Kocaeli İSİG Meclisi 2019 ilk 6 aylık iş cinayetleri raporunu açıkladı. Rapora göre 2019’unilk 6 ayında ülke genelinde en az 840, Kocaeli’de ise 33 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İstanbul 88 ölümle iş cinayeti sıralamasında ilk sırada yer alırken, Kocaeli 5’inci sırada yer aldı
Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG Meclisi) 6 aylık periyotlar ile hazırladığı Türkiye’nin önemli işçi havzalarından biri olan Kocaeli’deki iş cinayetleri verilerini açıkladı. Kocaeli İşçi Sağlığı ve İş Cinayetleri Meclis’nini 2019 ilk 6 aylık Kocaeli İş Cinayetleri Raporu’na göre 2019’unilk 6 ayında ülke genelinde en az 840, Kocaeli’de ise 33 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Kocaeli İSİG Meclisi yaptığı açıklamada, açıklanan verilerin emekçilere ve halka karşı işlenmiş suçların sonuçları olduğu vurgulandı. Gelişen teknolojiye, artan bilgi ve tecrübeye rağmen insanların işyerlerinde ölmeye devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Devlet katında birer istatistikten ibaret kalan her can, bizlerden biridir. Emeği ile ailesine ekmek götürmeye çalışan bir kadın, bir erkek bazen çocuk, bazen yetişkin bazen çok yaşlı bir bedendir. Mücadelemizin gayesi bu canların yitip gitmemesi içindir. Ülkemiz adeta işçi mezarlığına dönerken ölümlerin ulusal medyada haber değeri bile yok. Hatta bazen Çayırova’da kurulu olan Akpınar Tekstil’de olduğu gibi yetkili makamlar ölen kişilerin adını, cinsiyetini ve yaşını bile kamuoyuna açıklamaktan imtina ediyor. Bu tablodan çıkarı olan sadece sermaye sahipleridir.” denildi.
Kocaeli İSİG Meclisi’nin İş Cinayetleri Raporu’na göre, 2013’ten bu yana Kocaeli’de en az 426 kişi iş iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Kocaeli iş cinayetlerinde 5’nci Sırada
Rapora göre, 2019’un ilk altı ayında ülke genelinde iş cinayetlerinde en fazla ölümün yaşandığı beşinci il Kocaeli oldu.
İş cinayetlerinin 88’i İstanbul’da, 39’u Antalya’da, 38’i İzmir’de, 34’ü Bursa’da, 33’ü Kocaeli’de, 28’i Ankara’da ve 28’i ise Aydın’da meydana geldi.
Kocaeli’de en fazla iş cinayeti Gebze’de meydana geldi
Rapora göre, Kocaeli’de en fazla iş cinayeti 8 işçinin öldüğü Gebze’de meydana gelirken, Çayırova’da 6, Kartepe’de 4, Derince ve Gölcük’te 3, Darıca, Dilovası ve Körfez’de 2, İzmit, Kandıra ve Karamürsel’de ise 1 ölüm meydana geldi.
Kocaeli’de en fazla ölüm inşaat iş kolunda
Türkiye genelinde en fazla ölüm 205 emekçinin yaşamını yitirdiği tarım-orman işkolunda meydana gelirken tarım-orman iş kolunu, 165 işçi ölümü ile inşaat, 107 ölümün meydana geldiği taşımacılık işkolları izledi. Kocaeli’de ise en fazla ölüm 6 kişinin yaşamını yitirdiği inşaat işkolunda meydana gelirken, bunu 5’er ölümün meydana geldiği taşımacılık, tekstil ve ticaret-büro işkolları izledi.
Rapora göre, 2019 yılının ilk altı ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Ülke geneline en fazla ölüm trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme, kalp krizi, zehirlenme/boğulma ve elektrik çarpması nedenleriyle yaşanırken, Kocaeli’de ise en fazla ölüm nedeni işyerinde meydana gelen yangınlardır. Yangından sonra en fazla ölüm yüksekten düşme, ezilme ve kalp krizi sonucu meydana gelmiştir. Aslında bu ölümlerin bir gerçek sebebi, uygun yangın önleme, algılama, söndürme sistemleri ile uygun tahliye ve kaçış şartlarının olmaması, yeterli sayıda ve iyi eğitim almış ilkyardım personelinin olmaması, işyeri fiziki şartlarının güvenli olmamasıdır.
2019 ilk altı ayında Türkiye’de 33 çocuk işçi ölümü gerçekleşti
Çalışma Bakanlığı’nın çocuk işçilikle mücadele yılı ilan ettiği 2018 yılından bu yana çocuk emeğinin sömürülmesinin önüne geçecek hiçbir adımın atılmadığına dikkat çekilen raporda, çocukların tarlada, atölyede veya sokakta çalışmaya ve iş cinayetlerine kurban gitmeye devam ettiği belirtildi. Raporda, 2018 yılında Türkiye genelinde 23’ü 14 yaş altında toplam en az 67 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirirken 2019’un ilk altı ayında ise 11’i 14 yaş ve altında olmak üzere 33 çocuğun can verdi kaydedildi.
İş cinayetinde ölenlerde sendikalı oranı yüzde 1,66
Raporda, 2018 yılında ülke genelinde iş cinayetlerinde ölenlerin 48’i’nin (yüzde 2,49) sendikalı iken 2019 yılı ilk 6 ayında da 14’ünün sendikalı (yüzde 1,66) olduğuna işaret edildi. Türkiye’de iş cinayetlerinin en fazla meydana geldiği tarım ve inşaat iş kollarında sendikal örgütlenmenin yok denecek düzeyde vurgulanan raporda “Bu nedenle örgütlenmeyi aynı zamanda hayatta kalma mücadelesi olarak da görmek gerekirken öte yandan işçi örgütlerinin de işyerlerinde sağlık ve güvenlik hakkını daha güçlü savunmaları gerektiği açıktır. Ölümleri durdurmak için bilinçli ve örgütlü bir emek hareketi şarttır” denildi.
İlk 6 ayda ölenlerin yüzde 6’sı kadın, yüzde 15’inin kimlikleri açıklanmadı
2019 yılının ilk 6 ayında ülke genelinde iş cinayetlerinde ölenlerin yüzde 7’sinin kadın yüzde 93’ünün erkek olduğu kaydedilen raporda, Kocaeli’de ise ölenlerin yüzde 12’sinin kadın, yüzde 73’ünün erkek iken yüzde 15’inin kimliklerinin ise açıklanmadığının (Akpınar Tekstil yangınında ölen işçiler) altı çizildi.
Raporda, 2019 yılının ilk 6 ayında ülke genelinde ölenlerin 63’ünün, Kocaeli’de ise 7’sinin göçmen işçiler olduğu belirtilerek, “Ülkelerindeki savaş, yoksulluk ve baskıdan kaçarak, ülkemize sığınan ve çoğunluğunu Suriyeli yoksulların oluştuğu insanlar, her türlü önlem ve insani haktan uzak, kötü çalışma koşullarında, güvencesiz ve düşük ücretler ile çalıştırılıyor. Meclisimizin ulaşabildikleri dışında da iş cinayetlerine kurban edilmiş mülteci/göçmen işçilerin olması da muhtemeldir” açıklamasına yer verildi.
İş cinayetlerinin engellenmesi için alınması gereken önlemler
Raporda, ortaya çıkan bu tablonun iş cinayetlerinin kamuoyuna yansımış, sadece görünen yanları olduğu vurgulanarak, “Kalıcı sakatlıklar, meslek hastalıklarına bağlı ölümler bu sayılardan çok daha fazla olmasına rağmen bilinmemektedir. Bu tablonun değişmesi öncelikle devletin görevidir. Bu ölümleri engellemek için mücadele görevi ise emek örgütleri ve emekten yana tüm kesimlerindir.” denildi.
Raporda ayrıca, iş cinayetlerinin engellenmesi için daha önce de sıralan talepler yinelendi. Talepler şöyle:
“• Ölümleri engellemek için işçilerin hak arama yolları kapatılmamalı, sendikal örgütlenme, grev ve gösteriler önündeki yasaklamalardan vazgeçilmeli. İSİG kurulları, çalışan temsilciliği sistemi gereği gibi çalıştırılmalı.
• Türkiye 60 saatten fazla çalışanların tüm çalışanlara oranının en yüksek olduğu ikinci ülkedir. Fazla çalışmak, yeterince dinlenememek işyerindeki risklere daha fazla maruz kalmak ve vücudun kendini yenilemesi için daha az zaman anlamına geliyor. Aynı zamanda yorgunluk dikkat eksikliğinin de nedeni. Bu nedenle haftalık çalışma süresi ve fazla mesai sınırları düşürülmeli. Çalışanlara eğitimleri, kişisel özellikleri, tecrübeleri gözetilmeksizin ilave işler verilmemeli.
• İş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi sorumluluğu kanunen işverenlerdedir. Önlemlerin finansmanı ve organizasyonunda da işverenin aldığı kararların etkisi tartışılmaz. Ancak iş cinayetleri sonrası işverenler yargılanmazken cazalar günah keçisi haline getirilen iş güvenliği uzmanı, saha şefi, formeni vb. kişilere veriliyor.
• İşyeri denetimleri için yeterli kaynak olmaması, her seçim döneminde denetimlerin askıya alınması, teftiş makamlarının iktidara doğrudan bağlı olmaları vb. denetim mekanizmasının işlememesine neden oluyor. İşyeri denetimleri için emek örgütlerinin de etkin olduğu bağımsız bir denetim mekanizması kurulmalıdır.
• İş güvenliği önlemlerini yasaların ve tekniğin gereklerine uygun şekilde yerine getirmemiş işletmelerin faaliyetlerine izin verilmemeli, bu firmalar kamu ihalelerinden men edilmelidir.
• Düşük ücretler sürekli fazla mesai yapmayı, emeklilik sonrasında çalışmayı zorunluluk haline getiriyor. Asgari ücret ve emekli aylıkları insanca yaşayacak bir düzeye çıkarılmalı.
• Tarım ve inşaat işkolu başta olmak üzere sigortasız ve kuralsız çalışma koşullarına karşı caydırıcı tedbirler alınmalı.
• Çocuk işçilik yasaklanmalı. Çocukların eğitim ve yaşamı devlet güvencesi altında olmalı. Meslek eğitimi ucuz işçiliğe dönüştürülmemeli.
• Onlarca işçi işe gidiş dönüşü sırasında hayatını kaybediyor. Servis taşımacılığı ve yemek temini de işyeri denetimlerinin parçası haline getirilmeli.
• Ülkemizde milyonlarca mülteci/göçmen işçi bulunmaktadır. Temel düzenlemelerden mahrum bırakılan mülteci/göçmen işçilerin çalışma, sağlık, barınma, ücret vb. güvenceleri sağlanmalıdır. Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmelidir. Yine bu noktada bölge ülkelerini savaşın içine sürükleyen politikalardan uzak durulmalıdır.”