Mehmet ZENCİR yazdı: “ILO her zamanki gibi sorunu kapitalizmi, sınıfları, emek sömürüsünü yok sayarak ele alıyor. Kapitalizmin ucuz emek gücü ve yedek işçi ordusu yaklaşımı es geçiliyor. Kâr maksimizasyonu, emek sömürüsünün derinleşmesi ve emek yağması gibi sorunun altında yatan gerçeklikler ıskalanıyor.”
MEHMET ZENCİR
Ata Soyer Sağlık ve Politika Okulu
ILO, Uluslararası Çalışma Örgütü, 2003 yılından itibaren 28 Nisan tarihini “İş Sağlığı ve Güvenliği Günü-SafeDay” olarak kabul ediyor ve etkinlikler düzenliyor. Her yıl için bir tema seçerek iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesini gündemleştirmeye çalışıyor. ILO bu amaçla, sorunun büyüklüğünü ortaya koyma, güvenlik ve sağlık kültürünün yaratılması ve teşvik edilmesi, ölümlerin ve yaralanmaların sayısının azaltılmasına odaklanan bir bilinçlendirme kampanyası düzenliyor. Bu kampanyanın yürütülmesinden paydaşlar diye tanımladığı işveren örgütleri, sendikalar ve hükümetlere bağlı organlarla arasında sosyal diyalogu öne çıkartıyor. (1)
Dahası 28 Nisan, 1996’dan beri sendikal hareket tarafından dünya çapında Ölen ve Yaralı İşçiler İçin Uluslararası Anma Günü olarak kabul ediliyor. Bu anmanın amacı da 28 Nisan’da dünya çapında seferberlik ve bilinçlendirme kampanyaları düzenleyerek iş kazaları ve meslek hastalıkları mağdurlarının hatırasını onurlandırmak olarak tanımlanıyor. ILO’nun 2003’den bu yana bu perspektifi de bulandırdığı göz önünde bulundurulmalıdır. Nasıl olduysa 2003 yılında ILO, sendikal hareketin talebi üzerine 28 Nisan kampanyasına katıldığını dile getirdi. Böylelikle kaza ve hastalıklara bağlı yaralanma ve ölümlerin azaltılmasına yönelik yapılan ve yapılacakların kutlanmasının yolunun açıldığı belirtiliyor. (1)
Bu yıl ülkemizde 28 Nisan’ın “İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü” ilan edilmesine yönelik mücadele öne çıktı. İstanbul Tabip Odası İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Komisyonu ve İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi yaptıkları ortak açıklamada 28 Nisan tarihi ile ilgili değişikliği gündeme getirdi ve “Ölenleri An, Yaşayanlar İçin Mücadele Et” ifadesi ile bu tarihin “İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü” olarak ilan edilmesini istedi. (2)
Yine Adalet Arayan İşçi Aileleri, 28 Nisan’ın İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü ilan edilmesi talebi ile yürüyüş ve basın açıklaması yaptı. Eylemde İş(çi) cinayetleri nedeniyle yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşınarak “İş Kazası değil cinayet”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz”, “Kader değil cinayet”, “Soma’yı/Ermenek’i unutma unutturma!” sloganları atıldı. (3)
ILO her nedense 1 Mayıs Uluslararası İşçi Bayramı için bir mesaj yayınlamıyor, sadece kendini 1 Mayıs’ın kutlanmasını garanti altına almak ve 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili haberleri vermekle sınırlıyor. Oysaki işçi sınıf en net mesajını 1 Mayıs’ta meydanlarda vermektedir. ILO, bu görmezden gelme tavrını, sözde üçlü yapı (işçi-işveren-devlet) arasındaki sosyal diyalog çerçevesinde tarafsız pozisyonu ile gerekçelendiriliyor.
2018 “İş Sağlığı ve Güvenliği Günü-SafeDay” teması: Genç işçiler
2018 yılı “İş Sağlığı ve Güvenliği Günü-SafeDay” için tema “Genç işçiler” olarak ele alınmış. Birleşmiş Milletler’in gençlik kriteri olan 15-24 yaş grubundaki işçilerin sağlık ve güvenlik sorunları gündeme getiriliyor. Bu gündem Dünya Çocuk İşçiliğine Karşı Dünya Günü (WDACL) ile birlikte yürütülüyor. Hedef genç işçilerin güvenliğini ve sağlığını geliştirmek ve çocuk işçiliğini sona erdirmek. (4)
Genç işçilerin (15-24 yaş) sayısının 541 milyon olduğu ve dünya işgücünün %15’inden fazlasını oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Bu sayının, tehlikeli çocuk işçiliği olarak kabul edilen 15-17 yaş grubundaki 37 milyon çocuğu da kapsadığının altı çiziliyor. Bu istatistiki rakamın, boş zamanlarında çalışan öğrenciler, çıraklar, stajyerler, zorunlu eğitimi bitirmiş veya bırakmış işçiler, aile işletmelerindeki genç işçiler, genç işverenler ve kendi hesabına çalışan işçilerin tümünü kapsadığı belirtiliyor. ILO’nun değerlendirmesinde sınıfsal konumu gözardı eden bir yaklaşım dikkatleri çekiyor. (4,5)
Genç işçilerin İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSG) risklerini artırabilecek faktörlere yer veriliyor. Bunlara örnek olarak fiziksel ve psikolojik gelişim aşamaları, iş deneyimi ve eğitim eksikliği, işle ilgili tehlikelerin farkındalığının yetersizliği ve genç işçilerin kötü çalışma koşullarını içeren tehlikeli görevleri veya işleri kabul etmelerini koşullayan pazarlık gücünün eksikliği dile getiriliyor. (5)
Genç işçilerin en çok inşaat, tarım ve imalat sektöründe istihdam şansı (şansızlığı) buluyor. Bu üç sektörün de düşük vasıflı, mevsimlik ve göçmen işçilerin yüksek istihdam edildiği işin tehlikeli doğası ile biliniyor. İnşaat en yüksek iş kazası ve meslek hastalığı ile öne çıkıyor. Tehlikeli çocuk işçiliğindeki ergenlerin neredeyse yarısı tarımda çalışıyor. (5)
Genç işçilerde ölümcül olmayan mesleki yaralanmaların yetişkin işçilere göre yüzde 40 daha fazla olduğu bilgisine yer veriliyor. Genç işçilerin yüksek yaralanma hızlarının, ömür boyu kariyer fırsatları, kazanma potansiyelleri ve genel refah düzeylerini etkilediği için özellikle önemli olduğu vurgulanıyor. (4) Daha sonra ILO dilinin altındaki baklayı çıkartıyor: Yetersiz iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının harcamalarının, her yıl dünya çapında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yaklaşık yüzde 4’üne tekabül ettiği, yaklaşık 3 trilyon ABD doları olduğu vurgulanıyor. Genç bir işçinin yaralanması sonucu eğitim ve öğretim yatırımları ile birlikte yıllarca üretkenliğini kaybettiği belirtiliyor. Bir kez daha ILO sermaye yanlısı tutumunu gözler önüne seriyor; sorunu işletme ve hükümetlere olan ekonomik maliyet konusuna indirgiyor. (5)
2018 SafeDay kampanyası, bu zorlukları ele almanın ve genç işçiler için güvenlik ve sağlığın iyileştirilmesinin kritik öneminin altını çiziyor, yalnızca genç istihdamını teşvik etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu çabaları tehlikeli ve diğer tüm çocuk işçilikleriyle mücadele ile de ilişkilendiriyor. (4,5)
ILO her zamanki gibi sorunu kapitalizmi, sınıfları, emek sömürüsünü yok sayarak ele alıyor. Kapitalizmin ucuz emek gücü ve yedek işçi ordusu yaklaşımı es geçiliyor. Kâr maksimizasyonu, emek sömürüsünün derinleşmesi ve emek yağması gibi sorunun altında yatan gerçeklikler ıskalanıyor. Ve sonuçta, tahmin edilebileceği gibi çare de sosyal diyalog yaklaşımında bulunuyor!
Kaynaklar:
- http://www.ilo.org/safework/events/safeday/WCMS_316480/lang–en/index.htm
- http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=19390:28-nisan-is-cinayetlerinde-olenleri-anma-ve-yas-gunu-ilan-edilsin&catid=127:isci-aileleri&Itemid=217
- http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id=19397:adalet-arayan-isci-aileleri-28nisan-is-cinayetlerinde-hayatini-kaybedenleri-anma-ve-yas-gunu-ilan-edilsin&catid=152:haberler
- http://www.ilo.org/safework/events/safeday/lang–en/index.htm
- http://www.ilo.org/infostories/en-GB/Stories/safety-health/youth#intro