TUNCAY YILMAZ yazdı: “Her ne kadar Macron’un “ateşi söndürme” hamlesi karşılık bulmayacak gibi görünse de, şayet karşılık bulsa bile kitle hareketinin yeni bir yelekle sokakları doldurması, farklı coğrafyalara sıçraması uzun süre almayacaktır.”
TUNCAY YILMAZ
İktidara geldiği andan bu yana Fransız işçi sınıfının art arda yaptığı grevlerle sendeleyen Macron ve hükümeti, son üç haftadır “Sarı Yelekliler”in vuruşlarıyla nakavt olmaya doğru hızla ilerliyor görünüyor.
İlk başlarda Sarı Yeleklilerin eylemini hafife alan ve kolaylıkla kontrol altına alabileceğini düşünen Macron kazın ayağının öyle olmadığını çok geçmeden gördü. Önce küçük bir tavizle (zamları altı ay durdurma) kandırmaya çalıştığı Sarı Yelekliler bu oyuna gelmeyince daha büyük bir tavizle (zamları 2019 planlamasından çıkartma) sokak hareketini durdurmaya çalıştı.
42 Maddelik talepler listesi yayınlayan ve kolay kolay sokağı terk etme niyeti olmayan Sarı Yelekliler 8 Aralık’ta da Şanzelize’yi (Champs Élysées) ateşe verince Macron’un adeta idam sehpasına çıkar gibi kameraların karşısına geçip ipi boynuna geçirmekten başka bir yolu kalmadı görünüyor.
Macron, bant kaydından verilen 13 dakikalık konuşmasına her ne kadar şiddete başvuranları eleştirerek başlasa da, sorumluluğu kendi üstüne alarak belli ki kendini bu makama getirenleri kurtaracak bir formül arayışına girmiş görünüyor. (Fransız İşverenler Örgütü MEDEF, daha önceki bir açıklamasında ve Macron heyetiyle yaptığı bugünkü görüşmesinde eylemcilerin öfkesini dindirecek adımlar atmasını istemişti.)
Macron konuşmasında 2000 avro altında kazananlara 100 avro bürüt zam (1200 avro olan asgari ücrette artış değil, güvenlik yardımı zammı), fazla mesai ücretlerinin vergiden muaf tutulması, özel sektörde çalışanlara yıl sonu ikramiyesi verilmesi talebinin sermayeye iletilmesi gibi (büyük sermayeye ilişkin tek karar bu rica!) kimi ekonomik kararlara yer verdi.
Bu ekonomik kararların yanı sıra 42 madde içerisinde olmamasına rağmen dile getirdiği “göçmenlik ve laiklik” sorunu ise Macron’un da bir kez daha yeni sağ popülizmin en kullanışlı araçlarından ırkçılık ve İslamofobiyi daha etkili şekilde devreye sokma hazırlığında olduğunu gösteriyor. Belli ki Macron bu hamlesiyle aynı zamanda Sarı Yelekliler içerisinde de bir ayrışma yaşanmasını umut ediyor.
Sarı Yeleklilerin bugüne kadarki davranış moduna, 42 talebin içeriğine, Fransız devletinin lise öğrencilerinden şiddetsiz protestolara karşı tutumuna bakıldığında Macron’un bu akşamki açıklamasının sokağı sakinleştirmesi pek de mümkün görünmüyor.
Üstelik ülkenin en büyük işçi sendikası olan CGT de ilk andaki tereddütlerini aşarak 1 ve 8 Aralık’taki eylemlere katılım çağrısı yapmışken ve şimdi de 14 Aralık için yeni bir çağrı yayınlamışken. Üstelik Kongresini yapan Fransız Komünist Partisi’nde yüzü daha fazla sokağa dönük olduğunu sandığım Fabien Roussel Ulusal Sekreterliğe seçilmiş ve kongre konuşmasında FKP’nin ürkekliğini yenerek Sarı Yeleklileri selamlamışken…
Fransa’da patlak veren Sarı Yelekliler kitle hareketi aslında neoliberalizmin yeni saldırı dalgasına (yeni deregülasyon / kuralsızlaştırma politikalarına) verilen en radikal cevaplardan biri olarak tarihte yer aldı bile. Fransız (ve AB) sermayesi bu sürecin akamete uğramaması için bir adım geri atsa da iki adım ileri fırlamanın hesabını yapmaya devam edecektir.
Dolayısıyla her ne kadar Macron’un “ateşi söndürme” hamlesi karşılık bulmayacak gibi görünse de, şayet karşılık bulsa bile kitle hareketinin yeni bir yelekle sokakları doldurması, farklı coğrafyalara sıçraması uzun süre almayacaktır.
Hazırlıkları buna göre yapmak zorundayız.
10.12.2018