GÜLCE FITZEK yazdı: “Tarih boyu bütün o pencerelerden sergilenen, uzun, kanlı beyaz çarşafların utancı adına, biz kadınlar, vajinamızdan akan ya da akmayan kanların hesabını kimseye vermeyeceğiz. Konu eğer kanamaksa, biz zaten her ay, iyi ki, kanıyoruz.”
GÜLCE FITZEK
Dışarıda tükürür gibi bir yağmur vardı. Şiddetlenmiyordu. Azalmıyordu. Aynı ritimde kendini tekrar ediyordu. Kalbi boğazında atıyordu. Öyle olmasa bile kimseye adını ve soyadını söylemek istemiyordu. Sadece kafasını sallayarak cevap verebileceği sorular sorsalardı. Ya da susarak cevap vermesi, öfkelendirmeseydi kimseyi. İçeri tek başına girdi. Babası kapının önünde dikilmeye devam edeceğini, kısa, keskin ve sert tek bir bakışla anlatmıştı. İşte bu kadar kolaydı. Kabul etmek, anlamak ve anlaşmak bu kadar kolaydı. Titriyordu. Soyun diyeceklerdi. Soyunamazsa, soyacaklardı. Soğuk ve metalden aletlerle canını acıtacaklardı. Öyle olmadı. Ilık ve yumuşak bir ses, içinin çoktan ezilmeye başlayan yerlerine iyi geldi.
-İyi misin?
Kafa sallayarak cevap verebileceği bu ilk soruya sevindi.
-Bir hekim olarak, bu muayeneyi yapmayı reddediyorum. Babanın istediği belge bu. Kaşe ve imza.
Susarak cevap verdi ve hekim öfkelenmedi.
Belgeyi babasına uzattı. Babası da bakıp kafasını salladı. Birlikte sustular. Kimse öfkelenmedi.
Dışarıda hâlâ tükürür gibi bir yağmur vardı. Şiddetlenmiyordu. Azalmıyordu. Bekâret belgesine ve babasının suratına sıçrıyordu.
Yasal cinsel şiddet!
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yakın zamanlarda dünya çapında yaptığı çağrıyla kadına ve kız çocuklarına şiddete karşı çalışmalarına hız kazandırdı.[i]
Rıza dışı vajinal muayenenin, en sık karşılaşılan “yasal cinsel şiddet”lerden biri olduğunu biliyoruz.
20’den fazla ülkede, çok uzun yıllardan beri genç kadınlara uygulanan geleneksel vajinal muayenenin tek amacı, henüz gerçekleşmemiş vajinal penetrasyonu kanıtlayarak belgelemek.
Bu ilkel muayene, rızaları olmaksızın, kadınların ve kız çocuklarının toplum içindeki saygıdeğerlik derecesini belirlemek ve gelecekteki eşleri ya da işverenlerine, “saflıklarını” kanıtlamak için doktorlar ya da polisler tarafından uygulanmakta.
Dahası, bazı bölgelerde bekâret testi, mağdurun beyanını dikkate almaksızın, tecavüz vakalarının kanıtlanmasında başvurulan bir yöntem.
Muayene, “kızlık zarı” (hymen) üzerinde deformasyon olup olmadığının anlaşılması için, vajinaya iki parmak “sokularak”! açıklığın boyutunun incelenmesiyle yapılıyor.
Ahlâk kavramını bacak arasında, vajinanın derinliklerinde arayan bu zavallı zihniyet, bu teknikle, önceki cinsel aktivitenin tespit edilebilirliğine inanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü, bu ya da başka bir yöntemin, kadınların vajinal seks yaptığını ya da yapmadığını güvenilir bir şekilde gösterebileceğine dair net bir kanıt bulunamayacağını açıkça belirtmekte.
Bekâret, ne tıbbi, ne de bilimsel bir tanım. Bunun olması ya da olmamasının, “iyi” ya da “kötü” olarak değerlendirilmesi, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik cinsel bir ayrımcılıktan başka bir şey değil.
Bu tıbben gereksiz, acı verici, küçük düşürücü ve travmatize edici işlemin uygulanması, insan haklarına ve “zarar verilmez” ilkesini ihlal ettiği için tıptaki etik standartlara aykırı.
Dünya Sağlık Örgütü, bu testin uygulanmasının derhal durdurulmasını talep ediyor.
Bir kadının daha önce seks yapıp yapmadığını hiç kimse bilmek zorunda değil. Elbette bu, onların bedeni, onların kararı.
Piyasada kanayan kadınlık!
Çürümüş ahlak anlayışını, muhafazakarlığı yeniden üreterek sürdüren kapitalizm, erkek egemen sistemin baskı ögelerini kadın bedeni üzerinden kâr sağlamak amacıyla ve piyasa aracılığıyla yine kadına sunuyor.
Tüm bu cinsel şiddet ve baskı altında ezilen kadın, artık yerinde olmayan kızlık zarının (hymen) küçük bir operasyonla yeniden yapılması için yaklaşık 8 bin lira ödeyebiliyor.
Bu parayı ödemek istemeyenler ya da ödemeyenler için, "Virginia Care" isimli bir Alman firma, yaklaşık 170 lira "bedel" karşılığı bir "güzellik" düşünmüş.
Küçücük bir paket içinde iki adet incecik membran yapmışlar.
Bu membranlar iki ayrı selüloz deriden oluşmakta. Derilerin arasına steril olarak yerleştirilmiş ve kurutulmuş kan tozu koymuşlar. Bu oluşum, vajinanın içine kolayca yerleştiriliyor, ortamın sıcaklığı ve nemiyle iyice entegre oluyor ve "ilişki"(!?) sırasında yırtılarak "kanıyor".
Kelimenin tam anlamıyla, o an kadınlık kanıyor. Kadının kendine saygısı kanıyor. Kanıtlanan o ahlâk, o an kanıyor. Sahtelikle sızan kan, aslında erkek egemen toplumu kanatıyor.
Okul öncesi dönemde tuvalet eğitiminin kazanılmasıyla anatomik anlamını ve işlevini tamamen yitiren organik bir yapının, insan hayatına bu denli hükmetmesi ve ahlâk kavramının bunun üzerinden yürümesinin ötesinde artık gelinen son nokta; piyasanın bundan maddi çıkar sağlamasından bahsediyoruz.
Tarih boyu bütün o pencerelerden sergilenen, uzun, kanlı beyaz çarşafların utancı adına, biz kadınlar, vajinamızdan akan ya da akmayan kanların hesabını kimseye vermeyeceğiz.
Konu eğer kanamaksa, biz zaten her ay, iyi ki, kanıyoruz.
[i] World Health Organization (WHO), www.who.int/reproductivehealth/publications/eliminating-virginity-testing-interagency-statement/en/