Ankara Kadın Platformu: 8 Mart Cuma günü Saat 12.30 da Sakarya Caddesinde yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı haklarımız ve hayatlarımız için bir arada olacağız.
Ankara Kadın Platformu 8 Mart'a çağrı için bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada AKP'nin kadın haklarına yönelik saldırılarına karşı kadınların mücadeleye devam edeceği belirtilirken, "8 Mart Cuma günü Saat 12.30 da Sakarya Caddesinde Ankara’nın dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı haklarımız ve hayatlarımız için bir arada olacağız. " ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
KRİZE,SAVAŞA,ŞIDDETE VE ,EŞİTSİZLİĞE KARŞI DAYANIŞMAYLA GÜÇLENİYOR,HAYATI ÖRGÜTLÜYORUZ!
8 Mart; bundan tam 162 yıl önce Newyork’ta eşit işe eşit ücret,8 saatlik işgünü ve insanca çalışma koşulları talebiyle greve çıkan dokuma işçisi kız kardeşlerimizin canları pahasına kazandıkları gündür. 8 Mart; eşitlik, özgürlük ve insanca bir yaşam için mücadele eden, başka bir dünya mümkün diyen kadınların yarattığı gündür.
Dayanışmayla mücadeleyi büyüttüğümüz, birbirimize güç kattığımız günün adıdır.
Geçen uzunca zamana rağmen biz kadınlar 8 Marta giderken eşitsizliği, şiddeti ve sömürüyü değişen biçimleri ile bugün de tekrar yaşıyoruz. Tüm dünyada gün geçtikçe etkisini arttıran ekonomik kriz ve baskı ortamının yarattığı iklimle birlikte, bedenimize ve emeğimize yönelen şiddet ve sömürü, tüm biçimleri ile artarak devam ediyor.
Şiddet, aynı zamanda çalışma yaşamının güvencesizleştirilmesiyle, ağırlaşan yaşam koşullarıyla, ücret eşitsizliğiyle, haksız işten atmalarla, uzun çalışma saatleri ile esnek, güvencesiz çalıştırılmayla katlanarak artıyor. Kadınlar giderek yoksullaştırılıyor, giderek sosyal güvenlik ağları dışına çıkarılarak aile kurumunun içine hapsedilmeye çalışılıyor. AKP iktidarı eliyle, bu saldırılar miliiyetçi ve muhafazakar politikalarla katlanarak sürdürülüyor.
Kadınları ekonomik olarak zayıflatan, aileye bağımlı hale getiren, sadakaya, sosyal yardıma muhtaç bırakan düzeninizi kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamak için güvenceli çalışma hakkımızı, eşit işe eşit ücret hakkımızı, sendikalarda örgütlenme hakkımızı, çocuk ve yaşlı bakımının kamusallaşmasını talep ediyoruz!
AKP İktidarı bir yandan çalışma yaşamına dönük hak gasplarını içeren yasal düzenlemelerle bir yandan da kazanılmış haklarımıza yönelik saldırıları ile her geçen gün yeni bir tartışmayı gündeme getiriyor.
Geçtiğimiz seçimlerde çocuk istismarcılarına idam ve hadım cezası tartıştıranlar bu seçimde çocuk istismarcılarını “erken yaşta evlilik mağdurları” olduğu gerekçesiyle affetmekten bahsediyor! Erken yaşta evlilik diye bir şey yoktur, çocuk istismarı vardır! Bu istismarın korkunç bir hızla artmasından sorumlu olanlar da “9 yaşında çocuk evlenebilir” diyen, çocuk yaşta doğum yapanları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere, katillere iyi hal indirimleri uygulayan gerici erkek egemen düzendir. İstismarcıları affederek çocukların hayatını karartmanıza izin vermeyeceğiz!
Kadınlara yönelik şiddet uygulayanlar, cezasızlık nedeniyle artmaya devam ediyor. Üstü kapatılmaya çalışılan kadın cinayetlerinde ancak kadınlar bir arada ses verip sahip çıktığında adalet sağlanabiliyor. Her türlü şiddete uğrayan kadınların yaşam tarzları ısrarla sorgulanmaya devam ediliyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli olan, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi yasasına aile düşmanı olduğu gerekçesi ile saldırmaya devam ediyorlar. Kadınların mücadelesi olmaksızın tecavüzcülerin, kadın katillerinin adil yargılanmadığı bir dönemde haklarımızdan asla taviz vermeyiz!
Kadınları çalışma yaşamından dışlayarak aileye mahkûm eden iktidar ,bir yandan boşanmayı zorlaştırmaya çalışıyor ve bir yandan da kadınların nafaka hakkına göz dikiyor. Kadınları her koşulda erkeğe bağımlı kılan zihniyetinizi kabul etmiyoruz. Nafaka mağduru erkekleri tartışmadan önce okula gönderilmeyerek çocuk yaşta evlendirilerek hayatı karartılan kız çocuklarını tartışacağız, çalışan kadının maaşına el koyan erkekleri tartışacağız, hamile olduğu için işten atılan kadınları tartışacağız. Cinsiyet eşitliğini sağlamadan nafakayı tartıştırmayız, mücadele ederek kazandığımız medeni haklarımızdan bir adım geri atmayacağız!
Hayatımıza ,bedenimize, emeğimize ve kimliğimize yönelik saldırılara ve kahkahalarımızı çalmak isteyenlere inat, zulmün karşısında gülümseyerek bu gidişatı durduracağız. Toplumsal yaşamın ve hayatın tüm alanlarında, evde, sokakta, okulda, işte bizleri yok saymaya çalışan erkek egemen kapitalist düzene karşı direnmeye devam edeceğiz.
Yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için isyan ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Şimdiye kadar hakkımız olanları, özgürlüğümüzü nasıl direnerek kazandıysak, yine kazanacağız.Kürtajı ihanet ilan ederek yasaklamaya çalıştıklarında,tecavüzcülere af yasasını meclis gündemine getirerek çocuk yaşta evliliğin önünü açmaya çalıştıklarında dayanışma ve mücadelelerimizle bu yasal düzenlemeleri nasıl geri çektirdiysek bugün de aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Biz kadınlar hayatın her yerindeyiz. Hayatı her gün ve her gün yeniden üretiyoruz. Yaşamın bütün zorluklarını sırtlanıyoruz. Maruz kaldığımız bütün eşitsizliklere rağmen inatla ve ısrarla var olduğumuzu ve var olmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi hatırlatıyoruz. Gücümüzü de buradan alıyoruz. Bunun için biz kadınlara olan öfkeleri. Bunun için “Siz asla erkeklerle eşit değilsiniz.” demeleri… Çünkü korkuyorlar.
En temel hakları için sokağa çıkan, hak talep eden kadınlara yönelik saldırıları bundandır. Bunun içindir seçilmiş kadın vekillerin, belediye başkanlarının, gazetecilerin gözaltına alınması, cezaevlerinde tutulması. Kadın derneklerinin, televizyonların, gazete ve dergilerin kapatılması. Bu nedenledir milliyetçi,şövenist söylemlerin yükseltilerek savaş politikalarının gündemde tutulması.Biz kadınlar Fiilen sürdürdüğünüz OHAL'e, mücadele eden kadınlara ve cezaevlerindeki kadın tutsaklara uyguladığınız baskılara karşı yaşam hakkını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Bugün ekonomik krizin üzerini örtmek için “meyve-sebze yerine kurşun fiyatına bakın” diyenler, “beka sorunu var” diyenlerin savaş politikaları, baskı ve şiddet ortamını arttırıyor. Savaş kadın ve çocuklar için açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz ve ölüm demektir,Ortadoğuda sürdürülen savaş yine en çok kadınları,çocuları vuruyor.Mülteci kadınlara yönelen şiddetin boyutları katlanarak artıyor.Kadınlar olarak savaş karşıtı olmaktan, barış talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Kadınların sokakta olmasından, bir arada olmasından korkanlara tekrar hatırlatalım: bizleri yasaklarla, baskılarla sindiremezsiniz. Yıllardır olduğu gibi yine sokaklardayız, yine dayanışmayla mücadelemizi büyütüyoruz! Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara rağmen eşitlik ve özgürlük için direnen, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umudumuz, direncimiz ve gücümüz var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz.
İşte, okulda, mahallede, sokakta… Kadınların bir arada ve güçlü olmasının yaratacağı selin önünde hiçbir engel duramaz! 8 Mart Cuma günü Saat 12.30 da Sakarya Caddesinde Ankara’nın dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte Yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı haklarımız ve hayatlarımız için bir arada olacağız.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI!