Kapanan 25 Aralık dosyası ve emniyette en son yapılan paralel operasyonu sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Savcıların hırsızları kovaladıkları bir süreçten hırsızların savcıları kovaladıkları bir sürecin içine girdik. Sayın Davutoğlu, AKP Kongresi’nde yolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarız demişti. Şimdi yolsuzluk yapanların aklandıkları bir sürece girdik. Yani ellerin kırıldığı değil, ellerin öpüldüğü bir sürecin içine girdik. Acaba bu tavrı Sayın Davutoğlu, nasıl değerlendirecek? O savcılara kimse kusura bakmasın Cumhuriyet Savcısı da denmez. İktidarın savcısı olmak ayrı cumhuriyet savcısı olmak ayrı” dedi.
CHP sağa kayıyor yorumlarını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Hayır CHP niye sağa kaysın ki? Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeri belli, konumu belli, programı belli, tüzüğü belli. Sağdan bir kişinin Cumhuriyet Halk Partisi’ne gelmesi ile CHP niye sağa kaysın ki? Gelen bütün arkadaşlarımız CHP’nin tüzüğünü okuyorlar, programını okuyorlar. Kabul ediyorlar, geliyorlar. Ben bunu belki kurultayda biraz daha ayrıntıya inerek bir açıklama yaparım” diye konuştu.
Mustafa Sarıgül’ü ileride partinin A takımda görür müyüz, sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Sarıgül önemli bir siyasetçi, başarılı bir yerel yönetici, belediye başkanı. Kamuoyunda belli bir ismi ve ağırlığı var. Elbette partimizin üyesi. O da İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde oldukça güzel bir performans gösterdi. Yönetici kadroda olabilir, görev alabilir. Herhangi bir sorun yok” diye yanıtladı.
Blok değil, çarşaf liste ile mi çıkacaksınız, sorusu için Kılıçdaroğlu “Zaten tüzük öyle. Eğer Kurultay’da belli sayıda delege öneri getirmezse herhangi bir sorunumuz yok zaten. Gideceğiz, çarşaf liste ile seçimimizi yapacağız” dedi. Kurultay’ın ilk kez bir kongre salonunda yapılacak olması ve o tarihte spor salonlarının dolu olduğunun öne sürülmesi ile ilgili olarak Kılıçdaroğlu, “Yorum değil, gerçek öyle maalesef. Keşke olmasaydı” diyerek tarih değiştirilemez miydi sorusu için ise “Şöyle bir düşünce var. Erken seçim hala Türkiye’nin gündeminde. Ankara’da Arena, gerçekten tutmak istedik. Ama orada da uluslararası bir karşılaşma var ve o da biraz uzun sürecek diye söylendi bize. Dolayısıyla yapacağımız bir yer vardı. O da şimdiki salon. Güzel bir salon” değerlendirmesinde bulundu” değerlendirmesinde bulundu.
Muharrem İnce ile yan yana mı oturacaksınız sorusuna CHP lideri, “Elbette. Niye yan yana olmayalım? Sonuçta genel başkan adayları yan yana oturabilmeli” diye karşılık verdi. Muharrem İnce’ye bir kırgınlığı olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, “Yok, hayır. Her CHP’linin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Adayı olma hakkı vardır. Önce bunu kabul etmemiz lazım. Eğer ben bunu kabul etmezsem partinin kültürü ile çelişmiş olurum. Her CHP’li kendisine güveniyorsa delegelere güveniyorsa, partiye güveniyorsa, üyelerine güveniyorsa elbette aday olacaktır, niye olmasın? Genel başkanların genel başkan adayı yetiştirme yükümlülüğü vardır. Bakın bunu da söylüyorum. Kesme değil, önünü kapatma değil, tam tersi önünü açma yükümlülüğü vardır. İnsanlar gelmeli, demokratik bir ortam içinde yarışabilmeli. Benden daha iyiyse niye olmasın? Tam tersine kazanırsa en büyük desteği ben vereceğim” diye yanıt verdi.
Metin Feyzioğlu’nun baskın kurultay olmasaydı ben de adaylığımı koyacaktım, cümlesi hatırlatılan Kemal Kılıçdaroğlu, “Baskın kurultay mı değil mi, dediğim gibi Türkiye’nin gündeminde erken seçim olduğu için bizim bunu çok daha ileriye ötelememiz gereksiz bir tartışmayı götürecektir. Oysa bizim süratle 2015 seçimlerine hazırlanmamız lazım. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz yeni projeler hazırlıyoruz. Kurultay süreci bunu biraz aksattı. Bunu sürdüreceğiz kararlıkla” ifadelerini kullandı.
Haziran ayındaki seçim hatırlatılan , iktidar vadedebiliyor musunuz sorusu için Kılıçdaroğlu, “Her siyasal parti elbette ki iktidar vadetmek zorundadır. Biz vadetmek ve bunun gereğini yapmak zorundayız. Hazırlık yaparken nasıl çalışacağız? Halkın sorunlarını çözmeye yönelik projeleri halkın önüne koyacağız. O projelerin inandırıcılığını ortaya koyacağız. Sadece halkın önüne bu projeleri koymak değil, Anadolu’nun her tarafını gezerek anlatmak zorundayız. kadın kollarını ve gençlik kollarını projelerimizi anlatma konusunda kendimiz eğitmek ve alana öyle göndermek zorundayız. Milletvekillerimizin kendi bölgelerinde bu projeleri anlatması gerekiyor. Bizim bir başka temel sorunumuz daha var. Biz Doğu ve Güneydoğu’da oyumuzun az olduğunu biliyoruz. Buralara özel bir çaba özel bir atak göstermek zorundayız” dedi.
Her siyasal partinin hedefi iktidardır diyen Kılıçdaroğlu, “Genel başkanlıktan ayrılmak için gerçekten oy kaybı olması gerekiyor. Oyunuz yükseliyorsa sizin istifa etmemeniz gerekir. Benim genel başkanlık dönemimde de girdiğimiz her seçimde oy düşüklüğü olmadı. Oyunuz düşerse sizin genel başkanlıkta kalmanızı şahsen doğru bulmam. Oyunuz düşerse ayrılırsınız. İdealleri, hedefi olan yeni bir arkadaşınız gelir. Doğrusu da budur zaten” değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin üst üste iki seçim kazanmasının ardından öz eleştiri yaptınız mı sorusu üzerine “Öz eleştiri sadece cumhurbaşkanlığı seçiminden dolayı değil, diğer seçimler dolayısıyla da yapıyoruz. Ben inanıyorum sadece öz eleştiriyi CHP olarak biz değil, bütün siyasi partiler üç aşağı beş yukarı kendi öz eleştirilerini yapıyorlardır. Elbette yapıyoruz. Araştırıyoruz, sorguluyoruz. Özel olarak alan araştırması yapan kurumlar var. Onların verilerini alıp değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Kapanan 25 Aralık dosyası ve emniyette en son yapılan paralel operasyonu hakkında değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, şunları belirtti: “Bugün önemli olan 25 Aralık yolsuzluk dosyasının kapatılmış olmasıdır. Savcıların hırsızları kovaladıkları bir süreçten hırsızların savcıları kovaladıkları bir sürecin içine girdik. Dramatik olanı budur. Sayın Davutoğlu, AKP Kongresi’nde yolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarız demişti. Şimdi yolsuzluk yapanların aklandıkları bir sürece girdik. Yani ellerin kırıldığı değil, ellerin öpüldüğü bir sürecin içine girdik. Acaba bu tavrı Sayın Davutoğlu, nasıl değerlendirecek? O 25 Aralık dosyasını kapatan savcılar, kendi çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. İleride o çocuklara şu söylenecek. Senin baban yolsuzluk dosyalarını kapatan bir babaydı diye. Bu kadar ağır bir mirası bir savcı üstlenemez. O savcılara kimse kusura bakmasın Cumhuriyet Savcısı da denmez. İktidarın savcısı olmak ayrı cumhuriyet savcısı olmak ayrı. Cumhuriyet Savcısı yolsuzlukların üstüne kararlılıkla giden kişidir. Kamu adına hareket eder. Benim adıma hareket ediyor. Benim adıma hareket eden birisi nasıl bir yolsuzluk dosyasını kapatır?”
Devletin içinde paralel yapı olmaz, diyen Kılıçdaroğlu “Devletin bir yapısı vardır. Çerçevesi anayasa ile belirlenmiştir. Paralel yapı varsa şu soruyu sormak lazım. O paralel yapıyı devletin içine kim koydu? 12 yıldır ben yönetmiyorum bu ülkeyi. Kim yönetiyordu? Niye şikayet ediyorsunuz şimdi? Erdoğan şunu söylüyordu. Siz ne istediniz de biz vermedik? Ben de şunu soruyorum. Ne istediler de sen verdin, ne istediler de vermedin çatışma çıktı aranızda? Biz bu gerçekleri biliyoruz. Kimse kimseyi kandırmasın. Davutoğlu’nun başbakanlığa getiriliş nedeni, yolsuzluk dosyalarını kapatmaktır. İlk adımını attı, dosyayı kapattı. Ama ne söyledi? Yolsuzluk yapanların gerekirse ellini kırarız. Ellerini kırmadılar. Türkiye bu gerçeği bilsin. Yolsuzluk varsa üstüne kararlılıkla gidilmeli. Yazık günahtır bu ülkeye. Eğer siz yolsuzluk yapanları koruyacaksanız, 25 Aralık dosyalarını kapatacaksanız ancak bugün kapatırsınız. Ama gün gelir bunun hesabı sorulur” ifadelerini kullandı. (DHA)