa dışıdır. Parlamentonun 5 hafta tatil edilmesinin niçin gerekli olduğu konusunda mahkemeye gerekçe sunulmadı. (Bu durumda) Kararın yasa dışı olduğu sonucuna varmak zorundayız" ifadesine yer verildi.
Johnson'ın parlamentoyu tatil etme konusunda Kraliçe II. Elizabeth'e sunduğu gerekçesinin yasa dışı olduğu ifade edilerek tatil kararı yok hükmünde sayıldı. Hükmün ardından parlamentonun yeniden toplanması gerekiyor.
Parlamento yarın toplanacak
Kararın ardından, parlamento binası önünde basına açıklamalarda bulunan İngiltere'de parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nın Başkanı John Bercow mahkemenin oy birliğiyle aldığı kararı memnuniyetle karşıladığını belirtti ve "Parlamento idarecilerine, parlamentonun yarın 11.30'da işbaşı yapması için gereken hazırlıkları tamamlaması talimatı verdim" dedi.
Muhalefet kararı olumlu karşıladı
Muhalefetteki partilerin liderleri mahkeme kararını olumlu karşıladı. Kararı değerlendiren ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn, "Demokrasinin Başbakan Boris Johnson tarafından aşağılandığını ve görevin kötüye kullanıldığını ortaya koyduğunu" söylerek Johnson'ı pozisyonunu gözden geçirmeye çağırdı.
Liberal Demokrat Parti lideri Jo Swinson kararın "Johnson'ın başbakanlık için uygun olmadığını teyit ettiği" değerlendirmesini yaparak "Kraliçe'yi ve ülkeyi yanılttı, halkın temsilcilerini yasa dışı şekilde susturdu" dedi.
İskoçya Ulusal Partisinin İngiltere Parlamentosundaki grubunun lideri Ian Blackford Johnson'ın karar sonrası istifa etmesi gerektiğini kaydetti.
Aşırı sağcı Brexit Partisi lideri Nigel Farage, "Kraliçe'nin konuşmasını iptal etme ve tatil kararı şimdiye kadarki en kötü siyasi karardı. Dominic Cummings (Johnson'ın danışmanı) gitmeli" ifadesini kullandı.
AB Komisyonu Sözcüsü Bertuad: Yorum yapmak bize düşmez
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Natasha Bertaud ise mahkemenin kararı hakkında yorum yapamayacağını söyledi. Günlük basın toplantısında soruları yanıtlayan Bertaud, "İngiltere'nin iç anayasal meseleleriyle ilgili yorum yapmak bize düşmez" ifadesini kullandı.
Bertaud, "AB, İngiltere'nin anayasal meselelerine ilişkin yorum yapma konusunda çekinceli davranırken; neden Romanya, Macaristan ve Polonya söz konusu olduğunda bu çekinceli tutumunu uygulamıyor?" sorusuna karşı ise "Yorumunuzu not ettik ancak durum bu" cevabını verdi. AB, hali hazırda "Polonya ve Macaristan'a karşı hukukun üstünlüğünün ihlal edildiği" gerekçeleriyle ihlal süreci yürütüyor.
Ne olmuştu?
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un isteği üzerine Kraliçe II. Elizabeth parlamentoyu 5 haftalığına devre dışı bırakmıştı. 9 Eylül’de başlayan uygulama, muhalefet tarafından darbe olarak değerlendirilmişti. Tatil etme kararı daha önce İskoçya’nın başkenti Edinburg’da ve Londra’da Yüksek Mahkemede dava edilmiş, her iki mahkeme de bunun siyasi nitelikte bir karar olduğu ve yargının alanına girmediğine hükmetmişti.
Muhalefet partileri, hem güvensizlik oylaması ve hem de anlaşma yapılmadan Brexit’in gerçekleşmesinin önüne geçmeye çalıştı. 2 Eylül'de ilk kez toplanan parlamentoda, “Anlaşmasız Brexit”i engellemek için yasa yapılmasını öngören oylama yapılmış, Johnson oylamayı 328’e karşı 301 oyla kaybederek yasa hazırlığını engelleyememişti.
Ancak Edinburg’daki karar temyiz edilmiş, temyiz duruşmasında İngiltere hükümetinin parlamentoyu tatil kararının arkasındaki niyet ile Kraliçe II. Elizabeth’e beyan edilen gerekçe arasında farklılık olduğuna hükmedilmişti. İngiltere hükümeti, temyiz kararını Londra’daki üst mahkemeye taşımıştı. 17 Eylül'de başlayan ve 3 gün süren duruşmada, önceki iki davanın birleştirilmesine karar verilmişti. Hükmün açıklanmasının ise bu haftaya kalabileceği belirtilmişti.
İngiltere, 2016'daki referandumda yüzde 48'e karşı yüzde 52 oyla AB'den ayrılma kararı almıştı. Ancak eski Başbakan Theresa May'in AB ile vardığı anlaşma, 3 kez oylanmasına karşın parlamentoda kabul görmemiş ve Brexit, olası bir anlaşmasız ayrılığı engellemek için önce 22 Mayıs'a, daha sonra da 31 Ekim'e ertelenmişti.
(Evrensel)