KORKUT AKIN yazdı: “Aslı Vural, ilk bakışta çarpıcı renkleriyle göz alıcı tablolar yapmış. Biraz yaklaştığınızda karmaşa büyüyor, büyüdükçe de sizi de içine almaya başlıyor. Her şeyi yerleştirebilmiş bir çerçeveye…”
KORKUT AKIN
Her şeyden, her gördüğümüzden, okuduğumuzdan, duyduğumuzdan, söylenenlerden, anlatılanlardan etkileniriz. Kimi unutulacak denli sıradandır ve anımsamayız bile, kimi ise çok etkiler, yaşamımızı yönlendirir. Bunlar ağırlıklı olarak sosyal ve siyasal hususlardır.
Son metro kazıları gösterdi ki, İstanbul, bilinenden çok daha eski bir yerleşim merkezi. Yakın zamana kadar veriler MÖ 2000’li yılları işaret ederken, şimdi MÖ 8000 yılına ait buluntularla karşı karşıyayız. Peki, hemen sormak gerekir. Bundan 10 bin yıl sonra kenti kazanlar ne ile karşılaşacaklar?
Karmakarışık bir yapı…
Kentin gelişiminden insanlara dek her alanda nelerin yaşandığını, ne gibi sorunlarla karşılaşıldığını, hastalıklardan depremlere, yangınlara kadar hepsini öğrenebiliyoruz bu kazılardan. Belli bir sistematik içerisinde insan ömrü, beslenme alışkanlıkları, işleri ve/veya çalışma koşulları bize geçmişten geleceğe toplumsal yaşamı gösteriyor. Artık geçmişteki yaşamı kavrayabilecek denli kolay olmayacak, bundan sonra bulunacaklar. Bana öyle geliyor ki, her şeyi tepeden tırnağa bozduk, tarumar ettik, yok ettik.
Kimimiz için sadece estetik kaygılar yaratan bu durum kimimizin sağlığını bozdu. Kimimiz çözümsüzlükle her şeyden vazgeçtik, kimimiz itiraz etmenin bile yararsızlığına sığındık.
Herkes öyle değil…
Kazıları beklemeden kent yaşamının bozulmasını gözlerimizin önüne serenler de var muhakkak. İşte, Aslı Vural…
Tuvalinin karşısına geçtiğinde doğanın bozulmasıyla bağlantılı kentin değişimi ve dönüşümü ile kıskaca alınan toplumu görüyor. Doğal olarak zor, zor olduğu kadar sıkıntılı, sıkıntılı olduğu kadar da çözüm arayıcı bir tabloyla çıkıyor karşımıza…
“Sadece Benim Bildiğim Bir Yer” aslında hepimizi içine alan, hepimizin yaşadığı, gelecek umduğu bu Bizans eskisi kent. Yani, aslında hepimiz biliyoruz, hepimiz farkındayız olanların. Ama kaçıp kurtulmayı düşünüyoruz sadece, çünkü bize tek bir fırsat veriyor bu egemen kültür. Okullarımızda eğitim/öğretim adı altında şehirler, insanlar, kocaman yapılar anlatılıyor; ama o insanların dertleri, sıkıntıları, sorunlarının çözüm yolları, geleceğe yönelik beklentileri… kısaca düşleri anlatılmıyor, özellikle. Her şeyi biliyoruz da kendimizi tanı(ya)mıyoruz… İzin yok tanımaya.
Resmin etkisi…
Aslı Vural, ilk bakışta çarpıcı renkleriyle göz alıcı tablolar yapmış. Biraz yaklaştığınızda karmaşa büyüyor, büyüdükçe de sizi de içine almaya başlıyor. Her şeyi yerleştirebilmiş bir çerçeveye… O yoğunluktan -en azından- resmin karşısında sıyrılmayı değil, tümden kurtulmanın çözüm yolunu arıyorsunuz. Sergiden çıktıktan sonra da bırakmıyor bu duygu.
Sadece Benim Bildiğim Bir Yer – Aslı Vural, sergi, 20 Aralık 2018 ~ 15 Ocak 2019, Galeri Ark, Cemil Topuzlu Cad 49 Çiftehavuzlar, Kadıköy İstanbul