Newsweek’ten Orlando Crowcroft, Selahattin Demirtaş ile yaptığı yazılı röportaja ve Türkiye’deki görüşmelerine dayanarak yazdığı yazının çevirisini sunuyoruz: “Erdoğan ve milliyetçi arkadaşları cumhurbaşkanının kazanması gereken % 50’yi almalarını engelleyecek kadar oyu Demirtaş’ın almasından yine korkuyor.”
ORLANDO CROWCROFT
Newsweek
Üç yıl önce Selahattin Demirtaş Türkiye’de bir siyasi devrimin kutlamasını yapıyordu. Recep Tayyip Erdoğan’ın giderek otokratikleşen yönetiminden rahatsız olan eski insan hakları savunucusu Kürt bir avukat, yeni bir siyasi parti kurdu -Halkların Demokratik Partisi / HDP- ve onun tarihi seçimlerde zafer elde etmesine öncülük etti. Ülkenin uzun zamandır baskı altında kalmış olan Kürt azınlığı ilk kez parlamentoda sandalye alma, cumhurbaşkanının partisini çoğunluktan mahrum etme ve onun yürütme yetkilerini genişletme planlarını engellemek için hazırlanıyordu. “Bu saat itibariyle başkanlık tartışması, diktatörlük tartışması sona erdi” demişti Demirtaş Haziran 2015’te seçim gecesi. “Türkiye bir felaketi ucuz atlattı.”
Zafer kısa sürdü. Erdoğan seçim sonucunu hiçe saydı ve beş ay sonra Meclis çoğunluğunu erken bir seçimle geri aldı. Şiddet ülkeyi sarstı, Kürt militanlar ve Türk kuvvetleri uzun süreli savaşlarına yeniden başladı. 2016’daki başarısız darbeyi atlattıktan sonra Erdoğan muhalefet gruplarına geniş çaplı bir operasyon başlattı. Demirtaş ve diğer dokuz HDP yöneticisi kendilerini terörist olarak damgalanmış halde parmaklıklar ardında buldu. Hakkındaki onlarca suçlamanın arasında cumhurbaşkanına hakaret öne çıkıyor. 45 yaşındaki Demirtaş Edirne Cezaevi’ndeki iki kişilik hücresinden de olsa şimdi geri dönüyor. 24 Haziran’da Erdoğan’a başkanlık seçiminde meydan okuyacak. Kampanyasının en önemli parçası, tutukluluğu. Demirtaş, aleyhinde açıklamalar yaptı diye bir siyasi figürü 14 aydır cezaevinde tutmanın Erdoğan’ın demokrasi yerine baskıcı tek parti devletini getirdiğinin kanıtı olduğunu savunuyor. Geçtiğimiz yıl boyunca savcılar onun hakkında toplam 142 yıllık ceza isteyen onlarca suçlamada bulundu.
Demirtaş, “Bu süreci bir dava olarak adlandırabilmek pek doğru değil” diyor Newsweek’e hukuk ekibi aracılığıyla ilettiği cevaplarında. “Ben bir siyasi rehin olarak tutuluyorum.” (Erdoğan’dan yanıt taleplerimiz karşılıksız kaldı.)
Çoğunluğu Kürt bir partinin lideri olan Demirtaş’ın Kürtlerin nüfusun sadece yüzde 25’ini oluşturduğu bir ülkede Erdoğan’ı yenme şansı pek yok. Ancak Demirtaş öyle sembolik bir aday da değil: Haziran 2015’te HDP kadın ve azınlık haklarını savunarak Kürt bölgelerinin dışında da Erdoğan’ı çoğunluktan mahrum bırakmaya yardım edecek kadar oy aldı. Erdoğan ve milliyetçi arkadaşları cumhurbaşkanının kazanması gereken % 50’yi almalarını engelleyecek kadar oyu Demirtaş’ın almasından yine korkuyor. Bu senaryoda çeşitli muhalif gruplar Erdoğan’a karşı ikinci oylama turunda birleşebilir. Demirtaş’ın Nelson Mandela’ya benzetilmesinden korkan milliyetçi politikacılar Demirtaş’ın popülaritesinin önünü kesmek amacıyla onun serbest bırakılması için çağrı yaptılar. IHS Markit’ten bir analizci olan Ege Seçkin, “Diğer muhalefet liderlerinin başarısız olduğu bir şeyi yapıyor; Erdoğan’la retorik seviyede mücadele edebilme yeteneğine sahip” diyor.
Erdoğan için bu seçim çok önemli. Geçtiğimiz yıl, başbakanlık görevini ortadan kaldıran ve cumhurbaşkanına kabine üyeleri, hakimler ve devlet görevlilerini atama ve görevden alma yetkisi veren başkanlık uygulamasını getirecek anayasa referandumunu zorlukla kazandı. Ancak Erdoğan’ın tasarladığı bu koltuğu elde etmesi için bu seçimi de kazanması gerekiyor. Erdoğan muhafazakâr ve dindar Türkler arasında kayda değer desteğini korurken, genel popülaritesi eriyor gibi görünüyor. Erdoğan’ın talimatıyla, ülke iki yıldır olağanüstü bir yönetim (OHAL) altında yaşıyor, on binlerce gazeteci, öğretmen ve memurun işlerinden kovulduğu ve hapse atıldığı bir dönem. Cumhurbaşkanı, bu “teröristlerin”, ABD’nin de terör örgütü olarak kabul ettiği ve Türkiye’ye karşı öz-yönetim için on yıllarca süren kanlı bir savaş yürüten Kürdistan İşçi Partisi (PKK) adlı militan grubuna ya da 2016 darbesini düzenlediği iddia edilen ABD’de yaşayan din adamı Fethullah Gülen’e bağlı olduğunu iddia ediyor.
Siyasi karışıklık sürerken Türk lirasındaki sert düşüş ekonomik bir çöküş korkusunu da alevlendiriyor. İlk kez % 50’nin altında bir oranla karşı karşıya kalan Erdoğan, Haziran ayında yani planlanandan neredeyse bir buçuk yıl önce bir seçim çağrısında bulundu. “Başkan ve hükümet uyum içinde çalıştığı için, ciddi sorunlar yaşanmıyorsa da, eski sistemin hastalıkları her adımda bizim karşımıza çıkabilir” dedi Erdoğan, erken seçim kararını açıklarken. “Ülkemiz için geleceğe yönelik kararlar vermek… ve bunları uygulamak, yeni hükümet sistemine acilen geçmeyi zorunlu kılıyor.”
Görünüşte Demirtaş şansı konusunda iyimser: “Kazanmayı bekliyorum, tabii ki” diyor. Ancak hapiste olmasının, verdiği rahatsızlık bir yana, bir nimet olduğunu söylemenin de sakıncası yok. Türk devletine karşı mücadeleye sempati duyan Kürtler açısından davaları için hapis cezası çekmek bir şeref madalyası – özellikle politik bir konuşma yapmaktan, hatta bir mizah duygusuna sahip olmaktan dolayı hapsedildiğinde. (2015’te Demirtaş, Erdoğan’ın bir konferansta Vladimir Putin ile birlikte fotoğraf çektirmek için “koridordan koridora koşuşturmasıyla” dalga geçmişti.)
Fakat siyasi hesaplamalara baktığımızda, Demirtaş’ın zaferi neredeyse imkansız: Ne o, ne de HDP Türkiye’nin en büyük muhalefet partisi olan CHP liderliğindeki Erdoğan karşıtı koalisyona davet edildi. Ve HDP’nin Kürt kökleri, partiyi, Kürt siyasetini PKK’yle bağlantılı gören, dindar Kürtler de dahil olmak üzere pek çok kişiye benimsetmeyi zorlaştırıyor.
Bu bağ, Irak’ta sürgünde bulunan ve PKK üyesi olan kardeşi Nurettin’den dolayı, Demirtaş açısından özellikle sorunlu. Demirtaş kardeşini savunsa da, HDP’nin ya da herhangi bir ana akım Kürt siyasi partisinin PKK için bir cephe olduğunu savunan Erdoğan için bu bağlantı yararlanacağı bir araçtı.
Ancak Demirtaş Erdoğan’ı Ankara ile PKK arasındaki ateşkesin bozulduğu 2015’ten bu yana çatışmayı alevlendirmekle suçluyor. Seçilirse HDP’nin PKK ile Türk devleti arasındaki çatışmayı altı ay içinde sona erdirebileceğini söylüyor. “Türkiye’deki Kürt meselesi, şiddet dışı yollarla, barışçı bir diyalog kanalıyla siyasi yollarla çözülmelidir” diyor. “İktidara gelerek bu sorunu çözebilirsek… PKK’nin silahsızlanma kararını alacağına inanıyorum”.
Şimdilik, Demirtaş’ın kampanyası tek seyircisiyle sessiz bir şekilde devam ediyor: Hücre arkadaşı, HDP milletvekili Abdullah Zeydan, Mayıs ayında terör suçlamasından 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İkili diğer mahkumlardan ayrı tutuluyor. Her hafta Demirtaş’a eşi ve iki genç kızıyla bir saat görüşme izni veriliyor ve dört saat de egzersiz yapabiliyor. Ayrıca mektuplar alıyor, uluslararası gazeteleri okuyor ve televizyon izliyor. Tutuklandığı sırada gerçekleşen Donald Trump’ın yükselişini de böyle takip etti. (“First Lady’nin kalbini kırdığını hissediyoruz,” diyor ABD Başkanına, “Lütfen onunla aranı düzelt”).
Seçim yaklaşıyor ve Demirtaş, gardiyanların kendisine yasaya uygun olarak davrandığını söylüyor. “Her şeye rağmen, güçlüyüz, moralimiz yüksek” diyor. “Mücadele kararlılığımızdan hiçbir şey kaybetmedik. Adaletin yerini bulacağına inanıyoruz.”
Kaynak: http://www.newsweek.com/2018/06/08/turkey-pro-kurdish-leader-insulted-erdogan-now-hes-running-president-his-jail-950193.html