Arınç, İstanbul’da seçime itirazlara ilişkin “Ekrem İmamoğlu’nun bile hak kazanmadığı büyük bir popülariteyi biz kendi ellerimizle ona vermiş olduk. 5 sene sonrasının Cumhurbaşkanı adayına hazır olun” dedi.
Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sıkıntı içerisinde olduğunu gördüğünü belirterek, “YSK zannediyorum ki adil bir karar verecektir. Adalet neyi emrediyorsa onu yapsınlar” çağrısında bulundu.
Arınç, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 11. Kocaeli Kitap Fuarı’nda söyleşiye katıldı. Moderatör Veyis Ateş’in programın başında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimini ve kutuplaşma siyasetini sorması üzerine Arınç “Bütün bu gürültüler biter. Bütün bunlar biter, ama bunları genel başkanların istemesi lazım. Genel başkanların ve grup başkan vekillerinin inisiyatif alması lazım. Siyasette bu çok kolay yapılabilir. Yeter ki istensin” yanıtını verdi.
‘Bu işi kokutmamak lazım’
Daha sonra gazeteci Veyis Ateş’in, “İstanbul seçimleri iptal edilmeli mi, edilmemeli mi?” sorusunu cevaplayan Bülent Arınç, şu değerlendirmede bulundu:
“Şimdi bu öyle bir soru ki bu, bu soruyu bana seçim akşamı sormuş olsaydınız cevabım çok kolay olurdu. Ama 1 gün sonra bu işin neticesi belli olacak, benim tek istediğim bir şey var. Geçen gün bir internet sitesinde röportaj verdim. Sonucun belli olmadığı her gün Ekrem İmamoğlu’nun üzerine koyuyoruz. 1 kat, 2 kat, 3 kat, 5 kat, 6 kat. Siz bugün seçim kaybetmiş olsanız veya kaybettirilmiş olsa bile, şüphesiz YSK’nın kararıyla olacak, 5 sene sonrasının cumhurbaşkanı adayına hazır olun. Bir işi kokutmamak lazım. Bir seçimin sonucu en geç 2 gün içinde alınır. Ama araya, ‘Şu da vardı, bu da vardı, şu da böyleydi’ diyerek işin doğasını bozmamak lazım.
‘Mansur yavaş’ın kazanacağı o kadar belliydi ki…’
Ben Ankara’da AK Parti’nin bütün seçim çalışmaların katıldım. Özhaseki’nin gösterdiği her işi yaptım. Bu benim borcum, ben AK Partiliyim. Ama Mansur Yavaş’ın kazanacağı o kadar belli ki. 2 sebepten belliydi. Birincisi, adam bundan önceki seçimi kazandığına ama Melih Gökçek’in hilesiyle kaybettirildiğine inanıyor. İşin kötüsü, Ankaralı da buna inanmış. O yüzden afişlerde ne yazıyor? ‘Hak yerini bulacak, Mansur Yavaş kazanacak’. Ankaralı buna karar vermiş. Kimi aday gösterseniz, kazanacağı az çok belli gibi. Şahsi kanaatimi söylüyorum. İkincisi, bu adamın çek, senet işi varmış da birisine şöyle bir imza atmış da, o da şöyle yapmış, böyle yapmış. Hangi tarihte bu? 2009’da, 2010’da, 2011’de. Sen yeni mi uyandın? Seçimden 1 hafta önce mi aklına geldi bu? Yapmayacaktınız bunu. Yapmayacaktınız. Bunlarla artık Türkiye’de hiçbir şey kaybedilmez…”
‘Mezara kadar sözünü pazartesiye kadar diye değiştirmek lazım’
AKP’nin ittifak yaptığı MHP’yle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Arınç, “Bu ittifakın ne sonuç getireceğini pazar günü değil, pazartesi günü görecektik. O yüzden, ‘Mezara kadar’ sözünü en azından ‘Pazartesi’ye kadar’ diye değiştirmek lazım. Bunlar siyasetin bize öğrettikleri. Yanlış şeyler de öğretmiş olabilir. Ama ne yapalım adımız Arınç, elimizden başka bir şey gelmez” dedi.
‘Şiddet dili terk edilmeli’
Türkiye’nin normalleşmesi gerektiğini de ifade eden Arınç “Her şey normalinde gitse, işler normal giderse, zorlama olmazsa tadından yenmez arkadaşlar. Normalleşeceğiz, Türkiye normalleşecek. Şiddet dilini terk edeceğiz. Kucaklayacağız. 2002’deki şuur yerine gelecek. Aynı hedeflere koşacağız. Reform yapacağız. Teşebbüs özgürlüğü konusunda, inanç özgürlüğü konusunda, fikir özgürlüğü konusunda hiçbir sınır tanımayacağız. İnsanlar ne kadar özgür olursa Türkiye o kadar uçacak Allah’ın izniyle” diye konuştu.
‘Cumhurbaşkanı ona zille, buna illet demeyecek’
Arınç, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile eski Bakan Ali Babacan’ın yeni parti kurma hazırlıkları konusundaki düşüncesini ise şöyle özetledi:
“Bu arkadaşların isimleri geçiyor. ‘Muhalif olabilirsiniz, partiden de ayrılabilirsiniz. Ama bunu AK Parti’ye karşı çıkarak asla yapamazsınız. Köşenize çekilirsiniz, Allaha ısmarladık dersiniz. Oturduğunuz yerden siyaset yapmaya devam edersiniz ama AK Parti’ye rakip olacak, AK Parti’yi zayıflatacak hiçbir hareketin içerisinde olamazsınız. Bunu affetmem’ dedim. Ben bu işlerin dışındayım. Benim partim var, AK Parti. Hepinizin siyasi kanaatlerine saygı duyuyorum. Ben kendimi tarif ediyorum. Benim bir genel başkanım, bir liderim var. O da Recep Tayyip Erdoğan. Yanlışları var mı? Var. Benim yanlışım daha fazla. O insanı, ben bir örnek insan olarak görüyorum, hatalarıyla birlikte. O yüzden biz bu düşüncelerimizi arkadaşlarımıza da ilettik. Şimdi benim tek bir arzum var. Ben bunlarla hiç ilgilenmiyorum. Ama okudukça da endişe ediyorum. Parti kurabilirler mi? Gelişmelere bakarsanız kuracaklar gibi. Keşke toparlamak bize düşer. Başımızdakilere duyurulur, yumuşak dil kullanın. Hepsini kucaklayın. Bizim düşecek bir çınar yaprağına tahammülümüz yok AK Parti’den. Gövdeyi güçlendirelim. Cumhurbaşkanı da madem bütün milletin birliğini temsil ediyor, bir taraftan da AK Parti’nin Genel Başkanı, hem milletin birliğini temsil edecek, ona zillet, buna illet demeyecek, hem de partisini ayakta tutacak. Bir Davutoğlu kolay yetişmiyor, bir Ali Babacan kolay yetişmiyor, bir Abdullah Bey kolay yetişmiyor. Bunlar bizim insanımız, bunları bir arada tutmamız lazım. Gene liderlik sende olsun, ama şu partinin ayrılıklara tahammülü yok.”
‘Bahçeli bizi yüzde 35’lere düşürdü’
Bahçeli’nin 31 Mart’ta MHP’nin oyunu yüzde 18,5 olarak açıklamasına ilişkin de Arınç “Bahçeli bizi yüzde 35’lere düşürdü. Yüzde 35’lere düştüysek biz, kendi ifadesine göre söylüyorum, parti olarak, seçimde aldığımız sonuç olarak değil, biz yüzde 19’uz dediği zaman bize kalan yüzde 32. Bu doğruysa bir alarm zili çalması lazım. Tekrar ayağa kalkacağız, kucaklaşacağız. Bu iş çok kolay” dedi.