GÜLFER AKKAYA yazdı: “Tacizcinin teşhir edildiği twitlerin altına yazılan yorumlara bakıyorsunuzdur. Çok az yorum hariç diğer yorumlar başlı başına cinsiyetçilik, cinsel saldırı yüklü oluyor. Kadın erkek fark etmiyor, çok sayıda kişi böyle yorumlar yapıyor. Hele bazı yorumlar var, direkt saldırı ve tecavüz içerikli.”
GÜLFER AKKAYA
Ülkede hukuk erkekler lehine çalışıp, uzun süren davalarda bir arpa boyu yol alınamayınca kadınlar ya hayatta kalabilmek için ya da daha ağır saldırılara uğramadan tacizcilerden kurtulmak için artık devlete ve onun hukuki birimlerine değil, kamusal alan olan sosyal medya üzerinden kadın kurumları ve kadın milletvekillerine, kadınlara ulaşıp onlardan destek istiyor.
Çünkü erkeklik suçlarına karşı adalet hiç adaletli davranmıyor. Birçok kadın avucuna sıkıştırılmış koruma kararları ile sokak ortalarında, evlerde erkekler tarafından öldürülüyor. Takım elbise giyip, kravat takan katil erkekler iyi hal indirimi ile işledikleri cinayetlerden ceza almak yerine adeta ödüllendiriliyorlar. Bu sarmal böylece sürüp gidiyor.
Tacizcileri sosyal medyada teşhir eden kadınlara elbette kamuoyunun desteği oluyor. Ama buna ne kadar destek diyebiliriz?
Tacizcinin teşhir edildiği twitlerin altına yazılan yorumlara bakıyorsunuzdur. Çok az yorum hariç diğer yorumlar başlı başına cinsiyetçilik, cinsel saldırı yüklü oluyor.
Kadın erkek fark etmiyor, çok sayıda kişi böyle yorumlar yapıyor. Hele bazı yorumlar var, direkt saldırı ve tecavüz içerikli. Adını, kimliğini taşıyan, sana ait bir yerde cinsiyetçi küfürlerde bulunmaktan nasıl rahatsızlık duymaz insan?
Söyleyecek sözünüz varsa bile o cinsiyetçi küfürbaz yerde olmaktan kendini geri tutanlar da oluyordur.
O yorumları okuyunca ülkede neden bu kadar tacizci, tecavüzcü çıkıyor görüyorsunuz.
Birini tacizci olduğu için onu ilk gördüğünüz yerde tecavüz edeceğiniz tehdidi ile mi tacizcilere karşı mücadele edeceksiniz?
O yorumları okurken siz de potansiyel tacizcileri görmüyor musunuz? Sizin de aklınıza “Bunlardan bazıları da tacizci olabilir” şüphesi düşmüyor mu?
Öyle bir ülkedeyiz ki tacizi, tecavüzü en üst perdeden kınayan adamların tacizci, tecavüzcü olduğunu öğreniveriyoruz bir kaç ay sonra. Gerçeklik bu.
Tacizciyi eleştirirken onunla aynı dili, sözcükleri sarf ederek mi tacizle mücadele edilecek? Bu yöntemi kullananlar ne yaptıklarının farkındalar mı?
Erkekliği yücelterek bir güç ve tehdit haline dönüştürmek sorunun ana kaynağı değil mi? Erkeklikle yüzleşmeden, ondan vazgeçmeden erkeklikle ya da onun en saldırgan alanlarından olan cinsel şiddetle nasıl mücadele edilecek?
Cinsiyetçi twitleri yazanların erkeklikle sorunları yok. Asıl sorun bu. Bu olmayınca tacizci ile ortak kafada olunuyor ve o cinsiyetçi, saldırgan küfürler alt alta diziliyor.
O zaman da bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu durumuna düşülüyor.
Yani tacizci bir erkeğin bir kadına cinsel saldırıda bulunmasını kabul edilmez bulup, buna karşı duruyorken, tacizci ile aynı zeminde buluşup cinsiyetçiliği daha da güçlendirmiş oluyorsunuz.
Oysa esas konu bu. Erkeklik ve onun dışarıya yansıması olan eril dil. Ortadan kaldırılmaya çalışılan şey bu iken bunu yapan kişiye yönelik aynı dili, aynı anlayışı kullanmak erkekliği ve cinsel saldırıları yeniden yeniden üretmek değil mi?
Erkekliğin kitabında yazan cinsel şiddet başta olmak üzere her türlü şiddeti çözüm diye sunmak, bunu allayıp pullayıp tacizciye yönlendirmek tacizcinin yaptığından farklı mı?
O bunu yaptığı için tacizci değil mi? Yaptığı da taciz değil mi?
Yorum adı altında cinsiyetçi küfürler, tehditler yazmak özellikle onları okuyacak kadınlar için taciz değil mi? Kadınların bunları görmekten rahatsızlık duyacağını düşünmemek cinsiyetçilik değil mi?
Denilecek ki tacizci erkek bunu bir kadına karşı kullanmış, burada cinsiyetçi tehditler, küfürler tacizciye karşı kullanılmış.
Sürekli şekilde cinsel şiddeti dillendirmek, çözüm diye sunmak cinsel şiddeti normalleştirmiyor mu? Onu sıradanlaştırarak günlük hayatın içinde ona alan açmıyor mu? Cinsiyetçiliğin ona, buna göre kullanılmasının haklı gerekçesi olabilir mi? Bir şey suçsa suçtur.
Dışarıda her gün erkeklerin (ve hatta bazı kadınların) birbirleri ile sıradan sohbetlerin içinde bile en ağır cinsiyetçi küfürleri sarf ettiklerine ne kadar sık tanıklık ettiğinizi anımsayın. Her cümlenin başında, ortasında, sonunda kullanılan ağır küfrü tahmin ettiniz değil mi? Arkadaş ile sıradan sohbetlerde kullanılıyor o ağır cinsiyetçi küfür. Hatta bazen “şaka yollu” arkadaşına “ananı…” diyerek devam ediyor, arkadaş da aynısını ona söylüyor. Durum bu.
Bu ülkede erkekler (ve kimi kadınlar) erkeklikle mücadelede kendisine toz kondurmuyor. Kendisinden azıcık olsun şüphelenmiyor. Cinsiyetçi küfürleri, saldırıları gayet rahat ve sık sık kullanıyorlar. Bunları normalleştirmişler. Üstelik bunu marifet sayıyorlar. Uyarıldıklarında bile yaptıklarını savunabilecek kadar aymaz, yaptıklarından memnun ve dahası kendilerini haklı görüp gelen tepkiye şaşırıyorlar.
Tacizci ile mücadele edebilmek için öncelikle kendinizdeki erkekliği kabul etmek ve ona karşı durmak gerekir. Bunun ilk adımı feminizmi kabul etmektir, bu alanda okumak, günlük hayatın içinde dilini, tepkilerini, bakış açını, dostlarını, arkadaşlarını ve kendini yeniden yeniden gözden geçirerek hayatında değişiklikler yapmaktır. Sürekli şekilde erkeklikten arınmaya çalışmaktır.
Alkış alacak iki twitt ya da en ağırından cinsiyetçi küfürlerle olmuyor. Foya hemencecik ortaya çıkıveriyor.