Ülkede on milyonu aşkın engellinin yaşadığı söylenmektedir. Ancak bugün için engelliler toplumsal muhalefet içerisinde büyük oranda yer alamamaktadırlar. Gezi direnişi ve sonrasında gelişen süreçte toplumun bütün dinamikleri öyle veya böyle kendilerini ifade etmişlerdir. Engellilerse, kendilerini bir türlü görünür kılamamışlardır. Engellilerin başta kendi sorunları genelde de toplumun diğer sorunlarına uzak durmalarının çeşitli nedenleri vardır. Engelliler doğası gereği istismar edilmeye çok yatkındırlar. Doksanlı yıllar genel anlamda engellilerin sokağa en çok çıktıkları ve kendilerini ifade ettikleri yıllardır. Engellilerin sokaktaki bu direnişleri statükocu düzen partilerince fark edilmiş, iktidarı/muhalefeti hızla engelli komisyonları ya da benzerlerini kurarak engellilerin bu direnişlerini kendi lehlerine dönüştürmeye çalışmışlardır. Başarılı da olmuşlardır.
Siyasi iktidarı on yılı aşkın bir süredir elinde bulunduran AKP Hükümetiyse, bu durumdan en avantajlı çıkan siyasi iktidardır. İktidarı süresince tarihsel süreçteki bütün ikameci, sadakacı, “himayeci-korumacı” anlayışların yarattığı kültürü çok iyi kullanıp, her türlü manevrayı yapıp, engellileri büyük oranda geliştirmiş oldukları “dilenci politikaları”na tabi kılmayı başarmışlardır. Engelliler adına kurulan dernek/ vakıflarsa sistem partilerinin peşlerine takılıp, rant devşirmekten öteye gidememişlerdir. Bu anlayışa uygun olarak engellilerin yapmış oldukları spor ve benzeri faaliyetler abartılarak birçok spor kulübü kurulmuş; böylelikle engelli örgütleri sözüm ona spora yöneltilerek politikleşmelerinin önüne engel konulmuştur.
Engellilere yönelik politika(sız)lık
Kendisini demokratik kitle örgütü olarak adlandıran engelli örgütleri ise, zaman içerisinde devrimci değerlerinden uzaklaşıp, daha çok ulusalcı anlayışa yönelmişlerdir. Böylelikle zaten egemen olan statükoculuğu güçlendirmişlerdir. Öte yandan ulusalcı politikalara karşı olan enternasyonalist sosyalist engelliler deşifre edilerek engelli örgütlerinden dışlanmışlardır. Sosyalist kurum ve partilerde yer alan engellilerinse, engelli örgütleriyle ilişkileri bulunmamaktadır. Ne yazık ki sol-sosyalist çevre, kurum ve partilerse, bu alandan alabildiğince uzaktır. Herhangi bir popüler durum olmadıkça konuyla hemen hemen hiç ilgilenmemektedirler. Birçok partinin tüzük / programında engelliler yer almaktadır. Ancak objektif bir çalışmanın olduğunu söylemek mümkün değildir. Engelliler bir şekilde gündem olduklarında, birkaç açıklama yapmaktan öteye gidememektedir.
Engellilerin toplumun diğer mağdur kesimleri gibi büyük bir ayrımcılığa uğradıkları reddedemeyeceğimiz bir gerçektir. Üzülerek belirtmeliyim ki, bu ayrımcılık sosyalist çevre ve partilere kadar nüks etmiştir. Her ne kadar lehte ayrımcılık yapıyoruz deseler de maalesef gerçek bu değildir. Engellilerin her geçen gün artış gösterdikleri kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bunun en büyük göstergesiyse, Gezi eylemlilikleri ve sonrasıdır. Sol-sosyalist çevre ve partiler konuyu gündemlerine alıp, çözüm üretmek için çaba göstermezlerse, engelli sorunu zaman içerisinde ayaklarına dolanacaktır.