Mehmet ZENCİR* yazdı: “Kriz dönemlerinde tüm emekçiler gibi, sağlık emekçileri de krizin faturasını ödemek zorunda kalıyor. Sağlık çalışanlarında işsizlik artıyor, ücretler düşüyor ve iş yoğunluğu aşırı derecede yükseliyor.”
Kriz sağlık emekçilerini işsiz bırakıyor, ücretlerini düşürüyor, iş yoğunluğunu artırıyor, erken emekliye ayrılmak zorunda bırakıyor… Dahası sağlıkta şiddeti körüklüyor…
Yaşanan kriz dönemlerinde sağlık harcamalarında azalma (hem kamu hem de aile bütçelerinde) sağlık kurumlarında ciddi zorluklara yol açmıştır. Bu zorluklar sıklıkla tıbbî malzeme ve ilaç kısıntıları şeklinde ele alınmıştır. Bununla birlikte sağlık emek gücü üzerinden yapılan yaptırımlar (‘saldırılar’ demek daha doğru) daha az gündeme getiriliyor.
Kriz dönemlerinde tüm emekçilerde olduğu gibi, sağlık emekçileri için de ‘verimlilik’ diye literatürde takdim edilen sömürüyü derinleştiren, emek yoğunluğunu daha da artıran uygulamalar devreye sokulmuştur. Bunlar özetle iki başlıkta ele alınabilir: Birincisi İstihdamın daraltılması. Toplu işten atmalar, çalışan sayısını azaltma, yeni istihdam olanaklarının sınırlanması, çalışma sürelerini uzatarak istihdam gereksiniminin azaltılması, erken emeklilik dayatmaları vb. şeklinde karşımıza çıkıyor. İkincisi ise sömürünün ve emek yoğunluğunun artırılması. Çalışma saatlerinin artırılması, birden fazla sağlık emekçisinin yapacağı işlerin tek bir sağlık emekçisine yüklenmesi (çoklu görevler) ve yalın üretim esaslı yönetim vb. emek yoğunluğunu artıran politikalar devreye giriyor. Tüm bunlara ek olarak ücretlerin azaltılması, ek ödemelerin azaltılması ya da tamamen kaldırılması ve zamanında ödenmemesi de sık başvurulan uygulamalar olagelmiştir.
Ücretlendirme politikalarında “performansa dayalı ücretlendirmeye esas ödeme biçimi” bu kapsamda değerlendirilebilir. Kriz ve sağlık literatüründen seçtiğimiz örneklerle bu durumu daha görünür kılalım.
DSÖ-Avrupa bölgesinde çeşitli ülke örneklerinde sağlık emek gücünün istihdamı ve ücretlerinde gerçekleştirilen değişiklikler Tablo-1 ve 2’de sunulmuştur. (1)
İşten çıkarmalar
DSÖ-Avrupa bölgesindeki on bir ülke, doğrudan krize tepki olarak sağlık sektöründeki çalışanların sayısını azaltmaya yönelik tedbirler aldıklarını belirtmişlerdir. Yine bazı ülkeler sağlık çalışanı sayılarında azaltmayı rapor etmiştir. Örneğin İrlanda’da Mart 2009 ile Kasım 2012 arasında 10.000 sağlık emekçisinin işten çıkartıldığı, istihdam için belirlenen en üst sayı hedeflerini sağlamak amacıyla da 2013 yılında 4.000 tam zamanlı sağlık çalışanın daha işten çıkartılması gündeme getirilmiştir (1).
İzlanda’da, toplam personelin yaklaşık yüzde 10’u 2007 ve 2010 yılları arasında üniversite hastanesinde işlerini kaybetmiştir. İngiltere’de işini kaybeden tam zamanlı sağlık emekçisi yüzde 2,8 ile daha az olmuştur (Mart 2010’dan Temmuz 2012’ye). En büyük düşüş yöneticiler arasında gerçekleşmiş, yüzde 18 olmuştur (1).
Hollanda’da da krizin potansiyel olarak olumsuz sonuçlarından birinin evde bakım hizmetlerinde görev yapan ev yardım personeli ve hemşire yardımcılarının sayısının azalması olabileceği belirtilmiştir. Bakım evlerinin de kapatılabileceği ve ev bakım kuruluşlarının belediyelerle olan sözleşmelerinin iptal edilebileceği, bu durumun ev yardım personeli ve bakım görevlilerinden işten çıkartılacak sayıyı daha da artırabileceği öngörülmüştür (2).
Ücretlerde kesintiler
DSÖ Avrupa bölgesinde krizin sağlık alanına etkisi ile ilgili yapılan çalışmalarda on altı ülkede, sağlık emekçisi ücretlerinde kesintiler olduğu bildirilmiştir (1). Yunanistan’da Sağlık Bakanlığı tarafından dayatılan ilk önlemler arasında sağlık çalışanlarının maaşlarını kısmak, sağlık personelinin işe alımını sınırlandırmak da yer almıştır. Yunanistan’da sağlık emek gücü, 2009’dan sonra kamu sektörü ve emekli maaşlarına uygulanan ekonomik değişimlerden etkilenmiştir. Tüm kamu sektörü, maaşlarında yapılan yüzde 15 kesinti, on üçüncü ve on dördüncü aylık maaşın kaldırılması ve emekli maaşlarında yüzde 10’luk kesintilerden etkilenmiştir. Azalma ayda yüzde 7-23 arasında, yani 800-3.500 Euro arasında değişmiştir. Emekli maaşlarındaki azaltma ile sınırlı kalınmamış, emeklilik yaşı 65’den 67’ye uzatılmıştır. Ulusal sağlık sisteminde yüzde 10-40 daha az sağlık emekçisi çalışır hale gelmiş ve maaşlarda da yüzde 40 düzeyinde azalma gerçekleşmiştir. Finansal kriz nedeniyle mezun olan hemşirelerin yaklaşık 1/3’ünün mezuniyet sonrası dört yıla kadar işsiz kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Yeni istihdam olanağının sınırlanmasına bağlı olarak acil hemşireler fazla mesai yapmak zorunda kalmış, daha az kaynakla (örn. eczacılık ve sterilize ekipman), üç yıl öncesine göre daha az izin ve daha düşük maaş ile çalışır hale gelmiştir. Ek olarak emeklilik programlarındaki mevcut değişiklikler, hemşirelik hizmetlerinde yüksek düzeyde iş tatminsizliği ve tükenmişliği nedenleriyle başta acil bakım hemşireleri olmak üzere çok sayıda sağlık emekçisi emekliye ayrılmıştır (3).
Kriz dönemlerinde sağlık emekçileri üzerine müdahalelerin olası etkileri
Kriz ve sağlık yazınında sağlık emekçilerine yönelik yaptırımların etkileri de tartışılmıştır. Nitelikli sağlık emek gücünde ciddi ücret kesintilerinin uzun vadede olumsuz etkileri olabileceği ve bu durumun personel eksikliklerine yol açabileceği belirtilmiştir. Ekonomik koşulların iyileştiği dönemlerde sağlık emek gücünde işe yeniden dönmenin zor olabileceği, yeni açılacak sağlık yatırımlarında sağlık emek gücü bulmakta zorluklar yaşanacağı ve yatırımların gecikeceği, sağlık emekçisi yetiştiren eğitim kurumlarında öğrenci başvurularının yetersiz olabileceği ve özel istihdam bürolarından geçici sağlık emekçisi istihdam etmeye bağlı ek maliyetlerin ortaya çıkabileceği ileri sürülmüştür (4).
Bununla birlikte, personel ücretlerindeki kesintiler sağlık emekçilerinin moralini, üretkenliğini ve iş devamlılığını da dengeleyecek düzeyde olması gerektiği vurgulanmıştır. Sağlık çalışanlarının maaşlarının çok düşük olduğu ülkelerde (örneğin Romanya ve Yunanistan gibi) gayri resmî olarak hastalardan para alınmasının daha fazla zarar verebileceğinin altı çizilmiştir. Ülke deneyimleri ücret kesintilerinin çok sayıda sağlık emekçisinin işini bırakabileceğini (Yunanistan’da 2012 yılında yaşandığı gibi) veya erken emekliliğe ayrılabileceğini göstermiştir (Portekiz’de 2010 yılında yolluk ve fazla mesai ile ilgili hekim harcamalarında gerçekleştirilen kesintiler, 600’e yakın hekimin emekliliğe ayrılmasına yol açmıştır) (1). Kriz dönemlerinde sağlık emek göçü yaşanma olasılığı da artıyor. Yunanistan’da ücretlerde kesintiler, çalışma ortamında yaşanan olumsuzluklar, iş tatminsizliği vb. nedenlerle çok sayıda sağlık çalışanı ülke dışına göç etmiştir (5).
Ekonomik durgunlukların gelişmiş ülkelerdeki hemşirelik işgücü piyasası üzerindeki etkileri üzerine yapılan literatür taramasında 23 özgün araştırmanın sonuçları toparlanmıştır. Hemşirelerin en büyük profesyonel grup olduğu ve özellikle kurumsal bütçe kesintilerine daha açık olduğu vurgulanmıştır. Kriz dönemlerinin kısa ve uzun vadelerinde farklı etkilere yol açacağına yer verilmiştir. Kısa vadede, ekonomik durgunlukların hemşirelerin arzını ve talebini geçici olarak azaltabileceği ve böylece hemşirelik ücretlerini etkileyeceği; uzun vadede ise hemşirelik işgücü piyasasını istikrarsızlaştırabileceği, hemşire istihdamının genel olarak azalacağı, daha genç hemşireleri meslekte tutmanın zorlaşacağı, hemşireler yetiştirilmesinin azalacağı ve hemşirelik emek gücünde kıtlık gelişeceğine dikkat çekilmiştir (4).
Yukarıda yer alan sağlık emekçilerine yönelik kriz dönemindeki politikalar, tüm emekçilerden bağımsız değildir. Sermayenin, krizin faturasını emekçilere yüklediği açıkça görünüyor. Kriz dönemlerinde sağlık emekçileri ve halk için ciddi sıkıntılara yol açan önemli bir başlık da sağlık reformlarının hızla yaşama geçirilme girişimleridir. Gelecek yazıda da bu konuya yer vereceğim.
Kaynaklar:
1. Thomson S, Figueras J, Evetovits T, Jowett M, Mladovsky P, Maresso A, Cylus J, Karanikolos M, Kluge H. (2015) Economic Crisis, Health Systems and Health in Europe. Impact and implications for policiy. The European Observatory on Health Systems and Policies. WHO Regional Office for Europe.
2. Batenburg R, Poortvliet P. (2014) The Netherlands. içinde: ed: Maresso, et. al. Economic crisis, health systems and health in Europe Country experience.The European Observatory on Health Systems and Policies. WHO Regional Office for Europe. s:448-452.
3. Simou E, Koutsogeorgou E. (2014) Effects of the economic crisis on health and healthcare in Greece in the literature from 2009 to 2013: A systematic review. Health Policy 115 (2014) 111–119
4. Alameddine M, Baumann A, Laporte A, Deber R. (2012) A narrative review on the effect of economic downturns on the nursing labour market: implications for policy and planning. Hum Resour Health. 2012; 10: 23.
5. Filippidis FT, Gerovasili V, Millett C,Tountas Y. (2017) Medium-term impact of the economic crisis on mortality, health-related behaviours and access to healthcare in Greece. Scientific Reports, 7:46423
*Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu