Kamuoyunda tartışılan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili Kadın Meclisleri bir açıklama yayımladı.
İstanbul’da imzaya açıldığı için İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi son günlerde tartışılıyor.
Söz konusu sözleşme uluslararası hukuk çevrelerinde ise kadına yönelik şiddetle mücadele alanında en güncel, en yüksek standartları içeren ve en kapsamlı bağlayıcı metin olarak tanımlanıyor.
Sözleşme sadece kanunların nasıl uygulanması gerektiğine değil kadına yönelik şiddet alanında benimsenecek politikalara dair düzenlemeleri de içeriyor.
2014'te imzalanan sözleşmenin kamuoyunda yeniden tartışılmasıyla ilgili Kadın Meclisleri bir açıklama yayımladı. Açıklamada, sözleşmenin şiddetten uzak bir hayatın inşasına vurgu yapılıyor, şiddete uğrayan kadınların korunmasına yönelik önlemlerin tehdit olarak ele alınamayacağı belirtiliyor:
İstanbul Sözleşmesi şiddetten uzak bir hayatın yeniden inşası için devlete bütünlüklü bir önleme, koruma, kovuşturma, politika geliştirme yükümlülüğü getirir. Aile içerisinde şiddete uğrayan kadınları korumaya ve desteklemeye yönelik önlemler tehdit olarak ele alınamaz.
Her nerede olursa olsun kimi toplumsal değerlere göre mahrem sayılan aile içerisinde de kadınların başta yaşam hakları için İstanbul Sözleşmesi’nde de temel alındığı gibi toplumsal cinsiyet eşitliği esastır. Toplumsal cinsiyet adaleti” gibi ölçülemeyen muğlak söylemler ile eşitlik sağlanamaz, toplumsal cinsiyet kaynaklı şiddet göreli hale getirilemez.
(Independent Türkçe)