DİSK Basın-İş, cemaatin medya organlarına yapılan operasyona dair bir basın açıklaması yaptı. Saldırıların halkın haber alma hakkına yönelik nitelik taşıdığı da belirtilen açıklamada mevcut Türkiye’nin oluşmasında operasyona maruz kalan grubun da katkısının olduğu ifade edilirken tüm basın emekçilerini DİSK Basın-İş’te örgütlenmeye çağırdı. Açıklama şu şekilde sonlandırıldı: “Bizler, içinde yaşadığımız siyasal rejimin demokrasi olmadığının tabii ki farkındayız, diktatörlük olduğunu fark etmek için hiçbirimizin tutuklanma tehlikesi yaşamasına gerek yok. DİSK Basın-İş olarak yargının başta basın olmak üzere muhalefeti susturmaya yönelik bir baskı aracı haline getirilmesine karşı, mesleğimize ve halkın haber alma hakkına sahip çıkacağımızı bir kere daha ifade ediyoruz.” DİSK Basın-İş’in “Mesleğimize ve halkın haber alma hakkına sahip çıkacağız” başlıklı açıklamasının tam metni şu şekilde:
“Twitter’daki Fuat Avni mahlaslı hesaptan bir süredir atılan twitlerdeki iddia bu sabah gerçek oldu ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Samanyolu TV’den yapımcı ve senaristlerin de bulunduğu bir grup medya çalışanı ve yöneticisi, bir grup emniyet mensubuyla birlikte gözaltına alındı. İlk gündeme geldiğinde CHP ve HDP milletvekilleri de dahil olmak üzere birçok siyasetçi ve demokratik kitle örgütünün tepkisini çeken bu işlem, bir yıl önce iktidar odağında başlayan çatlağa ve hesaplaşmaya, hükümette kalan tarafın yargı aracılığıyla müdahale etmeye çalıştığının ve medyanın bu müdahalenin en önemli alanlarından biri olduğunun yeni bir göstergesidir. Buna sessiz kalmak hiçbirimiz açısından mümkün değil.
Her şeyden önce, bu tür kritik gelişmeler hakkında, ancak sosyal medyada ve mahlasla yazan hesaplar üzerinden, spekülasyon olma ihtimali de taşıyan biçimde bilgi alınabilmesi, halkın haber alma özgürlüğünün ortadan kalktığını da gösteriyor. Ve bu gözaltılar medya açısından “suç” işleme kriterlerinin hukukun tamamen dışında, hükümetin ihtiyaçlarına göre belirlendiğinin yeni bir işareti.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gözaltına alınmadan önce, “Öncelikle herkes hakkını helal etsin. Birkaç gündür mahallemize, komşularımıza verdiğimiz zarar için özür dileriz. Böyle bir pazar günü istirahat edecekleri bir günde biz onları rahatsız ediyoruz. Ama ne yaparsınız Türkiye burası,” şeklinde konuşmuş. Bu Türkiye’nin oluşmasında kendisinin ve başkanı olduğu yayın grubunun büyük katkısının olduğunu maalesef hatırlatmak zorundayız.
Gözaltılarla ilişkin spekülasyonlar ilk gündeme geldiğinde, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı “Bu mevzuyu Cemaat-parti kavgası gibi senarize etmek çok büyük gaflet olur. Bunun faturasını bu ülke çok ağır öder. Böyle bir operasyon, demokrasiye, basın özgürlüğüne darbedir,” demişti.
Dumanlı’nın açıklamaları da maalesef, Nazi işgaliyle ilgili çok anlatılan hikâyedeki, “Beni almaya geldiklerinde, ses çıkartacak kimse kalmamıştı,” diyen papazı ve yine maalesef Nazileri iktidara getirip sonra da hışmına uğrayan kahverengi gömleklileri hatırlatıyor. Ancak Dumanlı onlardan daha şanslı. Bu ülkede halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü savunan yüz binler ve DİSK Basın-İş gibi sendika ve meslek örgütleri var.
Ancak bu gelişmeler, Yeni Türkiye ve ileri demokrasi söylemleriyle, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırmış olan AKP iktidarının, yargıyı, kendisine muhalefet eden bütün kesimlere karşı bir sopa olarak kullanma eğiliminin teyidi anlamına geliyor. Bizler, i��inde yaşadığımız siyasal rejimin demokrasi olmadığının tabii ki farkındayız, diktatörlük olduğunu fark etmek için hiçbirimizin tutuklanma tehlikesi yaşamasına gerek yok. DİSK Basın-İş olarak yargının başta basın olmak üzere muhalefeti susturmaya yönelik bir baskı aracı haline getirilmesine karşı, mesleğimize ve halkın haber alma hakkına sahip çıkacağımızı bir kere daha ifade ediyoruz.”