Şule Çet’in şüpheli ölümüne ilişkin davanın 3. duruşması yapıldı. Duruşmada açıklanan keşif raporunda, Şule’nin tırnak altında Berk Akand’ın DNA’sının bulunduğu ve bunun sadece sert bir müdahaleyle oluşabileceği kaydedildi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Ankara’da üniversite öğrencisi olan 23 yaşındaki Şule Çet’in, 29 Mayıs’ta eskiden yanında çalıştığı Çağatay Aksu’nun ofisinin olduğu plazanın 20. katından aşağıya atlayarak intihar ettiği iddia edilmiş ancak cinsel saldırıya uğradığı ve ölümünün şüpheli olduğu ortaya çıkmıştı.
Sanıklar Aksu ve Berk Akand’ın “kasten öldürme” ve “cinsel saldırı ve hürriyet tehdit” suçlarından müebbet ve 39 yıl hapis cezası istemiyle yargılamadığı davanın 3. duruşması, Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen çok sayıda kadın bir kez daha adalet talebinde bulundu.
Kadınlar tarafından yapılan açıklamada, “Bu dava çalışan kadınların maruz kaldığı şiddetin nasıl ölüme kadar varabildiğini ve zanlılar patron olduğunda asıl yargılananın emekçiler olduğunu gösteriyor” denildi.
Mahkeme başkanı dışındaki heyette değişiklik yapıldığı ve dava savcısının değiştiği görüldü.
Duruşma Mersin Üniversitesi’ndeki adli tıp uzmanlarının hazırladığı raporun sunulmasıyla başladı.
Prof. Hakan Kar tarafından sunulan raporda, Şule’nin tırnak altında Berk Akand’ın DNA’sının bulunduğu ve bunun sadece sert bir müdahaleyle oluşabileceği kaydedildi.
Kar, Şule’nin tecavüze uğradığı yönünde kanıtların var olduğunu kaydetti.
“Olay yerinde kanıt biyolojik lekeler tespit ettim. Bunun için bir inceleme yapılmasını öneriyorum. Ayrıca Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır.”
Hakan Kar, Şule’nin vücudunda yüksekten düşmeye göre, elle boğmada 10 kat daha yüksek oranda görülen bir bulgu olduğunu ifade etti.
Sanık avukatlarının rapora tepki göstermesi üzerine Prof. Hakan Kar, 120 ayrı düşme vakasının ortalaması alınarak bilimsel çalışmaların yapıldığını ve bu çalışmaların ayrıntılarının raporda yer aldığını söyledi.
‘Genital bölgede lezyonlar’
Şule’nin vajinasında ve anal bölgesinde erkek DNA’sı bulunduğunu da belirten Kar, “Cinsel ve genital bölgede gelişen lezyonlar yüksekten düşme ile mümkün değil. DNA’nın canlı kalması süresi yok. Vajinal bölgede 0-13,048 saat arasında prostat sıvısı tespit edebiliyoruz” dedi.
Şule’nin avukatlarından Onur Tatar, Şule’nin 9 parmağında erkek DNA’sına, 7 parmağında birden fazla DNA’ya, 2 parmağında da sanık Berk Akad’ın DNA’sına rastlandığını dile getirdi.
Çağatay Aksu’nun annesi Gülümser Aksu’nun tanık olarak dinlendiğini hatırlatan Tatar, kadının oğlunu çıkarmak için para verdiğini ve dolandırıldığını söylediğini belirterek, hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Sanıklar ve avukatları Şule’nin intihara meyilli olduğunu öne sürerken, Şule’nin tanık olarak dinlenen arkadaşları bunun kesinlikle gerçeği yansıtmadığını söyledi.
‘Deliller Şule’nin atıldığını gösteriyor’
Ardından söz alan Şule’nin diğer bir avukatı Ferhat Gebeş de Şule’nin intihar ettiğini iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek tüm delillerin onun sanıklar tarafından atıldığı yönünde olduğunu söyledi.
“Normal serbest düşme biçiminde bu şekilde olay gelişmez. Kişi veya kişilerce atıldığını gösteriyor. Şule’nin üzerinde siyah bir kazak var, Şule düştükten sonra bu kazağın içe katlandığını görüyoruz. Bu durum cinsel saldırı için de delil sağlamaktadır nitekim kazağın sonradan giydirilmeye çalışıldığını düşünüyoruz. Şule atıldı, sol ayakkabısı önceden atıldı, kazağı içe katlandı ve bu düşme ile olamaz.”
‘Olay anındaki telefonla teslim edilen aynı değil’
Şule’nin düşme anına dair sanıkların iddiaları ve olasılıkların yer aldığı animasyon filmini izleten Şule’nin avukatları, film ile delillerin sanık beyanlarını çürüttüğünü söyledi.
Delillerin karartıldığına vurgu yapan avukat Umur Yıldırım, şunları anlattı:
“Birinci celsede sanıkların telefonlarına el konuldu. Verilen telefonda Berk Akand, telefonunun Samsung olduğunu söyledi ama Huawai olduğu ortaya çıktı. Delilleri hala gizliyorlar. Bize aranan numaralar üzerinden konuştuk bir de aranmayan numaralar var, 155 gibi numaralar aranmadı. Çağatay Aksu tecavüz sanığı. Sanık olay günü yardım amaçlı kimseyi aramadı. Biz sanıkların kaçma şüphesi olmasından kaynaklı tutukluluk halinin devamını istiyoruz.”
Sonrasında söz alan sanık Aksu’nun avukatı Levent Ekmen, sanıkların haksız yere tutuklu kaldığını iddia etti.
“Bu delilerle iki insanın bir yıldır tutuklu kalmasını anlamıyoruz. Hiç bir çelişki hiç bir durum yokken tutuklu. Olaydan sonra cinayet masası polisleri sanıkları bir kez daha ifade işlemine aldı ve sanıklar işkence gördü.”
Tutukluluk hallerinin devamına karar verildi
Mahkeme, Şule’nin psikolojik durumuna ilişkin rapor hazırlanmasına, sanıklara ve Şule’ye ait telefon görüşmelerine dair emniyetten cevabın ve İstanbul 5. İhtisas kurumundan raporun beklenmesine karar verdi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Berk Akand ve Çağatay Aksu’nun tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 16 Ekim tarihine erteledi.