KORKUT AKIN yazdı: “Yaşam bitmeyen bir kavgaysa ve gelecek düşlerini içeriyorsa, ezgileri ve danslarıyla, yalın anlatımı ve sakin diliyle biz izleyicilerin de unutulmazları arasına giriyor Orhan Kazbek’in Birleşik Metal İş Sendikasına üye işçi ve işyeri temsilcileri için yazıp yönettiği Dobra Çetin Usta.”
KORKUT AKIN
“Aynı rüyayı görmek isteyince…
İki kez de görülür, üç kez de…
Omuz başında dost başı, yoldaş başı oldukça…”
Tiyatrolar, tiyatrocular salondan çıkıp alanlara indiğinde, birileri burun kıvırmış, küçümsemişti. Oynayanlar, dinlemediler kendilerini küçümseyenleri, aynı ciddiyetle, aynı duygularla ama dekor yerine siyah bir perde -bazen o da bulunmazdı ya- önünde çıktılar izleyicilerinin karşısına.
Televizyonların hayatımızı bu denli esir almadığı dönemde tiyatrolar ve oyunlar vardı birlikte izlediğimiz. İçerikleriyle bizim, türküleriyle sesimiz olan… Hemen her meydanda, hemen her grev çadırında, her mitingde, yürüyüşte coşkumuza coşku katardı. Günay Akarsu geliyor aklıma, Merhaba ile, Erkan Yücel geliyor aklıma, DAST ile… İzlemeye yetişememiş olmanın hüznüyle anlatılanlardan anılarıma mıh gibi çakılan Işıl ve Ali Özgentürk geliyor. Adlarını unuttuklarım da vardır, bağışlayın…
Direnişin öbür adı…
İstanbul Düş Sahnesi, geçmiş yıllardaki o güzelliği günümüze taşıyor Dobra Çetin Usta ile, aynı yalınlık, aynı coşku, aynı umutla… Zeki Göker Kültür Merkezi yararına Kadıköy’de, Penguen Sahne’de izlediğimiz o süreci yaşayan izleyicilerin gözlerinde küçük de olsa bir damla gözyaşı olarak parıldayan oyun, yaşanmışlıklarla birlikte yaşanacakları da sergiliyor. Sahnede ekip çalışmasıyla ortaya çıkarılan dekor, birlikte bulunan kostüm ve kotarılan makyajla yer alan oyuncular, rollerinin biçilmiş kaftanı sanki. İstanbul Düş Sahnesi’nin yönetmeni de, oyuncuları da benzer etkinliklerde, dayanışma adına oyunlarını sahnelemek için çağrı bekliyorlar.
Birkaç gün önce 1 Mayıs kutlandı büyük bir coşkuyla… Seçimlere iki aydan daha kısa bir zaman kaldı… 55 yıl önce Kavel, 48 yıl önce 15-16 Haziran, 42 yıl önce DGM Direnişi, 40 yıl önce Faşizme İhtar Eylemi, bir o kadar grev ve mitingden sonra emeğiyle geçinenler, gücünü kendi sınıfından alanlar yeniden kalkıyor ayağa… Daha dün değil miydi, metal işçilerinin direnişi… Daha dün değil miydi, hakları için mücadele eden madencilerin büyük yürüyüşü?
Dayanışma ile büyür…
Mücadele de, mücadeleye katılım da dayanışma ile büyür. 70’li yıllarda sendika mücadelesi veren Dobra Çetin Usta, aradan geçen bunca zamanda, biri kız, biri erkek iki çocuğu ve eşiyle aynı inançla sürdürüyor savaşımını. Sendikasından başka güvencesi olmadığı gibi, kendisini koruyup kollayan da sendikası ve sendikalı işçiler. Sözünü sakınmayan Dobra, kolunu kaptırmış tezgaha, “ama olsun” diyor, “yüreğim bana yeter!”
Mücadelenin her yönü…
Çekirdek bir aile, ama hepsi bir başka açıdan bakıyor hayata… Çetin Usta üzerinden hem iş cinayetlerini irdeliyoruz hem dayanışmanın gerekliliğini öğreniyoruz. Eşi, biraz geç kalan olsa, kalbi pırpır ederek bakıyor camdan… Çok çekmiş belli ki. Evin kızı öğrenci, ama babasının istediği marşları ve türküleri birlikte söylemeyi çok seviyor. Evin oğlu, gece gündüz demeden çalışıyor, çekiç sallıyor kaportaya, hiç göremedik ki!
Yaşam bitmeyen bir kavgaysa ve gelecek düşlerini içeriyorsa, ezgileri ve danslarıyla, yalın anlatımı ve sakin diliyle biz izleyicilerin de unutulmazları arasına giriyor Orhan Kazbek’in Birleşik Metal İş Sendikasına üye işçi ve işyeri temsilcileri için yazıp yönettiği Dobra Çetin Usta. Oyunda geçmişten günümüze sınıf mücadelesi anlatılıyor elverdiğince. Genel Merkez, Gönen, Sapanca Kemal Türkler Eğitim Tesislerinde defalarca, “Hayır” kampanyasında Halkalı'da ve Küçükkuyu Tüm Emekli-Sen'e katkı amaçlı sahnelenen Dobra Çetin Usta ve diğer oyunlar için sosyal medya üzerinden iletişim kuruluyor.
Dobra Çetin Usta, yazan ve yöneten Orhan Kazbek, müzik Cemile Yalçın, oyuncular Çetin Ali Nergis, Gamze Şimşek, Merve Kaytuka, Berfin Koç…