HÜSEYİN ŞENOL yazdı: “Ben muhalefetteki faşist partiye, yani İYİ Parti’ye de karşıyım. Düşmanımın düşmanı dostum değil benim. Ayrıca ‘geriletme’ çok göreceli bir durum: AKP-MHP Faşist Bloğu kime karşı gerileyecek?”
HÜSEYİN ŞENOL
Geçtiğimiz Haziran ayında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler arifesinde de “Faşistin İYİsine de oy yok!” başlığıyla bir yazı yazarak görüşlerimi aktarmıştım. Şimdi de, yine önümüzdeki 31 Mart Yerel Seçimleri üzerine tavırlarımız konusunda görüşlerimi aktarmak istiyorum. Şunu da hemen belirtmek isterim ki; tavır belirlemede yine o zamanki “aynı” ürkekliği yaşıyoruz.
Geçtiğimiz Haziran’da “İnce mi, Akşener mi?” tartışması, hem bileşeni olduğumuz Halkların Demokratik Kongresi (HDP) hem de kendi içimizde yaşanmıştı. Hatırlanacağı gibi; İYİ parti üzerine Buldan farklı, Bilgen farklı açıklamalar yapmış ve Hayko Bağdat’a da açıklamasından dolayı hiç de demokratik olmayan tarzda yaklaşılmıştı. Buldan ve Bilgen’in farklı görüş ve yaklaşımları anlaşılır, “demokrasinin gereği” deriz, ama görüşüne katılırım veya katılmam ayrı mesele, Bağdat’a yapılan baskının demokrasiyle bağdaşır hiç bir yanı yoktu.
Bahçeli sonrası Akşener dönemidir
Faşist parti MHP’den kopan Meral Akşener, bana göre Devlet Bahçeli’den boşalacak yere getirilecek en güçlü adaydır. Bugün, MHP iktidardaki faşist parti konumunda, İYİ parti ise muhalefetteki faşist partidir. Erdoğan’ın da büyük yardımlarıyla Bahçeli, Akşener’e karşı MHP’deki iktidarını koruyabilmiştir.
Şurası çok net bilinmelidir ki; Erdoğan’ın devlet gücünü ve olanaklarını da kullanarak Bahçeli’yi desteklemesi, onun yerine geçmeye hazırlanan Akşener’i engellemesi, sadece ve sadece günün koşullarında, ondan daha fazla fayda sağlayabileceği, elini kolunu daha rahat bağlayabileceğindendi. Yoksa çok iyi biliyordu ki; güçlü bir MHP Genel Başkanı Meral Akşener’e çok daha fazlasını vermesi gerekiyordu.
İYİ parti son seçimlerde beklenenin üzerinde oy alarak, aslında bu durumu daha da olası kıldı. Büyük olasılıkla, ileride Akşener MHP’ye davet edilecek ve İYİ parti de MHP içinde eritilecek.
Bozkurtların kardeşliği
Afrin’de, Cizre’de, dokunulmazlıklarda, tezkerelerde, tecritlerde ve daha nice örneklerde gördük, faşistlerle ulusalcıların, bozkurtların ortak tavrını.
Faşizan uygulamaları kurumsallaştırmak isteyen AKP-MHP ve İYİ Parti’ye de, Erdoğan, Bahçeli ve Akşener’e de karşı olduğumuzun altı daha net çizilmeli, haklarımızın düşmanlarına oyumuzun olmadığı net olarak belirtilmeli. CHP’nin de günahları malumumuz. Bu partinin yaptıkları, 90 yıllık sömürgeci devlet politikasıyla da ortada zaten. Ama tavanında az bir şey, tabanında ise milyonlarca demokrat potansiyel mevcut. Bunların ırkçı-ulusal yanına karşı olanlara destek vermek, dayanışma içerisinde olmak için de olsa, hala birlikte olabilmenin nüvelerini içinde taşıyor bu parti. Ki tarihimizde, 12 Eylül Askeri Darbesi öncesinde de, sonrasında da örnekleri çok.
Tüm bunlardan dolayı, 31 Mart’ta “Faşistin iyisi kötüsü olmaz, faşist faşisttir” bilinciyle hareket etmeliyiz.
Seçimlerde tavrımız kısaca şöyle olmalı:
-HDP gücünün yettiği her yerde aday göstermeli,
-Özellikle, işgal edilerek kayyum atanan HDP’li belediyelerin geri alınması ilk hedef olmalı…
-CHP-İYİ parti tarafından ortak belirlenen “CHP adayına” veya tersi durumda “İYİ partili adaya” kesinlikle oy verilmeyeceği beyan edilmeli, “faşizme oy yok” denmeli…
-CHP’li bir adayın desteklenmesi durumunda, önce adaya ve yapılacak anlaşmaya bağlı olunmalı…
-Desteklenen “demokrat” CHP’li adaylara karşın HDP’li adayların desteklenmesi istenmeli ve kamuoyuna birlikte açıklanmalıdır. “Kapalı kapılar ardında” başlamış olsa da, artık açıkta yazılmalı, dillendirilmeli bu görüşmeler.
Ama her şeye rağmen bu görüşmeler açıkta yapılmalı. AKP-MHP Faşist Bloğunun HDP’yi kriminalize etmesine müsaade edilmemeli. Varsın alsınlar bir kaç belediyeyi fazladan, ama bizi rehin almalarına izin vermeyelim.
“HDP’li olmak onurdur” şiarımızı “yine yeniden” gündemimizin başına oturtalım.
Zaman beni haklı çıkarmasın
Daha geçtiğimiz cumartesi günü CNN’de özel bir söyleşide, CHP Genel Başkan Yardımcılarından Muharrem Erkek, soru üzerine “HDP ile kesinlikle açık da, kapalı da görüşme yok” dedi.
Sorudan önce, HDP’nin ne kadar “terör” bağlantılı göründüğünün altını çizdi zaten gazeteci bozuntusu…
Ben muhalefetteki faşist partiye, yani İYİ Parti’ye de karşıyım. Düşmanımın düşmanı dostum değil benim. Ayrıca “geriletme” çok göreceli bir durum: AKP-MHP Faşist Bloğu kime karşı gerileyecek? Bu seçimlere “AKP-MHP gidecek seçimi” demek de hem bizi hem de halklarımızı travmalara sürükler.
“HDP ile görüşme yapmadığı” yalanıyla ortaya çıkan bir CHP neyi geriletecek… Eğer bu şekilde yapılırsa ittifaklar ve ittifak içinde olunanlar, iktidara geldiğinde AKP’nin yerini alacaktır.
Geçen seçimlerde de söylediğim gibi; tekrar ederek, konu üzerine bu yazıma şimdilik nokta değil virgül koyuyorum: Umarım “gerçek” hayat bizi bir faşiste karşı diğer bir faşistle sınamaz…