ERKİN BAŞER yazdı: “Peki işçiye yoksulluk reva mı? Üstelik işveren teklifini 250 TL artırsa anlaşma yapılacak. Sanki özel işletme. Bizim vergilerimizle sermayesi oluşturulmuş, kamu hizmeti veren ulaştırma kurumu. İZBAN her bir yolcudan 70 kuruş kâr elde ediyor. Sanki özel işletme.”
ERKİN BAŞER
İZBAN grevi 29. gününde, Cumhurbaşkanı’nın kararıyla iptal edildi. Güya 60 gün erteleme deniyor. Oysa bu süre boyunca taraflar anlaşamazsa tekrar greve çıkılmıyor, Yüksek Hakem Kurulu’na gidiliyor. Yani işçinin elinden en güçlü hak arama aracını aldılar. Bahanesi de “İzmir halkına ulaşım eziyeti çektirmemek”. E o zaman greve hiç izin verme! AKP/Saray, CHP’li belediyeyi zor duruma düşürüyor; sonra halka istediğini veriyor görünüyor. Seçim hesapları bunlar.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ne yapıyor peki? Konuyla ilgisi yokmuş gibi görünmeye çalışıyor. Oysa İZBAN’da yönetim kurulunun yarısını belediye atadı ve kararlar oybirliği ile alınmak zorunda. Bu nasıl ilgisizlik? Aziz Başkan, zaten İZBAN yönetiminin işçilere önerdiği komik zam için, “çok bile, fedakârlık yapıyoruz” dememiş miydi?
CHP İzmir milletvekili Kani Beko ise önce işçiden yana görünüyor. Hatta grevden hemen önce sendikayı ziyaret ediyor. TBMM’de konuşma yapıp işçinin hakkını dile getiriyor. Hatırlatalım, kendisi DİSK Genel Başkanlığı’ndan TBMM’ye transfer oldu. Sonra… sonrası malum, geri vites. Grevin ilerleyen günlerinde “grevin politikleştiğini, amacından saptırıldığını” ifade diyor. Yani yerel seçimlerde CHP’ye zarar vermek ve aksine AKP’ye hizmet etmekle itham ediyor işçileri. Ne haddine?
İşçilerin hak mücadelesi, ücretlerine zam talebi; yerel seçim oyunlarında katakulliye getiriliyor. Hem de AKP ile CHP işbirliğiyle. Kani Beko ortalıyor; Cumhurbaşkanı kafayla ağları buluyor.
29 gün boyunca sadece HDP İzmir milletvekilleri Murat Çepni ve Serpil Kemalbay ile İstanbul milletvekili Musa Piroğlu ziyaret etti grevi. Ne bir tek CHP milletvekili ne de AKP’li veya başka bir vekil. Sosyalist sol yalnız bırakmadı işçileri. Diğer sendikalar dayanışma gösterdi Demiryol-İş Sendikasıyla. Aynı zamanda sendikanın genel başkanı da olan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay destekledi grevi. Keşke DİSK Genel Başkanı da ziyaret etseydi. Kani Beko da boyunun ölçüsünü alırdı o vakit.
İZBAN gerçekleri
İZBAN’ın eşit paya sahip iki ortağı var: TCDD ve İzmir Büyükşehir Belediyesi. Toplu sözleşme gibi kararlar oybirliği ile alınıyor. Yapılması gereken toplu sözleşme 1 Temmuz 2018’den itibaren geçerli olacak. Yani altı aylık bir gecikme söz konusu.
Taraflar 126 gün boyunca 11 kez buluşuyor. İşveren bir türlü işçinin talebine yaklaşamıyor. Görüşmeler sonuçsuz kalınca grev kararı için tüm yasal süreleri de kullanıyor sendika. Yeter ki işveren makul bir teklifle gelsin. Olmuyor.
Grev başlıyor. İZBAN grev kırıcılığı yapıyor. 7 emekli makinisti işe alıyor, tren seferleri ara sıra yapılsın diye. Sendika mahkemeye gidiyor. Mahkeme tüm seferleri iptal ediyor.
İZBAN, günde 273 sefer yapıyor, 40 istasyonda duruyor, tam 136 km yol alıyor. Her gün ortalama 300-320 bin yolcu taşıyor. İZBAN’a tam bilet olan 3 TL’den vergi ve diğer kurum payları çıkınca 1,65 TL kalıyor. Tabii bilet fiyatları, gittiğiniz mesafe uzadıkça artıyor. Bu 1,65 TL’yi baz alarak günlük ortalama ciroyu hesaplayabiliriz. 500 bin TL’nin üzerinde bir miktara ulaşırız. Öğrenci biletlerini, biletsiz yolcuları vb. de dikkate alabiliriz. Sendika diyor ki 430 bin TL varsayalım. 29 günde yaklaşık 1 milyon 250 bin TL eder. Bu miktar, tüm işçilerin bir yıllık ücretlerinden fazla.
Şimdi işçinin ücretlerine gelelim. Bir makinist (bekârsa), tüm ek ödemeler dâhil aylık en fazla 2390 TL alıyor. Teknikerler de benzer bir ücret alıyor. Diğerleri; teknisyenler, operatörler, muhasebeciler, vezne ve gişe çalışanları daha az alıyorlar. 1 Temmuz 2018’de önceki sözleşme dönemi bittiğinde, 342 işçiden 56’sının ücreti asgarî ücret düzeyi inmişti. Bugün, 342 işçinin 247’si ancak ve ancak asgarî ücret kadar gelir elde edebiliyor. Yanlış okumadınız, 247’si ancak asgarî ücret alabiliyor.
Sendikanın talebi
Şimdi sendikanın talep ettiği zammı aldıklarını varsaysak, ki artık grev iptal olduğuna göre bu imkânsız, bir makinistin ortalama maaşı tüm ek ödemeler dâhil (sadece ulaşım kartı ve yemek fişleri hariç) 3482 TL olacak. Türk-İş’e göre 4 kişilik aile için yoksulluk sınırı 6223 TL, DİSK’e göre de 6226 TL. Mesela bir makinist ile bir muhasebeci evliyse ve iki çocukları varsa ellerine geçen aylık 6333 TL olacak. Yani kesin yoksullar.
Peki işçiye yoksulluk reva mı? Devlet memuru yeni işe girmiş teknisyen 3941 TL maaş alacak 15 Ocak’ta. Tren makinisti 3482 TL alacakmış çok mu? Üstelik işveren teklifini 250 TL artırsa anlaşma yapılacak. Sanki özel işletme. Bizim vergilerimizle sermayesi oluşturulmuş, kamu hizmeti veren ulaştırma kurumu. Aziz Kocaoğlu her bir yolcunun maliyetinin 95 kuruş olduğunu açıkladı. Bunun içinde işçinin ücretleri var mı bilemem, ama 1,65 TL’lik cirodan 70 kuruş kâr elde ediyorsun. Sanki özel işletme. Bu 70 kuruş’lar ne işe yarar? İşçi cirodan yüzde 11 pay alıyor. Talebi bu payın yüzde 13’e çıkarılması. Bizzat sendika başkanı dile getirdi. Hepi topu budur. Bir de Aziz Başkan “fedakârlık”tan söz etmez mi?
Kim suçlu?
İşçilerin satın alma güçleri, 1 Temmuz 2018’den beri sürekli düşüyor. Üstelik önceki altı aylık enflasyon farklarını da alamamışlardı. Bir de 29 gün işlerinden oldular. Yetmedi, kendini bilmez birkaç vatandaş makinistlere saldırıyor. Güvenlik koruması altında trene binebiliyorlar. Kimin suçu peki bu durum? Ben söyleyeyim; CHP, Aziz Kocaoğlu ve Kani Beko favoriler. Zaten kim dedi ki AKP hükümeti işçi dostudur diye? Peki CHP ne yapıyor? Kani Beko halkı kışkırtıyor işçilere karşı. Aziz Kocaoğlu işçinin hakkını vermiyor.
Şimdi sırada metro-tramvay işçileri var. Yine muhataplar Demiryol-İş Sendikası ile İzmir Büyükşehir Belediyesi. Kani Beko ile Aziz Başkan şimdiden Cumhurbaşkanı’ndan randevu talep etsinler. Olur da greve çıkılırsa… Siz işçinin hakkını vermedikçe bizler de, demokrat İzmir halkı olarak işçinin yanında olmaya devam edeceğiz.
Bir gün gelecek, hesabı işçiler soracak işçi düşmanı sendikacı eskilerinden. Biz de alkışlayacağız. Bir de elbette lokma dökeriz kutlamak için.