SEÇTİKLERİMİZ – VECDİ ERBAY’ın Duvar’daki haber-yorumu: “İlçe Seçim Kurulu’nun ardında İl Seçim Kurulu da HDP’nin Muş ve ilçesi Malazgirt için yaptığı itirazı reddetti. Bunun üzerine HDP, bugün YSK’ya itiraz başvurusunda bulunacak.”
VECDİ ERBAY
HDP Muş il binasındaki kalabalık koridora taşmıştı. Parti çalışanlarının bir toplantısı olduğunu öğreniyorum. Toplantı ne hakkında bilmiyorum ama herkes İl Seçim Kurulu’na yapılan itirazın nasıl sonuçlanacağı ile ilgili konuşuyor. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından HDP, Muş ve Malazgirt ilçesinin sonuçlarına ilişkin İlçe Seçim Kurulu’na itiraz başvurusunda bulunmuştu. Ancak İlçe Seçim Kurulu HDP’nin itirazını reddetmişti. Bunun üzerine HDP, seçimde usulsüzlük ve hile yapıldığı gerekçesiyle İl Seçim Kuruluna itiraz etti.
İl Seçim Kurulu HDP’nin itirazını değerlendirmek üzere dün toplanmıştı. Geç saatlere kadar devam eden toplantı bir karar vermeden dağılmıştı. Bugün bir karar çıkacak mıydı acaba? Alınan karar HDP’nin lehine olabilir miydi?
Havanın çok iyimser olduğunu söylemek mümkün değil. Bir partilinin “Oylarımızı çaldılar, geri vermemek için her hileyi yaparlar” düşüncesi kabul görmüş gibi görünüyordu. Ama HDP’nin pes ettiği anlamı çıkarılmasın. Çalınan oylarını geri alabilmek için yasal taleplerini ısrarla dile getirmeye devam edeceklerdi.
Bir de şu soruyu soruyorlardı: “AKP ve MHP’nin bütün itirazları kabul edildi. Neden HDP’nin hiçbir itirazı kabul edilmedi? Bu adaletsizlik değil midir?” Arada CHP’li adayın Malazgirt’te aldığı 1829 oyu hatırlayanlar da oluyordu. İç geçirseler de HDP’nin batı illerinde CHP’ye sunduğu önemli katkı için kimse pişman değildi yine de.
3 oyla kaybedilen seçim
Kalabalığın arasında Malazgirt Belediyesi Eş Başkan adayı Münevver Ceylan da var. Ceylan, İl Seçim Kurulu’nun kararını almak için Malazgirt’ten Muş’a gelmişti.
HDP, önceki seçimleri kazanmıştı Malazgirt’te. Ancak 31 Mart seçiminde, resmî olmayan sonuca göre sadece 3 oyla kaybetmişti. Geçersiz oylar ise 400’ün üzerindeydi.
Katılacağı toplantı öncesi konuştuğumuz Münevver Ceylan, “Seçim öncesi büyük bir baskı vardı Malazgirt’te” diyor. “Sadece polis asker baskısı değil, ekonomik ve sosyal baskı da had safhadaydı. Devlet bir yandan gözaltına alarak, bir yandan ekonomik vaatlerle halkın iradesini kırmaya çalıştı. Bu da yetmeyince oylarımızı çaldılar” şeklinde konuştu.
Münevver Ceylan, seçimde yapılan usulsüzlükler göz önünde bulundurulup oylar yeniden sayılırsa Malazgirt’te seçimi kazanacaklarına inandığını söyledi.
İnsan kendi başına kalınca…
Münevver Ceylan toplantıya girince ben de dışarı çıktım. Üç gündür Muş’tayım ve üç gündür HDP İl Binası’nın önünden polis araçları hiç ayrılmadı. Bir şey olacak, HDP’liler İl Seçim Kurulu’na yürüyecek, asayiş bozulacak diye önlem alıyorlardı muhtemelen. Oysa HDP’liler gayet sakin, yaptıkları itirazın sonucunu bekliyorlardı.
Arada bulutlansa da güzel, hatta sıcak bir hava vardı dışarıda. Çay ocakları sandalyeleri dışarı çıkarmış, insanlar yüzlerini güneşe dönmüşlerdi. Turûk Dağı ise karla kaplıydı, bembeyazdı.
Sırtımı Turûk Dağına verip Muş’un birkaç kilometre uzunluğundaki İstasyon Caddesi’ne çıkınca, nedense Muş’u sakin ve gözlerden uzak düşündüm. Elbette büyük hikayeleri vardı ama gözden uzak olduğu muhakkaktı. Kaldığım otelin sahibi Muş ovasının bereketinden, tarihinden, Ermenilere ait kiliselerden, balık tuttuğu nehirlerin güzelliğinden söz etmiş ve bunları benim gibi birçok kişinin bilmediğini düşünmüştüm.
Herkes, bir şekilde, biraz uzaktı Muş’a. İnsan kendi başına kalınca şiire gidiyordu ve insanı Muş’a yakın eden yine “Yokuş Yol’a” şiiri oluyordu: “bir yolda el ele gideriz, o yolda bir gün usanırsan/padişahlar ve Muşlar kanar, darülbedayiler kanar//Muş – Tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki/orada her zaman otlar otlar ergenlikler kanar//el ele gittiğimiz bir yolda sen gitgide büyürsen/benim içimde çok beklemiş, çok eski bir yer kanar” (Turgut Uyar).
Muş’ta oylar neden sayılmaz?
HDP’li seçmenin, “Neden HDP’nin hiçbir itirazı kabul edilmedi?” sorusu gerçek bir duruma işaret ediyordu. Sırrı Sakık, bütün Türkiye’nin İstanbul’u konuştuğunu vurgulayarak, biraz sosyal medya sayesinde dikkatlerin Muş’a çevrildiğini söylemişti. Ama bu birazcık dikkat Muş’ta ve ilçesi Malazgirt’te bir işe yarayacak mıydı? Konuşma imkanı bulduğum insanlar bu soruyu soruyordu ve ben fazla umutlanmamaları gerektiğini söyledim.
Çünkü üç günde gözlemlediğim, devletin Muş’u da Malazgirt’i de HDP’ye kaptırmamak için performans sergilediği yönünde oldu. Seçimden hemen sonra devleti temsil eden Vali’nin, itirazlar devam ederken, AK Partili adayı makamında ziyaret etmesi, Malazgirt’te güvenlik toplantısı düzenlemesi, şehri yasaklarla baskı altında tutma gayreti de bunu gösteriyordu zaten.
Aslında HDP’lilerin de İl Seçim Kurulu’ndan büyük bir beklentisi yoktu elbette. Her şeyin farkındaydılar ama bir küçük umut kırıntısı vardı yine de. Kim bilir, belki de İl Seçim Kurulu’ndan bekledikleri bir sonuç çıkardı.
İki gündür İl Seçim Kurulu’ndan beklenen haber 20:00 civarında geldi ve o küçük umut kırıntısı tuzla buz oldu. Çok büyük bir hayalkırıklığı yaşanmadı elbette, malumun ilamı oldu ve haksızlığa uğramıştık duygusu pekişti, öfke biraz daha büyüdü, gözden uzak olmak, sesini duyuramamak kederi biraz daha arttı Muş’ta.
‘Karar adil değildir’
İl Seçim Kurulu’nun kararından sonra HDP Muş Milletvekili Şevin Çoşkun’la konuştum. Malazgirtli olan Coşkun bütün seçim sürecini Muş’ta takip etmişti. Tanık olduğu yanlışlar, usulsüzlükler, hileler vardı. İl Seçim Kurulu’ndan belki olumlu bir şey çıkar umudunu kısmen o da taşıyordu ama olmadı. Bundan sonra parti olarak ne yapacaklardı? Şevin Coşkun şunları söyledi:
“Muş ve Malazgirt’te bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. İl Seçim Kurulu’nun aldığı red kararı adil değildir. Türkiye’nin birçok yerinde AKP ve MHP’nin yaptığı itirazlar hemen kabul edilirken bizim başvurularımız reddediliyor. Çünkü sonuç bizim lehimize. Muş’ta 538, Malazgirt’te ise sadece 3 oy farkı var. Bizim olanı gasp etmeye çalışıyorlar. Bundan sonraki süreçte YSK’ya başvuracağız. YSK’yı hukukun gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.”
Günlerdir İl Seçim Kurulu’nun kararını bekleyen Muşlular, bir süre de YSK’nın vereceği kararı bekleyecek. Peki, YSK gözden ırak Muş’u görecek mi?